Çok muhteşem ve yetenekli
sinyor Ömer İplikçi,
Senin de bildiğin gibi
“Hayat siz plan yaparken başınızdan geçenlerdir” derler. Biz her şeyi
planladığımızı sanıyoruz ama kader oyununu istediği gibi oynuyor ve kendimizi
hiç bilmediğimiz bir yerde buluyoruz. Mesela bazen hayat bizi en mutlu
olduğumuz anda alıp bir kuyunun dibine atabiliyor ya da uçurumdan aşağı
düşürebiliyor. İşte bizler de seni de seni 24 Haziran 2016 günü saat 23:45
sularında hayatının en önemli sözlerinden birini vermeden önce tam da böyle
anlardan birini yaşarken bıraktık... Uzun bir süredir Defne’nin sırtlandığı bu yükle
çıktığı yolda yarenlik yapsak da, o görkemli ortamda "Her şey bir oyunla başladı… Senin evlenmen gerekiyormuş… Neriman
Hanım bunun için beni buldu… Bir teklifte bulundu, 200 bin liralık bir teklif…
Abimin borcu vardı… Sinan Bey'den saklamasını istediler… Söyleyecek oldu… Sude
öğrenince… Koray Bey de biliyordu… Necmi Bey oyun bitsin dedi… Ben sana âşık
oldum… İşte bu yüzdendi kaçmalarım, çırpınmalarım, yalanlarım…"
sözlerini duyduğumuz da kalbimiz küt küt atmaya başladı, nefesimiz daraldı,
nutkumuz tutuldu. Ancak kendi adıma konuşayım siz Defne ile nikah masasına
yaklaştıkça yaşadığım panik, hafif bir rahatlamaya dönüştü. Hiç fark etmemişim ama
meğerse ben de Defne ile birlikte bu ağır küfeyi taşıyormuşum. Fil gibi
ilişkinin ortasına düşen bu gerçeğin neden olacağı olayları düşünmek yerine bir
anda kendimi tüy gibi hafif hissetmeye başlamıştım. Artık Defne serbestti!
Neriman İplikçi’nin kendisini 19 Haziran 2015 tarihinde soktuğu altın kaplama
kafesten çıkmayı başarmıştı. Kanadı yaralanmıştı belki ama artık sendelese bile
başka diyarlara uçma şansına sahipti. Ama işte o uçmak istemiyordu. Tek arzusu
ömrünün sonuna kadar hiç uçmadan senin omzunda yaşamak. Bu nedenle onun
özgürlüğüne mutlu olurken senin gözlerindeki şaşkın ifadeyle hatırlıyorum
Defne’nin bir kafesten kurtulurken başka bir davanın suçlu koltuğuna
oturduğunu... Tabii sen yargısız infaz yapmak yerine mahkeme salonunda onun da
kendisini savunmasına izin verirsen. Bir yanım “Sen benim içimsin” dediğin bu kadına şans vereceğini düşünürken,
diğer yanım ise köşeli yanların ve at gözlüğünle hiç düşünmeden yine ani
kararlar vereceğini söylüyor. Üç aydır bir omzumda melek, bir omzumda ise şeytanla
yaşıyor gibiyim. Ancak yine de Polyanna’lığımdan ödün vermeyerek kalbinle
mantığın arasında gerçekleşecek bu davanın gerçekleşeceğine inanmayı tercih
ediyorum. Hatta inanmayı bir kenara bırak, için sizinle ayrı kaldığımız bu
süreç içerisinde suçlu makamında Defne Topal’ın avukatı olarak yanında yer
almak için çeşitli hazırlıklar yaptığımı da itiraf etmeliyim. Defne ile
yaşadığınız her anın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçen o karar anında
herhangi bir küçük ayrıntıyı kaçırmaman adına Defne’nin 52 bölümdür suçsuz
olduğuna dair arkasından bıraktığı delilleri bir araya getiriyorum. Senin gibi
zeka küpü bir prensin de bu delilleri bir araya getirerek en doğru kararı
vereceğini düşünmek istiyorum. Şimdi derin bir nefes al, hatta dur sana bir
kahve yapayım, ardından da kahveni yudumlayarak senin için hazırladığım Defne
Topal savunmasını okumaya başla... Hiç şüphesiz okudukça bu kadının seni ne
kadar çok sevdiğine ve bu aşk için nelerle savaştığına şaşıracak; senin
üzülmemen için taşıdığı yükün ağırlığıyla üzülecek, bugüne kadar cevaplanamayan
her sorunun cevabını bularak rahatlayacak; aşkınıza dair eksik kalan parçaları
birleştirerek Defne Topal ile Ömer İplikçi’nin çoktan ‘bir’ olduğunu sen de fark
edeceksin. Hazırsan, savunma makamı olarak davayı başlatmak istiyorum:

Sevgili hakim, jüri
üyeleri ve Defne ile Ömer aşkının tanıkları,
Savunma makamı olarak
savunmama suçlu koltuğunda oturan müvekkilim Defne Topal’ın hiç istemediği ve
karakterine uygun olmadığı halde girdiği bu Kiralık Aşk oyununa aslında Ömer
İplikçi sayesinde dahil olduğunun altını çizerek başlamak istiyorum.
Nasıl mı? Ömer İplikçi,
yengesi Neriman İplikçi’nin kendisi için ayarladığı bir öğlen yemeğinde
birlikte olduğu kadından kurtulmak adına o mekanda garsonluk yapan Defne
Topal’ı sevgilisi olarak tanıtmış, hatta kendisini dudaklarından öpmüştür. Ve
bu öpücükle hiç bilmeden aileden kalan köşke sahip olmak için yeğenini evlendirmek
zorunda olan yengesine kuracağı oyundaki partnerini işaret etmiştir. Onun
yönlendirmesiyle Neriman, müvekkilimi bularak 400.000 TL karşılığında ismini
vermediği bir erkeği kendisine aşık edip, düğün günü terk etmesine dair bir
teklifte bulunmuştur. Hayatının en zor günlerinden birini yaşayan Defne Topal
ise kendisine yapılan bu ahlaksız teklifi tefecilerin elinde olan kardeşini
kurtarmak adına girmiştir. Ancak teklifi kabul ederken 400.000 TL yerine
yarısını talep ederek aslında bu tip oyunların insanı olmadığını belli
etmiştir. Hatta kendisi aşk meşk işlerinde yetenekli olmadığından hiç
düşünmeden girdiği bu oyunda başarısız olacağını düşünmüştür. Ama işte hayat
öpücüğüyle ayaklarını yerden kesen o adamı karşısına çıkararak oyunun tüm
kurallarını bozmuştu.
Özetle hakim bey,
müvekkilim bu oyuna girerken sadece kardeşini kurtarmak istemiş ve kandıracağı
kişinin kim olduğunu işe başlayacağına güne kadar bilmiyordu. Tabii bu durumun
masum olduğunun kanıtlaması için yeterli değil olmadığını ben de biliyorum. Ama
emin olun ki; Defne Topal ilk iş gününde Ömer İplikçi ile rastlaşmasının
ardından her zaman kendi gibi olmuş ve onu tanıdıkça Ömer’in bu oyunun bir
parçası olmayı hakketmediğini düşünerek oyunun başarıyla sonuçlanan bir oyun
olmaması adına her türlü fedakarlığı göstermiştir. Bana inanmıyorsanız, sizlere
savunmamda bahsedeceğim her anı siz de aklınızdan geçirerek söylediklerimin
doğru olduğunu fark edebilirsiniz.