Gökyüzü gözlü güzel Cemre. Günlük güneşlik bir günde bir gömlekle evden çıkarsın, bir anda kara bulutlar çöker, şimşek çakmaya başlar, ardından sağanak yağmur bastırır ve sen ne kaçabilirsin ne de saklanabilirsin. O yağmur seni iliklerine kadar ıslatır ya hani... İşte belalar ve kaderi de böyle bir anda çöktü Cemre'nin üstüne.16 yıl prenses gibi bir hayat yaşarken bir anda fakirlik, parasızlık, evsizlik gibi maddi şeylerden daha ağır, dayanması daha zor olaylar geldi başına. Aynı anda iki dalı kesilmiş bir ağaç nasıl hemen çiçek açar ki?Açamaz. Açmadı da.

Toparlanması hiç kolay olmadı. Henüz tam toparlanmış sayılmazken hayatına aniden girip yağmurlara şemsiye olacağını düşündüğü adam da ölünce kökünden sökülüp fırlatıldı sanki o ağaç. Cemre hayatın ondan vazgeçtiğini düşünüyor ama göremediği bir şey var: Bütün bu olanlar bir yol ve onu ait olduğu, doğru şekilde büyüyeceği toprağa ulaştıracak. Tamam bu yol dikenli, taşlı ama yolun sonu hep yeşil.