1970'lerin İstanbulu, bir kunduracı ailesi.
İşlemediği cinayetten yargılanıp idam cezasıyla cezalandırılıyor. O dönemler
idam cezası uygulanıyor. Kurtaramazlarsa asacaklar Nazif Kara'yı.
Kunduracılık yapan oğlu, adliyeye sızıyor.
Stajyer avukat olarak tanıtıp kendisini, babasını yargılayan hakimeyle
tanışıyor, yakınlaşıyor.
Olaylar olaylar...
1970'lerin bir kesiti olup çıkıyor dizi.
Fırından ekmek alınan mahallesi, kahvesi, gecekondu imar sorunu, kabadayılar,
sokakta gazete satan çocuklar, iki katlı ahşap evler, dönemin mimarisi, ev
eşyaları, dekorasyonları...
Bir kapının açılmasıyla başlayan bir Karadayı
dizisi izledik, kapının kapatılmasıyla noktalı virgülün konduğu, mutluluğun
yukarıdan görüldüğü bir tabloyla da final yazısını okuduk. Kapı önemli bir
semboldü dizide. Dikkatli gözler Karadayı yazısındaki bir harfinin de cezaevi
kapısı olduğunu anlamıştır.
Karadayı, son yılların başarılı dizilerine
imza atan Ay Yapım'ın 3 sezon sürdürdüğü önemli bir dizisiydi.
40 yıl önce yani 1970'lerde geçmesi prodüksiyon
olarak zor bir girişimdir.
Gece maçı gibi, Türk Kahvesi gibi, aynen gibi günümüze dair bazı dil "hatalar" gözden kaçmadı.
Ama bu hatalar dizi için yapılan koca bir platoyu gölgede bırakmadı. Bir de
İstanbul'da hâlâ bakir ormanların olabileceği ve bazı yerlerden denizin hâlâ
güzel görünebileceğini gösterdi dizi.
RaniniTv, Karadayı'nın 100. bölümü şerefine
çok güzel bir dosya hazırlamıştı. Diziye dair çok güzel ayrıntıların yer aldı
bu dosyada.
Bütün anlatılanlara biraz ek olacak birazdan okuyacağınız detaylar da...
Buyrunuz..