“Capaldi'ye
baktıkça Doktor'u göremiyorum.” Sekizinci sezona başlarken sürekli tekrar
ettiğim cümle oldu.
David
Tennant'tan sonra
Matt Smith'e alışamamış ama
sonra ona ısınmıştım. Her ne kadar Tennant’tan sonra Matt Smith’i yadırgasam da
bence Doktor'un gelişim evresinde çok iyi kurgulanmış idi. Biz o sürede Doktor'un
kendini ve etrafındaki insanlara neler yaptığını sorgulamasını izledik. Bu
nedenle 11. Doktor’un üç kadın üzerinden anlatılmasına bayılmıştım mesela: Doktor'u bekleyen kız Amliea Pond, Doktor'la evlenip onu öldüren kadın River Song
ve Impossible Girl Clara. Bence Rose'dan sonra bu üç kadın ile neden Doktor'un
yoldaşa ihtiyaç duyduğunu sorguladık durduk.
Tenant veMath Smitth Doctor Who tarihinin en genç Doktorları.
Sekizinci sezonun tanıtım videolarından itibaren
Peter Capaldi beni kendine çekememişti ya oyunculuktan ya da gözlerimiz genç
doktorlar görmeye alıştığından. Özellikle 8. sezonun pilot bölümü ve Robin Hood'lu bölümü beni çileden çıkarmıştı. Yine de bu Doktor'un, 'Doktorun tüm serüveni
içerisinde bizi getirdiği nokta nedir?'e odaklanıp 8.sezonu öyle seyrettim.
Kill the Moon ve
In the Forest of The Night bölümleri benim için 'Doctor is back!' bölümleri idi.
Ayrıca bizi Doktor'u beğenmeye ya da beğenmemeye iten sadece Matt Smith ve Capaldi’de
vücut bulmuş bedenler değil, kendi gelişimimiz içerisinde geldiğimiz,
geçirdiğimiz anlardır. Bu nedenle değişmiyor mu zaten doktorlar da?
11 Zaman Lordu ile tanışın!
Bu sezon Clara ile yoldaşlığı bize yeni Doktor'un zihni hakkında da bilgiler veriyor. Bence bu sezon Clara tam olması gerektiği gibi. Clara'nın
bu halleri olmasa Doktor'un ruh hali de ortaya çıkmaz ki diye düşünüyorum.
Amy Pond en sevdiğim yoldaşlardan.
Matt
Smith'li Doktor, Clara için "canlı, sürprizlerle
dolu" yaz aşkı gibi bir şeydi. Dahası o Doktor, Clara için bir kahramandı.
Dünyanın ve evrenin kurtulması için ona ihtiyaç var diye düşünüyordu. Ek olarak
Clara'nın da ona ihtiyacı vardı. Bunun için 7.sezonda kendini feda etti, Doktoru
tüm zamanlarda kurtaran kişi oldu.
İskoç bir Zaman Lordu? Hımm!
Peter
Capaldi'li Doktor bize, Doktorun ne kahraman, ne de
anti-kahraman olmadığını gösteriyor. Moffat çok başarılı ve istediği zaman beyin uçuran,
beyin orgazmı yaşatan şeyler yazabiliyor. Moffat’a olan inancımdan
Capaldi’li Doktor'da bir yerlere gittiğimizi düşünüyorum. Sanırım Capaldi’li Doktor,
kendi ölümünü görmüş ve kendi evrenini önce yok edip, sonra bulup, tekrar kaybeden bir Doktor olarak varlığını sorguluyor. Doktor
depresyonda yahu.
Bu zamana kadar yayınlanan bölümlerin hemen hepsinde Doktor'un tereddüt haline rastladık (Örneğin
Orient Express bölümünde Clara'nın yanındaki kadını kurtaracağına dair sözler vermeye çalışırken) Bu daha temkinli bir Doktor'la karşı karşıya olduğumuz için değildi bence. Daha olgun bir Doktor var. Capaldi'li Doktor'un aldığı kararları, önceki Doktor'ların aynı durumda olsalar alacağı kararlarla karşılaştırmamıza sebep oldu. Ve bu Doktor'un kendi karajterini yansıtmasında faydalı oldu. Bir Capaldi tarzı oluştu diyebiliriz. Bu tarza göre de bir şefkat gösterisi var. Matt Smith gibi sarılıp, heyecandan etrafta zıplamıyor. Coşkulu değil endişeli bir Doktor ile karşı karşıyayız ama evhamlı değil; kendinden daha da emin. Tüm sonuçları ve olasıkları görmediğinin farkında. Bu anlamda0 aldığı her kararın yoldaşı ve dünya üstüne 'şefkatli' bir etkisi olmasına dikkat ediyor. Her ne kadar 12. Doktor daha derin düşünüyor olsa da kendini ve Tardis'i yoldaşları ve dünyanın kurtuluşu için riske atmaktan çekinmiyor.
Bu Doktor
yaptıklarını değil ama geçmişi üzerinden kendini sorguluyor bence. Clara'ya,
Clara'nın istediği şekilde ihtiyacı yok Doktor'un. Doktor, bu sezon ayın karanlık yüzünde ve Clara da bundan bocalıyor bence. Doktora veda etmeye hazır değil
ama aslında çoktan yaz aşkına veda etti. Her bölüm bir üçüncü kişi ile Clara'nın Doktor'la ilişkinin yorumlaması, sorgulanması bence bu çıkmazları çok iyi veriyor.
Matt Smith'li Doktor'la ne olduklarını biliyordu ama Peter Capaldi'li Doktor'la
olan ilişkisinin adı yok. Pink'i seviyor olmasına rağmen Doktor'dan vaz
geçmemesi bundan. Yaşayarak anlamaya çalışıyor.
Doktor'un bu ruh hali bana şunu hatırlatıyor. Nasıl Behzat Ç. Savcı Esra'nın
ölümünden sonra beşe bölünüp her biri başka şekilde hayatını sorguluyordu, bu Doktor da (8.bölümde
Orient Express'de ilk ölen kadının bedenini izlerken gördüğümüz gibi ve daha önce
yatakların altındaki canavarı aradığı bölümde gördüğümüz gibi) birden fazla
kendisi ile konuşur oldu. Bence bu nedenle yaşlı bir aktörün 12. Doktor'a hayat vermesi anlamlı oldu çünkü 12. Doktor artık 2000 yaşında.
Yaptıklarını
düşünecek çok zamanı olmuş bir Zaman Lordu karşımızdaki. Geçmişi sorgulamayı
bırakmış durumda. Daha sert çizgileri var. Aynı
zamanda artık yoldaşlarına bağımlı olma ihtiyacı hissetmiyor gibi geliyor bana.
Artı daha önceki doktorlardan farklı olarak yanındaki yoldaşlarının neler
yaşadığını dert ediyor ama müdahale etmiyor. Belki de bir vedaya
hazırlanıyoruzdur. Doktor kendi varlık sebebini sorgularken, belki de en sonunda
ona ihtiyaç kalmadığına karar verir. Artık daha karanlık. Bunu en iyi Clara’nın
doktor olduğu bölümde gördük. Clara “itiraf et iyi bir doktordum değil mi?”
diye sorduğunda, doktor “muhteşem işler çıkaran bir doktordun ama bunun iyi
olmakla alakası yok!” Bu sahne bize Doktor'un ruh halini de özetliyor sanırım.
Düşmanına bir öpücük ver ve zaferini kutla!
Sezon finaline yaklaşırken, sanırım tüm bu sorgunun
sonuna geliyoruz. Doktor kendi karanlık yansıması olan Usta ile mücadele
ediyor. Aynaya baktığımızda orada tamamen bizim dünyamızın tersine işleyen bir
dünya görürüz, bu dünyanın da öznesi bizizdir ama, ayna korku filmlerinde kullanıldığından
mıdır nedir, o dünya daha karanlık gelir. Sezon finaline gelirken, Doktor'un
aynadaki aksi kendi dünyasına geldi. Büyük seçimlerin eşiğindeyiz. İnsanın
kendisi gibi düşünen ama kendinden daha karanlık aksi ile yüzleşmesi ve mücadele
etmesi o karanlığa bulaşmasına ve o karanlığın içine çekilmesine neden
olabilir. Tüm bunları sezon finalinde göreceğiz bakalım.