Merhaba, haftalaaar haftalaaar sonra nihayet listemizin
ikinci bölümüyle sizlerleyiz. İlk bölüm çok güzel tepkiler aldı, öncelikle geri
dönüşleriniz için çok teşekkür ederim. Kalan bölümleri sizlerle daha erken
paylaşmayı düşünüyordum fakat bir türlü kendimde bilgisayar başına geçme
motivasyonunu bulamadım. Hepimizin kafaları yoğun, yarına dair endişelerimiz
var ama nihayetinde bir şekilde psikolojilerimizi ayakta tutmak zorundayız
değil mi? Hayat devam ediyor ve edecek. Sizlere bu anlamda yardımcı olmak
amaçlı bu bölümümüzde biri hariç komedi ağırlıklı işler var. O dram ağırlıklı
dizimizde de yer yer yüz gülümseten kısımlar eksiği kapatıyor.
Hazırsanız
başlayalım.
MERHAMET
Yönetmen: Çağatay
Tosun
Senarist: Mahinur
Ergun
İkinci bölümdeki ilk maddemiz IMDB
puanı da yüksek bir iş ve aldığı puanı da fazlasıyla hak ediyor. Hande
Altaylı’nın “Kahperengi” romanından uyarlanan dizide İbrahim Çelikkol, Özgü
Namal, Burçin Terzioğlu, Mustafa Üstündağ ve Yasemin Allen gibi iyi tanıdığımız
ve sevdiğimiz isimler yer alıyordu. Böyle bir kadroyla geçmiş-gelecek bağı
şahane kurulmuş bir hikâyeyi yan yana getirin. Efsane bir kombo... Dizinin
konusunu kısaca özetlemek gerekirse genç bir kızın var gücüyle çalışarak kendi
kaderini kendi yazma ve okların yönünü değiştirme mücadelesini konu alır hikâye.
Hayatın onun için seçtiği şartları kabullenmeyi reddeden Narin’in gücü sadece tek
bir şeyi değiştirmeye yetmez: Kalbinin atmayı seçtiği kişiyi. Peki, hayat bir
oyun oynar da geride bırakamadığı tek şeyi yıllar sonra en yakın arkadaşının
kız kardeşinin nişanlısı olarak onunla tekrar tanıştırırsa neler olur? Sevgi
geçmişin yaralarını sarmaya yetecek midir? İbrahim Çelikkol’un en sevdiğim
işidir. Yakın zamanda İstanbullu Gelin’de İpek olarak izlediğimiz Dilara
Aksüyek’in de tanınmasını sağlayan iş olmuştur. Hem aile hem aşk hem de
arkadaşlık ilişkilerini bulabileceğiniz bir drama, size iyi gelecek.
ULAN İSTANBUL
Yönetmen: Murat Onbul
Senarist: Uğraş Güneş
“Ulan İstanbul, sen mi büyük ben mi büyük?..”
Diziyi
düzenli takip edip de şu jeneriğe bayılmayan yoktur sanıyorum. Cidden şu ân
birkaç cümleyle nasıl anlatabilirim diye beni düşündüren bir diziydi Ulan
İstanbul. Hani şu her detayının özenli olduğunu hissettiğiniz, nasıl orijinal
bir iş dediğiniz, bin kere izleseniz yine bıkmayacağınız dizilerden. Türkiye’de
kaliteli komedi yapmak, bir de bunu milyonlara izletebilmek cidden zor iş.
Uğraş Güneş’in kıvrak kalemiyle bu zorluğun üstesinden gelen dizide Erkan
Kolçak Köstendil ve Şebnem Bozoklu’nun düetleri oldukça meşhurdur. Şahsen hâlâ
arada açıp açıp izliyorum. İyi niyetli bir hırsızlık çetesinin komik hikâyelerinin
konu alındığı dizi aynı zamanda ilk ücretli dijital gösterim denemesi yapan
dizimizdir. Bölüm başı ücretlendirme sistemleri tutmamış olsa da ilk adımı
atacak cesareti göstermiş olmaları takdiri hak ediyor.
Yazı devam ediyor..