Eylül
Kanatları varmış kalbin. Sevince uçar, sevilmeyince göçermiş.
Her insan yaptıklarının bedelini illa ki ödermiş ama onun ödediği bedel yaptıklarını yok edemez. Cezalandırıldığı zaman yakıp yıktığı, küllerini de göğe savurduğu, hayatı boyunca asla iyileşmeyecek yaralar açtığı kişi ne olacak peki? Yaşamaya devam eder ya da fazla dayanamayıp canına kıyar. Belki de başka yollar arar ama asla normal haline dönemez. Peki neden? Çünkü diye başlayan milyon tane cümle kurulur bunu açıklamak için ama hiçbiri acınızı tam tarif edemez. Eylül de öyle dayanabildiği kadar dayanıp direnmeye çalışıyor. İnsanların güvenini kıracak hiçbir şey yapmamasına rağmen hep suçlu görülüyor.
Hayat savaşında ilk “Şah”ını kaybetti o. En ağır sınavlardan tek başına geçiyor, zaman zaman görünen yardım elleri de artık uzanmıyor. Elini hangi dala uzatsa kırılıp kalıyor. Annesinin açtığı yaralara merhem olacak şifalı el diye tutunduğu adamda yaraları görmez olunca anladı artık kimseden çare olmayacağını. Bu savaşın sonu ne olur bilinmez. Eylül savaştan galip çıkar belki ama hayata mağlup oldu sevdikleri yüzünden.
Yazı devam ediyor...