dinle neyden kim hikâyet etmede
kim bilir nelerden şikâyet etmede
“New Yorka geldiğimde aklım ve çoraplarım
delikti” diyor Marlon Brando.. Sarhoş olup Broadway kaldırımlarında uyuduğu
günlerde, aklındaki deliği kapatabilmek için giriştiği mücadeleyle aslında
ruhundaki deliği kapatmaya çalıştığının farkında değildi muhtemelen. Çok
gençti. Biz bugün bunun farkındaysak, ne ihtiyarlığımızdan, ne de akıllara seza
analiz yeteneğimizden; filmin sonunu biliyoruz sadece. Garibim Marlon o günlerde
daha çok çorabındaki deliğin derdindeymiş..
Bayram
değil seyran değil Marlon seni niye öptü diyecek olursanız, bu işin müsebbibi, Stevan Riley emekli ve 2015 mahsulü Listen To Me Marlon filmidir derim. Meraklısı
izlemiştir mutlaka, ben yeni seyrettim. Film şâhâne, evet, ama esasen beni
dürten film değil. Beni dürten, ruhundaki kara deliği kapatmak için insan
tabiatının bin köşeli hücresinde, çarpıp da kafasını gözünü yarmadığı duvar
kalmayan Marlonun ‘menzile varma çabası’..
O müthiş yolculuk boyunca yaşadıkları..
“Dinle Beni Marlon” diyen aslında
Marlonun ta kendisi; kendi kendine konuşuyor yani.. Onun Self Hypnosis dediği, benim de özetle Kendimi Hipnotize Edip Geçmişime Yürürsem Bugün Bütün Bu Haltları Niye
Yaptığımı Anlayabilir Miyim Acaba diye tercüme edebileceğim üç yüz küsur teyp kaseti dolusu itirafnameyle
başlamış her şey.. Bildiğin doksanlık Raks kasetleri çuval çuval teslim alan
Riley, muhteşem bir görsel ve işitsel kurgu ile, hiç araya girmeden, Marlonu
Marlona anlattırmış. Aktörlüğe, belgesele, biyografiye ilgiliniz varsa mutlaka
izlemelisiniz, o ayrı; lâkin, dediğim gibi ben burada filmin değil, Marlonun ‘menzil
seyahatinin’ kritikasını yapmak istiyorum –ki aslında, bu film bağlamında ikisi
de aynı şey..
Hani
bir absürd film yapmaya kalksak da, Marlonun gençlik yıllarını anlatan bir
sekans yazsak, sahne müziği olarak da Neşet Ertaşın Cahildim Dünyanın Rengine Kandım türküsünü ödünç alsak, kimsenin
bir itirazı olmazdı –başta da, o dönemini “Cahildim,
evet” diye tarif eden Marlonun.. Gerçi cahil kalmak için elinden geleni
yapmış; Triumph marka motosikletiyle
lisenin koridorlarına dalınca liseden, bir tören sırasında albayı lâfla dövünce
de askeri okuldan atılmış. Şaka bir yana, bahsettiği cahillik, aktörlük cahilliği..
Gelelim o meseleye..
Yazı devam ediyor...