Aklınızda ne varsa atın; ben yeniden yazıyorum

Köyüne dön Necmi Amca sen de bizimla değilsin!
Bir adam düşünün ki, pervasızlıkta son noktada olsun. Karısına söz geçiremeyip, yeğeninin tüm kaderiyle oynasın. İşte karşınızda Necmi İplikçi; amca olduğuna inanmak için, bin şahit getirseler de beni inandıramazlar. Bir köşk için ya da sırf Neriman'la polemiğe girmemek için, Ömer'e oynanan oyuna göz yumdu Necmi. Neriman'ın Defne'yi ezmelerine ses çıkartmadı. 


Sinan'ın nasıl kanına girdiğini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.

Defne, Ömer'i dağ evinde terk ettikten sonra şirkete Neriman'ın zoruyla döndü. Necmi ise "Ömer benim canım, sen benim canımı yaktın." diyerek Neriman'dan ayrıldı. Ama bunun bize bir faydası olmadı. Üstelik Neriman, Necmi'yle tekrar barıştıktan sonra oyuna devam etti ama Necmi bunu da görmezden geldi. Defne'nin 200 Bin aradığını bildiği halde, "Kızım senin bize borcun falan yok!" demedi. İşleri düzeltebileceği noktalarda, "karışmamayı" seçti. "Tarafsızlık omurgasızlıktır." dedik, dinlemedi. Bir de "Defne ve Ömer evleniyorlarmış. Eee ama Ömer bize gelip siz Defne'yi bulmuşsunuz, tutmuşsunuz diye sormadı." diyecek kadar gamsız, babasının verdiği köşke gülümseyecek kadar pervasız davrandı. 


Sonrasında nasıl hiçbir şey yapmamış gibi davrandığını da...

"Ömer her şeyi öğrenmeli" dedi, başka bir şey demedi. Gallo'nun mektubunu gitti kendi elleriyle Şükrü'ye teslim etti. Gerçekten de çok akıl kârı bit hareketti. Neriman'ın, Hulusi Bey'le Ömer'i barıştırmak için, Defne'yi sıkıştırdığını bilmesine rağmen buna da sustu. Hobi olarak sustu, genel olarak sustu, sadece sustu. İnşallah Ömer de ömrünün sonuna kadar ona karşı susacak, bekliyorum. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER