Ziyan edilmiş kurgusal hayatlara dair sayıklamalar...

Bu aşamada söylemeden geçmek istemem ki ülkemizde pek çok hikaye, Yapımcı ya da Yayıncı'nın "Şöyle bir şey yapalım", "X dizisi gibi olsun" tadında verdiği siparişlerle hayata geçer. Muhtemelen global kriterler de böyle çalışıyordur. Bu sipariş eğer kallavi yazarlara verildiyse eli yüzü düzgün bir hikaye kurulabilme ihtimali yüksektir. Ancak çok zaman Yapımcı ya da Kanal hikayeyi kalem sahibine olay olay dikte eder. Hadi kibar olalım ve "önerir" diyelim. Siparişi isteğe göre evirdin, çevirdin dert bitti mi? Bitmez. Bu sefer o karaktere can verecek oyuncu aranmaya başlar. Ahmet'e dikilmiş elbiseyi, şanslıysan Mehmet, değilsen Haydar giyer. Doğal olarak ya bol gelir ya da dar. Biz de bu ergonomisi bozulmuş hikayeleri izler, çene patlatırız. Çok zaman da eleştirip kalp kırarız.

Bu bilgiyi koy cebe! Çünkü kimi ateşli hayran grupları hikaye yazan arkadaşa insafsızca giydirmeden önce bu bilgiyi de hatırlamalıdır. "Bana kimse karışmıyor" senaryo yazarlarının meslek adabı gereği söylemek zorunda olduğu tatsız bir beyandır. Hikayeye herkes karışır. Karakterin aksesuarlarını, mekanları hatta sofra düzenini eleştirerek Drama Tanrısı'na hizmet ettiğini zanneden iyi niyetli Havari'den daha bol bir şey yoktur bu sektörde.

Parantezi kapatıp, kriz konusuna dönelim. Hikayenin yaratıcısı oluşan krizi çözemezse hemen ekip değiştirilir. Yeni yaratıcılar gelir. Onlar da, "tohumuna para mı verdim?" zihniyetiyle, ihtiyaca binaen, reyting almaya odaklanarak önce elde var olan karakterlere girişirler. Çünkü zaman hızla tükenmektedir. "Gel yaz" denildiğinde hikaye kaçıncı bölümde olursa olsun yeni ekip kurulabilmesi rutin bir durumken, o yeni ekiplerin elde stok olmadan yürüyen hikayeyi kısa zamanda anlaması ve adam edebilmesi bir mucizedir. Zaten mucize de nadiren gerçekleşir. Misal 20 bölüm yayınlanmış (Her bölüm de en az 100 dakika) diziyi, bir hafta içinde izleyip, teşhisi koyup, ertesi hafta tedaviyi başlatmak mı? Güldürmeyin insanı..

Dolayısıyla işe kolay yoldan müdahale edilir. Hemen heybeden klişeler ortaya serilir. Uygun olanları seçilir ve hızla uygulanmaya başlar. Buldukları sözde büyük ve kilit olaylar o karakterlere, hikayenin dokusuna uygun mudur? Kimin umurunda? Önce makul miktarda zaman kazandıracak reytingi almalıdır. Acımasız bir kıyam başlar. Haftalardır izlediğiniz karakterler birden bire bambaşka insanlar haline gelir. Daha da ileri gidilir. "Bunlar ölmüş, yenisi lazım" denilerek hikayeye yeni yeni karakterler sokulur. Al sana çorba... (Bu kısmı için örnek vermeyeyim, çok da kırıcı olmak istemem. Az düşünen en az 5 örnek sayar zaten.)
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER