Bu işte bir tuhaflık var

Şevk ile izlemeye başladığınız, bağ kurmaya çalıştığınız, kiminizin kurgusal gerçekliği aşarak sevgi beslediği karakterde sizi rahatsız eden tuhaf tutarsızlıklar mı görmeye başladınız? Yaptığı hareketleri anlamsız bulmaya ve sorgulamaya mı başladınız? Size bilmem kaç bölümdür "elma" diye anlatılan kahraman aniden "armut" mu oldu? İşte orada yaratıcının karakter satışı başladı demektir. Genellikle "Olay yok, olay yok" ölümcül uyarısıyla satış sinyalleri baş gösterir. Yaratıcı, "reytingler istenildiği gibi gitmedi", "oyuncular arasında elektrik tutmadı", "seçilen oyuncu karakteri başarıyla canlandıramadı", "yönetmen dünyayı kuramadı" tadında gerekçelerle satışın vicdan azabını hafifletmeyi seçer.

Az sayıda kalem sahibi bu ve benzeri krizleri maharetle aşmayı başarır. Başaranların sayısı azdır çünkü yola çıkarken yaratıcının asla bir B planı yoktur. Haksızlık etmeyelim bir B planı kurmak için ne yeterli zaman ne de bütçe vardır. Yazdığı hikaye yayına çıktıktan en iyimser şartlarla dört hafta sonra parasını düzenli olarak (yapım şirketine göre bu düzen kavramı da değişir) almaya başlayan ya da hikayesi bir kanala satılmadan ödeme alamayan yaratıcıya "Neden bir B planın yok" demek de haksızlıktır. Elbette bu aşamada çoğu yazarın bölüm parasını uc uca ekleyerek geçimini sağladığını da unutmayalım. Ülkemizde "tuzu kuru" yazar sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Misal ekran işlerini eleştirirken en çok da o tuzu kuruların kalemine acımasız bakıyorum, neyse...

Reyting istenilen ölçüde gelmeyince ve "Olay yok" uyarıları fizana bayrak olunca önce elde stoklanmış 26 bölümlük (iyimserim) hikaye ilk 5-6 bölüme faş edilir. Elbette bu durumda yaratılan hikayenin ergonomisi bozulur. Stokların erimesi de cabası. Zaman içinde hazmederek yaşanacak kimi değişimler bu öne çekilmiş öyküler sebebiyle aniden olur ve seyirci şaşkına döner. (Bakınız: Şeref Meselesi) "Seyirci bu aşkı sevmedi, değiştirin" uyarıları gelir. Direnemezsiniz, Reyting Şeytanı kurban beklemektedir. Hızla karakterin kaderini değiştirisiniz. (Bakınız: Kuzey Güney, Kurt Seyit ve Şura)