Kısmetse Olur’da gong sesine
sayılı gün kala (en azından söylenen bu) eleme sistemi de eskiye döndü ve
birincilik çekini kim alırsa alsın, hem gelinler hem damatlar evinden adı çıkan
iki aday da elenmeye başladı. Bu hafta evdeki yeni isimlerden Dilek (ki
gelinler evinde yeni gelenin hemen elenmesi adeta bir gelenektir) ve evin en
eskilerinden Murat elendi. Dilek’in gidişinin pek bir etkisi olmayacaktır, ama
Murat’ın gidişi damatlar evinde büyük üzüntü yarattı, hemen Mehtap’ı suçlamalar
başladı. Birkaç başarısız ilişki denemesinden sonra en son Mehtap’la da hayal
kırıklığına uğrayan Murat’ın elenmesi çok normal aslında bana kalırsa, ama
damatlar evinde arkadaşlık evlenmenin kendisinden çok daha önemli, hem de ilk
günden beri.
Mazide kaldı bu günler
Kadınlar ve erkekler arasındaki
arkadaşlık kurma ve sürdürme farklarını Kısmetse Olur evinde çok net izlemek
mümkün. En ufak bir konuda aşırı büyük kavgalar edip, sonra da çok dramatik
şekillerde salya sümük barışan gelin adaylarının aksine, damatlar evinde
birbirinin adayına yürüme dışında hiçbir konu problem olmuyor, olası bir aynı
gelin adayından hoşlanma durumu bile büyük bir sakinlikle hallediliyor. Gelin
adayları ikinci planda bile denebilir. Murat yaşına yakışır tabir
edebileceğimiz olgunlukta, serinkanlı birisiydi, kendisine mutluluklar dilerim.
Sebebi neydi ki bunun?
Kısmetse Olur evine bu hafta Eser
ve Cansel’in barışmasından da öte, Eser’in Cansel’e köpekbalıklarıyla dolu bir akvaryumdan
doğru yüzüğü tekrar uzatması damgasını vurdu. Günlerce ‘Kulağım basınçtan
tıkandı’ diye gezen Eser’in sırrı buymuş meğerse. Cansel ve Eser’in sürekli
ayrılıp barışması gerçekten çok ama çok sıkıcı bir hal aldı, dilerim barışır ve
gider evlenirler. Eğer Dani’nin söylediği gibi bunu bir taktik olarak
yapıyorlarsa işe yaradı gerçi, bu hafta ikisi de birinci oldular. Bunun için
köpekbalıklarıyla takılmalarına gerek yoktu ama kanaatimce, düz bir barışma da
onlara birincilik getirirdi.
Cansel ve Eser barışadursun,
Cansel ve Melis arasındaki kavgalar da gün geçtikçe daha da şiddetleniyor. Yakın
arkadaşların birbirlerini yaralayabilecek ne kadar çok şey bildiklerinin
ibretlik bir öyküsü olarak izliyorum ikisini. Bir düşman asla bir dost kadar
kıramıyor insanı.
Yazı devam ediyor..