Ah benim kendi beyaz,bahtı kara Defo'ciğim...
Yaklaşık 30 küsür bölümdür reklam izliyoruz farkında mısınız? "Mükemmel erkek" virali var dizimizde, ürünü de başrole yerleştirmişler. Yani Ömer İplikçi'nin ne kadar kusursuz, nasıl yakışıklı ve bir o kadar da romantik biri olduğunu izliyoruz. Defne haklı galiba, Ömer'in isteklerine göre gidiyor her şey. Paşamız isterse Defne'yi öpüyor, istemezse gökten nur inse davetlere gitmiyor, kimse onu ikna edemiyor. Mazeret de hep hazır, "Ömer bu.."

İşte bu Ömer benim canımı sıkmaya başladı. Egosuna falan sahip çıksın. Ama sizce de çok ütopik değil mi? Azıcık yükseklerden uçuyoruz sanki biraz zorunlu iniş vakti mi gelse ne?  Yani demem o ki Ömer öyle bir hata yapsın ki durum 1-1 olsun. Ha peki aşk her şeyi affeder mi? Yok anacım affetmez vazgeçtim, Ömer adam olsun, otursun oturduğu yerde Defne'sine baksın. Ay çıkamadım ben bu işin içinden. Of Galo ya! "Ama belki de Ömer küçük hesaplar peşindedir, e o zaman ne diye baktı öyle güzel?” işte kafamda deli sorular.


Görseldeki "can sıkıntısını" bulunuz...

"Ölüyorum anne, ölüyorum anlasana.  Gözlerimin önünde Ömer, Galo'ya Defne'sine baktığı gibi bakıyor, dayanamıyorum" efsanevi tiradımıza da selam çaktığıma  göre sorularımı sorayım.. Bu Galo neden bu kadar Ömer gibi peki? Mesela Ömer ve Defne birlikte iken ben hep Ömer sıkılıyor da odaya gidiyor gibi hissetmiştim. Defne ile Ömer’in bir tane ortak noktasını hissedemedim şu bölüme kadar. Tek bildiğim, Defne, Ömer’e hayran, her kötü koşulda yanında. Ömer’de Defne’yi öpmek istiyor; bir de hiç güvenmiyor. İsterseniz Galo ile Ömer'i sevgili yapın, orası ile de ilgilenmiyorum artık, hem öyle olsa yüzyılın şaşırtması olur orası ayrı mesele, neyse.

Dizilerde bolca işlenen ikinci kadın ya da erkek kullanarak "kıskanma" durumundan hoşlanmıyorum. Dizi de olsa bana geliyor eserikli haller. Fekat Defne bıkmadı, ben bıktım. Yoruldum Ömer'in hayatına giren kadınlardan. Niye ellere var da Defo'ya yok mu? Tez zamanda cillobistan başkenti eş başkanı biri gelsin o zaman. Ömer de az çile çeksin. En çok da sinirimi bozan ne biliyor musunuz küçük elma sevicilerim? Galo tam da Ömüş gibi biriymiş. Kalabalıkları sevmemeler, gösterişten kaçmalar ay tam bir Ömer İplikçi algısı. Fakat Ömer'in bakışlarını alıp dağlara taşlara vurasım geliyor.  Eyy Ömer iplikçi eğer birine öyle bakacaksan Defne'den başkasına bakamazsın. Bu seyirci seni göklere çıkardığı gibi yerin dibine de sokar bilesin.

Ya ben Defne'ye kıyamam. Sen kim küçük küçük aşk oyunları yapmak kim? Böyle kıstırırsın ayağını işte. Aslında bizim Defo' da işini bilmiyor değil. Elmalar göndermeler falan bunlar sahalarda görmek istediğimiz hareketler. İşte burada da devreye Defo’ciğimin kara bahtı kör talihi giriyor, bakalım.


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER