Misafir çadırımız kamera açısı değiştikçe yer değiştiriyor. Ekip gerçekten pire gibi. Filmin görüntü yönetmenine gözüm takılıyor. Zarif bir adam. Hemen soruyorum kim diye. Jean Paul Seresin olduğunu öğreniyorum. Kıdemli Sinefiller, Jean Paul Seresin adına yabancı değildir. 1968 doğumlu İngiliz görüntü yönetmeni daha önce de BKM yapımı filmlerde ve son olarak Türkiye'nin Oscar adayı olan Ayla'da çalıştı. Jean Paul, aynı zamanda da 2000 yılında Angela's Ashes (Angela'nın Külleri )filmiyle BAFTA'ya aday olan ödüllü görüntü yönetmeni Michael Seresin'in oğlu; baba mesleğini sürdürüyor anlayacağınız.
Onların sırma işlemeli bornozları varsa benim de çakmağım var ^^
Çadırda sohbet ve özel röportajlar sürerken ben seti gezmeye başlıyorum. Pembe Şeker'in ağabeyini oynayan Kubilay Aka, Özgür Emre Yıldırım ve Sunay Akın'ın oğlu Ali Ozan Akın ile tanışıyorum. Cem Yılmaz'ın dublörüne de rastlıyorum bir kenarda. Az sonra çekilecek aksiyon sahnesine hazırlanıyor. Az soru sorup, çok dinleyerek geçiriyorum vaktimi; her zamanki gibi. Sağı solu izliyorum. Set sessiz bir arı kovanı gibi tıkır tıkır işleyerek çekilecek sahnelere hazırlanıyor. Asistanlar arada gelip oyuncuları sete alıyor. Oyuncular da sahnelerini çekip yeniden sohbetimize dahil oluyorlar. O gece gün ışıyana kadar çekim devam edecek. Son iki günleri kalmış. Sonra uzun bir post prodüksiyon süreci başlayacak. Yeni yılın ilk günlerinde de Arif V 216 vizyona çıkıp sinemada seyircisini bekleyecek.
Bahtı açık, gişesi bereketli olsun!
Böyle işte..
R.