Listeye bir klasik almadan olmaz dedik. Aslında Bir İstanbul Masalı, dizi dünyası daha ‘uyarlama’ nedir bilmezken Sabrina filmini uyarlayarak çığır açmıştı. Günümüzün klişelerinden,  iki kardeşin arasında kalan kızı da, Kuzey Güney’den çok daha önce bizlere tanıtmıştı.

Ahu Türkpençe’yi sektöre kazandıran dizide, Türkpençe’nin canlandırdığı Esma karakterinin annesi ve babası, Türkiye’nin önde gelen ailelerinden Arhan ailesi için çalışır. Esma kızımız da Arhanlar’ın küçük oğlu Demir’le (Ozan Güven) beraber büyümüştür ve ona büyük bir aşk besler. Esma, Demir’le bir yakınlaşır, bir uzaklaşır...arada kalır, ne yapacağını bilemez. Demir de Esma’yı gerçekten sevdiğini düşünür (oysaki Demir oldukça bencildir), ama ailesinin karşısında pek de dik duramaz. Ağabeyi Selim de Esma-Demir aşkına oldukça tepkilidir, tabii kendi başına gelecekleri düşünmeden.

Bir senede işler çığırından çıkar ve her nasıl olduysa Esma, aradığı aşkın Demir değil de, evin büyük oğlu Selim (Mehmet Aslantuğ) olduğunu anlar. Olaylar gelişir, Selim Esma’ya öyle bir bakmaya başlar ki...Esma, Selim’e vuruldukça, biz Selim’e daha çok vuruluruz. Gel gelelim bu aşktaki 3. şahsa; tabii ki Demir bu aşkı kaldıramaz. Esma’ya çok kötü davranır, demediğini bırakmaz. Zaten şımarık bir çocuk olduğu için Esma-Selim ilişkisinde sürekli sorun çıkartır. Hele ilk sezon finalinde bir intihar sahnesi vardır ki, Selim’i ilişkisinin doğruluğunu sorgulamaya mecbur bırakır.

Anladığınız üzere Bir İstanbul Masalı’nın bende yeri çok ayrıdır. Benim gözümde Mehmet Aslantuğ’un, Sıcak Saatler’den sonra bir efsane daha yarattığı yapımdır. Bu sebeplerden ötürü sayfalarca anlatabilirim, ama daha inceleyecek karaçalılarımız olduğu için Bir İstanbul Masalı’nı burada noktalıyorum :)