Bazen anlatacağım konuya
girerken ‘Benim de söyleyeceklerim var’dan daha net bir ifade bulamıyorum. Bu
vesileyle Umut Sarıkaya’ya teşekkürlerimi ileterek hemen konuya girmek isterim.
Kısmetse Olur’la ilgili benim de söyleyeceklerim var.
En başından beri düzenli bir Kısmetse Olur izleyicisiyim.
Senaryo diyen, kurgu diye suçlayan oldu. ‘Kurguysa dizi gibi izleriz ne var?’
düşüncesinde birisiyim, o yüzden benim için mahsuru olmadı. Olaylarla, itiş
kakışla, giren çıkanla, nişanlanan ayrılanla çok eğlendim, kavga çıktıkça mutlu
oldum, çıkmadıkça hüzünlendim. Yeni başlayan haftanın kral ve kraliçesi
seçimini de büyük sevinçle karşıladım, zira ne kadar tuhaf, o kadar iyi.
Kazanan taht misali koltuğa oturacak, Game of Thrones yanlarında
halt etmiş olacaktı. Buraya kadar her şey çok güzeldi, ancak ödül beni çok ama
çok rahatsız etti. Kral ve Kraliçe seçilen yarışmacılar beraber ortamlara akma
ve ödül kazanmanın yanı sıra, istedikleri herhangi bir yarışmacıyı da
kendilerini hizmet etmesi için seçiyor bu yeni uygulamada, seçilen 'hizmetli' söylenenleri yapmazsa diskalifiye oluyor tabii. Misal Melis de hemen gidip
Ceyda'yı seçti, çünkü geçen hafta kavga bol bol kavga etmişlerdi, o zaman Ceyda
neden ona hizmet ederek cezalandırılmasındı?
Kraliçeler acımasız olur
Melis Ceyda’yı seçmesinin hemen akabinde, evde koltukta otururken Ceyda’nın
yanında dikilmesinden tutun da, yine Ceyda’ya yaptırdığı tostu ona uzatıp ‘Git
bunun içine malzeme koy gel’den, ‘Şimdi erkekler evine gidip Adnan’ı öpeceksin
çünkü kraliçen sana bu emri verdi’ demeye kadar konsepte en ufak bir fire
vermeden uydu maşallah. Bir de 'hizmetindeki insanlarla bağırarak konuşmayı hiç sevmezmiş'. Kral seçilen Semih’in ise hizmet için seçtiği Batuhan
ile arasında daha ziyade bir ‘Yaverim neredesin?’ temalı Tosun Paşa havası
vardı. Ceyda ile Batuhan’ın iki hizmetlinin dansı başlıklı romantik dansları
ise Ziyagil ailesi yılbaşını geçirmek üzere Arsen Hanım’ın çiftliğine gittiğinde
mutfak takımının yılbaşını yukarı kat salonda kutlayıp, ‘Aç kızım perdeleri,
manzarayı görelim’ dedikleri geceyi hatırlattı bana.
Bir kral ve kraliçe seçip
onlara da iki ‘hizmetçi’ seçme fikri ne vesileyle çıktı bilmiyorum ama
neresinden baksanız tatsız, neresinden baksanız ayıp. Tamam kurgu, tamam dizi,
ama böyle kurulmasaymış keşke. Komik mi? Değil. Çok mu eğleniyoruz? Hayır. Küçük
kölelik simülasyonları ile neşelenecek miyiz? ‘Bana hizmet etmen için seni
seçtim’ cümlesinin neresi olmuş? Politik bir doğruluk peşinde değilim, ilk
duyduğum andan itibaren samimiyetle nefret ettim, zira yeryüzündeki her konuda
şaka yapılabileceğini düşünmüyorum. Biterayak böyle bir şey olmasaydı
keşke. Neyse, bakalım kral ve kraliçelerimizi neler bekliyor? İzleyelim,
görelim.