Hareket etmesi
gereken taşlar
Üstelik yolu yarılayıp 36'ya girerken elimizde oynanacak
hazırda o kadar taş varken bu hareket çok önemliydi. İsterseniz bölüm yorumuna
geçmeden bu taşlar nelerdi bir hatırlayalım:
● Her an ortaya çıkacak diye korkuyla yaklaştığımız bir
adet Kiralık Aşk oyunu. Ömer "Bulacağım" dedi, bulmadı. Defne
"çözeceğim" dedi çözmek için bir şey yapmadı. Neriman ise hiçbir
zaman kendi başına bitirmeye niyetli olmadı. Necmi de etkisiz eleman. Özetle ne
uzuyor, ne kısalıyordu.
● Defne ile aralarındaki sırrın ne olduğunu öğrenmeden
ona yakın davranmayacağını dile getiren bir Ömer ile oyundan kurtulmadan
Ömer'in kapısını çalmayacağını dile getiren Defne. Üstelik tüm bunlardan dolayı
ortaya çıkan Ömer'in temkinli aşkı vardı.
● Ömer'in ezeli rakibi Tranba. Ellerinde çizimleriyle
kaldığı için her saldırmaya hazır pozisyonda. Üstelik ortada bir de gizli
Cherie ortaklığı söz konusu.
● Tüm bunlara ek bir de Fikret Gallo eklendi hayatımıza.
Ömer'in imalı bakışıyla hepimizin kalbini hafif hoplatarak yaptı bu girişi. Geçtiğimiz
hafta Defne ile olan samimiyeti ve ailenin içeri girmesi biraz içleri
rahatlatsa da, birçok kişi şimdilik onu nereye konduracağını bilmiyor.
Şimdi elimizde bu taşlar varken ve biz oldukça monoton
geçiş bir süreci yaşarken artık bir şeylerin olması lazımdı. İyi ya da kötü,
doğru ya da yanlış. Ancak hareket gerekiyordu. Geçen hafta finalinde atılan
adımlar da bu harekete ortam sağlamıştı. #oyunbitti diyerek geçtik ekran
karşısına, sonra da bol küfürle kalkıldı. Ben paralel evrende yaşadığım için
geçen haftadan bile daha az kızmıştım. Beni çok tatmin eden adımların atıldığı
bir bölümdü açıkçası.
Mükemmel Sinyor İplikçi!
Tabii ki herkes gibi benim de hoşuma gitmeyen şeyler
oldu. Defne ile Ömer sahnelerinin azlığı, o ıstakoz yemeğinin anlamsızlığı,
gibi gibi gibi... Ancak genel olarak senaryoya baktığımda hepsinin bir anlamı
var diyebiliyor ve bölümü o anda olanlarla değil gidişata olan etkilerini
görerek yorumlamayı tercih ediyorum. Bu nedenle de küfür etmektense, bugüne
kadar yaşadıklarımız ve onların yol açtıklarını düşünerek beklemeyi tercih
ediyorum. Özellikle de bölüm başında Defne’ye ‘özledim’ diyen Ömer’in yaşadığı
iç rahatlamayı aklıma getirdikçe...
O mutfakta kaç kez Ömer tarafından yemek hazırlandı ve
yenmeden çöpe gitti hiç hatırlamıyorum. Bazen yalnızlık, bazen içindeki sıkıntı
son zamanlarda Ömer’in tek başına yemek yemesine engeldi. Ama kaç zamandır içinde
tuttuğu sözler kendisine inşa ettiği duvarlardan dışarı çıkınca o da iç
rahatlığıyla yaptı makarnasını, açtı beyaz şarabını... Galiba en son 10. Bölüm
sonunda Defne’nin Feryal’den kendisini kıskandığını fark ettiğinde bu kadar
keyifle içmişti Ömer o şarabı. O kadeh yeni başlangıçlar içindi ancak
üstlerindeki yükler, önlerindeki engeller bu başlangıca sekte vurmuştu. Ve bu
bölüm yeniden keyifle açıldı o şarap şişesi, yine yeniden yeni başlangıçlar
için... Ardından da sanki ilk kez o akşam el ele tutuşup sevgili olmuş gençler
gibi yapılan mesajlaşmalar. Sizlerin de yüzünüzde bir gülümse oluşturmuştur
herhalde değil mi? Bir de Defne’nin sevgiye olan o açlığı içinizi burktu mu?
Bazı insanlar sevgi vermek için dünyaya gelir, bazıları
sadece alır. Defne hep içerisinde bulunduğu şartlardan dolayı veren taraf
olmuş. Ne kadar aç aslında birilerinin onu sevmesine, onu özlediğini dile
getirmesine ya da ‘iyi geceler’ kadar basit kelimeleri söylemesine... Üstelik
isteklerini belirtmekten de çekinmiyor. Aynen Ömer’in ağzından bildiği halde
duymak istediği o ‘özledim’ kelimesini aldığı gibi. Ne olursa olsun artık ne
istediğini bilen bir Defne var hayatımızda. Ve biz onu aynen Ömer gibi bu doğal
haliyle seviyoruz. Kendini rezil etmek bile olsa ucunda düşüncelerini dile getirmesiyle...
Ne yazık ki hayatta bazen bazı şeyleri istemek lazım. Hatta isterken cimri de
olmamak. İstemeden hayatta hiçbir şey elde edilmiyor. Tabii istediklerinin de
imkanlı olması önemlidir. Defne “iyi geceler” denmesini istedi, karşılığında
bir de “güzel rüyalar gör” kelimelerini duydu. Ah Ömer ah cidden istediğinde ne
tatlı oluyorsun, ben de Defne gibi yemek istiyorum seni...
Yazı devam ediyor..