Muhteşem Yüzyıl Kösem: Safiye Sultan'dan seçmeler..

Kendine, kadına dair..

“Bir kadın ömrüne birçok sıfat isim sığdırır: Her deminde başka biri olur; çocuk olur, kadın olur, ana olur. Hatta Rabbimin akıllı, talihli kuluysa sultan bile olur. Mühim olan senin kendine hangi ismi, sıfatı seçeceğin…”


“Kadere inandık. Venedikli Sofia diye doğan kızın kaderinde cihan devletine Safiye Sultan olmak da varmış, dedik. Bir kuşun tabiatında uçmak vardır elbet; lakin kanatları yandıysa neylesin. Hür doğdun kabul, bir yuvan vardı, o da kabul. Ancak bunları kazanmak için ne yaptın; hiç. Şimdi ise önünde fırsat var. Çok az insana nasip olabilecek muazzam bir fırsat. Zümrüdüanka misali yanıp küllerinden yeniden doğabilir, yuvanı yeniden kurabilirsin.”


“Bak elimizde ne kaldı Bülbül: Validesinden nefret eden bir evlat, yıkılmanın eşiğinde bir saltanat; sırtlanlar, yılanlar… Biz bu saraya ömrümüzü adadık, taziyelerimizi, aşkımızı… gülüşümüzü… saadetimizi… saadetimizi kurban verdik… Ve kalbimizin, canımızın parçasını! Oğlumuzu, şehzademizi…”


“Durum hiç hayırlı değil Bülbül; bizi sarayımızdan kovuyorlar. Her bir köşesinde öyle hatıralarımız var ki: acılar, ölümler, doğumlar, sevinçler… Bu saray bizim için bir derya. Dışarı çıkarsak, nefesimiz kesilir… Balıklar gibi çırpına çırpına can veririz.”


“Burada bizi bekleyen padişahımızın sıkıldığı, istemediği, harcadığı hayatlar… İhtişamlı mazinin soluk kederi! Duvarlara sinmiş gözyaşları… Ağıtlar…”



“Tahta erkekler çıkar. Lakin onları oraya taşıyan ve kalmasını sağlayan kadınlardır. Sen o kadınlardan olamadın Kösem. Öfken kudrete, acın hırsa dönüşmedi…”
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER