Beş Adımda 'Paramparça' Tadında Dizi Yazma Rehberi
27 Aralık 2014
4. Hikayeni çocuğa anlatır gibi anlat
Yazı çizi işlerine bulaşan herkesin çok havalı olsun diye "Simple is best" az havalı olsun diye de "Canım hikayeni beş yaşında bir çocuğa anlatır gibi basitçe anlat" dediği altın kural Paramparça'nın manifestosu olmuş. Büyük sahneler, sıfır alt metin, net ve temiz diyaloglarla örülü hikaye izleyeni yormadan yoluna devam ederken, ekran başında oturanlara "Vallahi ben bunu anlamıştım" dedirtecek kadar da 'sürprizsiz' ilerlemeye özen gösteriyor.
Misal Dede, torununa süslü bir bıçak veriyor. Hoppala Paşam, tadında gelişen bu durumla aslında hikaye "Bakalım kimin neresinde patlayacak o bıçak" sorusunu aklınızın bir köşesine takıveriyor. Siz onu o anda unutsanız bile o bıçak birinin kaba etinde patladığında "Ahan da ben demiştim çocuğa o bıçak verilir mi?!" duygusuyla göneneceksiniz. Tıpkı Gülseren'in göğüs dekolteli elbisesini gördüğünüz anda "Ahan da böyle giyinirsen.." cümlesi içinizden geçer geçmez, hoop üç sahne sonra "Böyle giyinilmesini sinyal kabul eden işveren tacizi" ile muhatap olduğunuz gibi... Say say bitmez..
Bu aşamada da rejinin seçtiği anlatım dili sizi duyguya değil, olaya yönlendiriyor. İlk bölümde evin sarı kafa oğlunun baba Cihan'dan yediği tokat sahnesini 10 yönetmene verelim, sekizi banko sahnenin duygusuna odaklanırdı. (Ben de ilk bölümü eleştiriken aynı tuzağa düştüm. Oğlanın babasından ilk kez tokat yediği duygusunu izlemek istedim) Oysa o sahnede önemli olan oğlanın babadan yediği tokata verdiği duygusal tepki değil, "Cansu bizim kızımız değilmiş!" cümlesinin duyulmasıydı. Bu sebeple rejinin, yazar tarafından salt "finalden bir adım önce büyük sahne olsun" mantığıyla yerleştirdiği o tokat sahnesinin muhataplarda yarattığı duyguyu göstermekle kaybedecek tek bir saniyesi yoktu. Göstermedi de..
Vakti zamanında, henüz aklı baliğ iken, annem Küçük Kadınlar izlerdi. Hikayenin atacağı her adımı, alacağı her virajı, yapacağı her sürprizi dakikalar ve dahi sahneler öncesinden bas bas bağırdığı bu diziyi neden izlediğini sorduğumda, "Hayat o kadar bilinmez ve korkutucu ki bu dizide olacakları önceden tahmin edince kontrol bende gibi hissediyorum, iyi geliyor." demişti. Ah Eşek kafam! Kadın formülü vermiş yürüsene oradan?!