Hakan Muhafız: Hançer Savaşları

Hakan Muhafız: Hançer Savaşları
Zamanın birinde tehlike altında bir şehir varmış, bir de hiçbir şeyden haberi olmayan bir muhafız. Tılsımlı gömleğini kuşanıp hançerini eline alınca ondan güçlüsü olmayacakmış. Masal bu ya, düşmanı da çokmuş bu muhafızın. Hançer bile elden ele gezermiş. Muhafızın yapması gereken, düşmanları yenip İstanbul’u huzura kavuşturmakmış. 

Fakat bir sorun varmış. İki sezon geçmiş, muhafız görevinin bilincine varamamış. Dönem dönem duygularıyla hareket etmiş, dönem dönem ne yaptığı anlaşılamamış. Neyse ki onu koruyan insanlar varmış. Ama onlar da birer birer mağlup oluyorlarmış bu savaşta…

Hakan: Muhafız, ikinci sezonuyla Netflix'te yerini aldı. Bu sezondan bana kalansa koca bir hayal kırıklığı. Netflix, Türkiye sınırlarına girdikten sonra bir Türk dizisi hazırlanacak olması sürpriz olmamıştı aslında. Sonra Çağatay Ulusoy’la anlaştıkları haberi geldi, şahane bir haberdi. Zira televizyona çıktığı ilk zamandan bu zamana fersah fersah yol aldı Ulusoy. Çalıştı, çabaladı ve emeklerinin karşılığını dünya sahnesine çıkarak almaya başladı. Sırf bu sebeple bile Hakan: Muhafız’ın olağanüstü başarılı bir iş olmasını isterdim. İlk sezon biraz tatsız bir girişle başlasa da son bölümlerinde aldığı ivme, ikinci sezon için merakımı diri tutmayı başarmıştı. Kadrosuna katılan isimler de bu durumu perçinledi. Sonra ne mi oldu? Sonrası hüsran…

8 bölümden oluşan ikinci sezonda birçok önemli çatışma vardı aslında. Mantığı güzel kurulsa da bu durum uygulamaya birkaç sahne dışında yansımayınca, keyif vermeyen bir hikaye bütünü çıktı ortaya. 

Karşılaştığımız ilk sahnede asla göründüğü gibi olmadığı yüzünden okunan Levent’in yaptıkları sizi şaşırttı mı? Peki ya Mergen’den harika bir ortak enerjisi almış mıydınız? Faysal, Hakan’ın tarafına geçtiğinde ona inanabildiniz mi? Her şey o kadar beklendikti ki; şaşkınlık, endişe, kaygı, hiçbir şey hissetmedim diziyi izlerken.

Levent, sezonun yapı taşıydı aslında. Hakan’ın yanındayken de karşısındayken de çok stratejik adımlar attı. Fakat Zeynep kadar kendine güvenen birinin, Levent’in öldüğünü doğrulamadan onu o odada bırakması da biraz kalbimi kırdı. Engin Öztürk’ün Levent yorumunu beğendim, ki benim çok nötr olduğum bir oyuncudur kendisi. 

Rüya’nın bulunduğu konumu ise sevdim. Kendine güvenen ama Faysal’ı da tamamen silip atamayan bir kadın. Hoş, o mekandan Faysal’la el ele çıkmasının altından başka şeyler bekliyorum. Eğer köşeye sıkıştığını düşünüp kaçtıysa kalbim bir kez daha kırılır. 

Bir de anlamlandıramadıklarım var bu sezonda. Mesela Boran Kuzum neden bir rüzgar gibi esti ve geçti? Ne yaptığını, neden Ölümsüzler safında bulunduğunu, ne ara ölüme bu denli yaklaştığını anlayabildiniz mi? Mesela Sadıklar'ın tamamı neden öldü? Mesela Zeynep o son sahnede neden temkinsizce yükseldi?

Gelelim muhafıza… Bu kadar tantana koparken, Hakan’ın durumun ciddiyetinin farkında olamaması kırık kalp ben. Koskoca iki sezon geçti ve ben hala izlerken Hakan’ın muhafızlığın ne demek olduğunu anlamamasına söylenirken buluyorum kendimi. Aytaç’ın yazısını okurken de Hakan paragrafında bir kahkaha attım. Sahiden Hakan’ın durumu kavrayabilmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var. 

Bekleriz beklemesine o sorun değil de, ne kadar çok beklersek o kadar inandırıcılığını kaybediyor iş. Onu nasıl yapalım? 

Netflix’te çok daha kötü işler de izledim, birkaç bölüm izleyip bıraktığım diziler de oldu. O sebeple Dünya üzerindeki milyonlarca aboneye rezil olduk diye düşünmüyorum. Ama Netflix’te yer alan ilk dizimizin çok daha farklı olmasını hayal ederdim. Daha iyisinin yapılabileceğine inancım tam ama işte neden yapılamadığını anlamıyorum. Teknik yetersizlik mi? Sanmıyorum. Bir haftada 150 dakika yetiştirme telaşı mı? Oh, hayır. Maddi koşullar mı? O da değil. O zaman ne? Ayakları yere sağlam basan bir sezon hazırlamaktan sizi alıkoyan şey nedir? Bu sorunun cevabı bulunup da bir çözüm üretilirse açıkları kapatılmış, mantıklı bir akış görebiliriz diye düşünüyorum.

İlk sezonu da çok beğenmemiştim ama ikinci sezon genel olarak ilkinin bir tık altında kalmış. Üçüncü sezona kısmet… Herkesin ellerine sağlık. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER