Behzat Ç.’nin yıllar sonra Blu TV’ye gelen yeni sezonuna tüm
bölümler tamamlandıktan sonra başladım ve iki günde de bitirdim. Kendimi fanatik
bir Behzat Ç. hayranı olarak tanımlamam gerçek fanatiklere haksızlık olacaktır
ama fena bir izleyici de değildim ve yeni sezon için herkes gibi benim de
yüreğim pırpırdı, ‘Ya kötü olursa? Ya bunca yılın şahane hayalini yıkarlarsa?’
diye içim içimi yiyordu. Konuyu ayrıntılandırmaya başlamadan peşin peşin söylemek
isterim ki ben 4.sezonu beğendim, eski bölümlerin hatırasını bozacak bir şey
göremedim, içim o açıdan artık rahat. Şimdi biraz daha konuşalım üstüne.
Bir kere dijital platform avantajı olan kısa bölüm süresi bu
diziye çok yakışmış. Malum, sürekli bölüm sürelerinin uzunluğundan şikayet edip
duruyoruz ama aslında o kısa sürenin dinamizmini yakalamak da her ekibin harcı
olmuyor. Burada olmuş. Bölümler tam kıvamında, hem bir sonraki bölümü merak
ediyoruz ama hem de bölüm içinde bir netliğe ulaşıyoruz, bunu beğendim.
Dijital platformdaki yerli dizilerin düştüğü en büyük
hatalardan biri de bence ‘Hazır serbestken her cümleye bir küfür sıkıştıralım
da doğal duralım’ düşüncesidir. İşte Behzat Ç. yapısı gereği bu durumdan
otomatik olarak yırtmış zira diziyi izleyen herkes bilir ki küfür o ekibin
havası suyu, noktası virgülüdür.
İşlenen konular son derece günceldi ve aynı zamanda da mesaj
vermenin o didaktik havasından olabildiğince uzaktı. Olabildiğince diyorum zira
konular o kadar ağır ve travmatik ki bir miktar mesaj vermeden de pek
anlatılamıyor.
Diziye giren yeni karakterleri sevdim, özellikle de yeni
çocukların da bir efsane olarak duydukları Behzat’a amirleri olarak
gösterdikleri hayranlık, yeni ekibin eskilerle kaynaşırken yaşadıkları kavgalar
ve gerçekçilik hoşuma gitti. Her şey yine kötü ama onlar hala bir ekip, bunu
yenilerle de hissettik. En çok eksikliğini hissettiğim karakter izleyicilerin
çoğu gibi benim için de Harun oldu. Yeni bir sezon olur mu, olursa Harun döner
mi bilmiyorum ama umarım olur ve döner. Bence orada hala sadece Harun’un
doldurabileceği bir eksiklik var.
Erdal Beşikçioğlu’nun Esra ile konuştuğu sahnelerdeki
oyunculuğuna bayıldım. Genco Erkal’dan izlediğim ama Beşikçioğlu’ndan da illa
ki izlenmesi gerektiğini herkesin söylediği Bir Delinin Hatıra Defteri oyunu
geldi aklıma sık sık. Sahneleri sevmekle beraber Esra’nın dizideki görevinin
bitmesinden de memnunum, bence de artık tamamlandı onun hikayesi. Eğer yeni bir
sezon olursa yola Behzat’ın hatırladığı gerçeklerle devam etmeyi tercih ederiz.
Behzat Ç.’yi artık televizyonda asla izleyemeyeceğimizi
bilmek beni üzmekle beraber, geri dönüşünün böyle güzel olması da beni
sevindirdi ve umutlandırdı. Sevdiğimiz tüm dizilere böyle dönüşler dilerim.
İyi
seyirler.