Tereddüt, karakterlerini salt siyah ya da beyaz resmetmek
yerine grilikleriyle yer vererek gerçeklik algısını güçlendirmiş. Kadın olmak
üzerine sözünü söylerken Şehnaz’ı beyaz göstermemesi, Elmas’ın kocasını salt
kötü bir karakter olarak ele almaması da bunlardan biri. Elmas’ın kocasının
Elmas için “O daha küçük.” demesi ve bunu bile bile Elmas’a dokunması içimi cız
ettirirken “Neden?” sorusunu da sormama neden oldu? Elimden gelse ekranın içine
girip sormak isterdim bu soruyu. "O daha küçükse neden evlendin be adam!" demek isterdim.
Ve yine Elmas’ın annesinin dikenli bir gül olarak
resmedilerek sembolik olarak pişmanlığın da yüklenmesi kadın olmak üzerine
farklı bir açıdan daha bakmama neden oldu. Elmas’ın annesi de Elmas gibi küçük
yaşta evlendirilen, kocasının sözünden çıkmayan, kızına evleneceğini söylerken
utançtan yüzüne bile bakamayan bir kadındı muhtemelen. Elmas’ın canını yakan
ama bir türlü vazgeçemediği, kopamadığı…
Tereddüt, hikayesini anlatırken sembolik anlatımlara
başvurmaktan kaçınmazken, bu sembollerle hikayesine de değer katıyor. Su ve kara
dengesi de filmin yapı taşlarından. Filmlerde ‘deniz’ metaforunu görmeyi de
severim zaten.
Görsel anlatımı, hikayesinin uzandığı noktaları ve oyunculuklarıyla
başarılı bir film olan Tereddüt’ün cinselliğe bakış açısı da oldukça cesur.
Sevişme sahneleri cesur olduğu kadar estetik çekilmiş. Fakat filmi izlerken de
filmden çıktığımda da aklımda tek bir soru işareti vardı. Bu sahnelerin ne
kadarı sansürlendi? Ve bu sansürlenen kısımları izleseydik Şehnaz’ın
hikayesinin bende uyandırdığı etki değişir miydi?
Sinemada sansür bana yabancı gelen bir konu değil aslında.
Hatta üniversitede vize ve finallerim için sinemada sansür üzerine çalıştığım
zamanlar da olmadı değil. Ama yine de can sıkıcı tabii. Bir gün sansürsüz
versiyonunu izleyebilir miyiz acaba?
Şehnaz’ın hikayesine geri dönecek olursam… Elmas’ın hikayesi
içime işlerken Şehnaz’a biraz daha uzak kalmam belki de sansürden
kaynaklı, bilemiyorum. Hikayesi biraz
daha yüzeysel kalsa da bir gerçek var ki Funda Eryiğit hangi karaktere
bürünürse bürünsün karakterini çok güzel taşıyor.
Mehmet Kurtuluş, Okan Yalabık ve Serkan Keskin de sahne
sırası onlara geldiğinde ustalıkla eşlik ediyor Ecem Uzun ve Funda Eryiğit’e.
Tereddüt, defalarca ele alınan bir konuyu yeni bir anlatımla
ele alan, zıtlıklardan beslenerek, kurgusunun da ışığında farklı hayatlara
farklı anlamlar yükleyen, finalinde ise sözü seyirciye bırakan bir film. Katıldığı festivallerden de ödüllerle dönen Tereddüt izlenmeli, izletilmeli…