123 kişinin ekmek
kapısı
Tranba ile yapılan işten elde edilen para o anlık nakit
krizini kısa vadede çözmüştü, ancak Passionis’in ayağa kalkıp yola devam etmesi
için Gallo’nun defilesinde çalışmaları çok önemliydi. 123 kişinin geleceği hala
riskteydi. Tüm bu Gallo macerasının başlama nedeni onlardı. Ömer’in tüm telaşı
da bundandı. Karşısında kendisi gibi biri olmanın rahatlığının da aynı nedenden
olduğu gibi. Ya da şöyle diyeyim ertesi gün anlaşma iptal olduğunda Gallo’nun
evini basıp hesap sormasının arkasında da yine bu kişiler yatıyor.
Şu şekilde düşünelim isterseniz. Şirketiniz çok kötü
durumda. Çalışanlarınızın geleceği yapacağınız bir anlaşmaya bağlı. Tüm egonuzu
unutup gidip bu anlaşmayı yapmışsınız. Üzerine birlikte çalışmalar yapılmış,
koleksiyon ana hatlarıyla hazırlanmış. Sonra defileye günler kala bir anda bir
haber geliyor ve bu anlaşma iptal oluyor. Üstelik sadece karşı tarafın daha çok
para kazanma isteği uğruna. Şirketinizin geleceği yerle bir oluyor. Güvendiğiniz
dağlara karlar yağıyor. O anda kimler Ömer’in yaptığını yapar ve karşı tarafın
olduğu yere gidip bunun hesabını sorardı parmağınızı kaldırın. Ben yapardım!
33. bölümde
Ömer’in kendisine hiçbir zaman üretemeyeceği bir koleksiyon hazırladığını fark
edince bunun hesabını sormaya Passionis’e giden Tranba gibi. Ya da 17.bölümde
koleksiyonu vererek Tranba tarafından kaldırıldığını fark eden Sinan’ın...
Özetle Ömer’in o anda verdiği tepki her iş adamının başına geldiği zaman
vereceği normal bir tepkiydi. Ses tonuna dikkat edin. Cevap orada gizli J Sadece karşısındaki kişinin Gallo yani
bir kadın olması bu isyanına farklı anlamlar katılmasına neden oldu. Eğer o
sahneye bir anlam katılacaksa, bu Ömer’in 23.bölümün sonunda Defne’ye bankta
yaptığı konuşmadan bir adım bile aslında öteye gitmediği olmalı.
Sizlere de Ömer’in ağzından çıkan sözler tanıdık gelmedi
mi? Yine karşısındakinin kendisini ikna etmesini istiyordu, tüm bu olanların
bir açıklayıcı nedeni olmadığını düşünüyor, varsa da karşısındakinin bunu
anlatmasına fırsat vermiyordu. Ve Gallo’nun cevabı yine aynı şekilde çok
tanıdıktı: “Evet, doğru kabul ettim. Mecbur kaldım. İnsanlar bazen bazı şeylere
mecbur kalır. Hayatta tek bir doğru yol yoktur.” Bu sözler beni yine Ömer’in
mutlulukta o şarap şişesini açtığı 10.bölüme götürüyor. Defne’nin resimdeki
modelin duruşunu eleştiren Ömer’e verdiği cevap aklımda dönüp dolanıyor: “İnsanlar hayatta gayet dik durabilirler ama
bazı zorunluluklar onları alıp hiç istemedikleri karmaşık şeyler yapmak zorunda
bırakabilir. İşin sizin hiç bilmediğiniz bir yanı vardır belki.”
Eğrisi doğrusuna
denk gelir
Defne’nin o anda söyledikleriydi aslında Gallo’nun
Ömer’in karşısında ona hesap vermek zorunda bırakan. O anda herkes Ömer’in o
isyanına farklı anlamlar yüklerken aslında birçok şey oluyordu. Gallo hiç
beklemediği bir anda kendisini hiç istemediği karmaşık şeyler yapmak zorunda
kalmıştı. Düşünce tarzı ise oldukça etkileyiciydi: “Bakarsın eğrisi doğrusuna
denk gelir. Sonuçta hayati bir durum var ortada. Biraz kırıp dökeceğiz ortalığı
ama değer bence. Yeter ki iyiler kazansın.” Ve dediği gibi bu hareketiyle kırıp
dökerek hikayemizdeki tüm taşları yerinden oynattı. Üstelik hiç farkında
olmadan...
Tıpkı zamanında Ömer’e anka kuşu yamasını vererek onun hayatını
değiştiren o mavi saçlı kız gibi. Gallo’nun mavi saçlı kız çıkacağını
düşünmüyorum ama hikayemize onun zamanında üstlendiği rolü üstlenmek adına
dahil olduğuna inanmak istiyorum daha doğrusu inanıyorum. Ancak Gallo’nun
hareket ettirip üç kuş vurduğu taşlara geçmeden önce hikayeyi birazcık geri
sarıp Ömer’in yaşadıklarından bölüm boyunca Defne’nin yaşadıklarına geçiş
yapmak istiyorum.
Yazı devam ediyor...