Kiralık Aşk: Bu da mı gol değil sayın seyirciler?

Ömer, çelik Ömer!  Peygamber sabrı var adamda ama o da çatırdadı biraz bu bölüm. Baştan beri biz biliyoruz, Ömer’in zaafı var Defne’ye. Bir tek Defne farkında değildi Ömer üzerindeki etkisinin ama zaten Defne henüz kendinin de farkında değil. (Belki Deniz’in ilgisi, Ömer’in kıskançlığı Defne’nin kendisini, etkisini fark etmesini sağlar.) Bu bölüm, Defne bir kalem hareketiyle aldı mesajı ve yürüdü oradan. Bu Defne, o meşhur “Bozayım mı rujunu?” sahnesini mahveden Defne mi diye düşünmeden edemedim. Kendine güvenince tadından yenmiyor. Ömer’e meydan okuyuşu Ömer’i bile afallattı, belki “Acaba fazla mı gaz verdim?” diye düşünmüş olabilir Ömer. Malum, Defne’de orta yok; uçlarda yaşıyor her duyguyu. Şimdi Ömer’de uyandırdığı duyguları bilerek Ömer’i oyuna kendisi dâhil etti. Moleküllerini şimdi nasıl bir arada tutacaksın Defne, bilemiyorum. Büyük cesaret vallahi! :)

Ayrıca şunu söylemek istiyorum, ben en çok da dertleşme sahnelerine ihtiyaç duyuyorum sanırım izlerken. Çünkü olaylar akıp geçerken bazen karakterlerimiz nerede duruyorlar, ne hissediyorlar, pek anlayamıyoruz; malum birbirleriyle konuşmadıkları için! Neyse ki bu dertleşmelerde en azından ne hissediyorlar ne düşünüyorlar anlayabiliyoruz. Birbirlerine söylemeseler bile biliyoruz ki gün gelecek konuşacaklar!

Bana öyle geliyor ki birkaç bölüm daha böyle gidecek ve Ömer Defne arasındaki tansiyon had safhaya çıkacak, sonunda da mutlaka bir konuşma olacak. Arada geçecek bu sürede öfkelerini, haklılıklarını içlerinde yiyip bitirip eşit olduklarında konuşmaya hazır olacaklar ve bu defa yargılamadan, anlamaya çalışarak oturacaklar o banka (illa bank olması gerek değil tabii :) ) ve o zaman sanırım biraz daha sağlam bir ilişkileri olacak. Tabii bu da hemen olmayacak, biliyoruz ki Deniz faktörü var. O sınavı da geçmeleri gerekecek. Bakalım Deniz’in şirketin ortağı olduğu ortaya çıkınca Ömer Defne’ye inanmayı mı seçecek yoksa önyargılarına kapılıp yine arkasını dönüp gidecek mi? Tabii ki yaşanan hiçbir şey boşa değil. Deniz’i öğrendiğinde de (belki en sonunda oyunu öğrendiğinde de) Ömer’in bir önceki hatasını tekrarlamayacağını düşünüyorum. Geçen seferki Tranba olayında tabii ki Ömer haklıydı ama haklılığından bir parça götürdü olayı hiç araştırmaması anlamaya çalışmaması. Bunların da bilerek yapıldığını biliyoruz artık Ömer de öğreniyor güvenmeyi, inanmayı, anlamaya çalışmayı. Yapılan her hata insanı kötü yapmaz ve bir hata için bütün gemiler yakılmaz! İşte bunlar hep sınav Ömer! Biz değişmeye başladığını, yumuşadığını görüyoruz, sen başarırsın yürü!

Sonuç olarak değişimi başlamış sindire sindire ilerleyen bir Ömer’imiz var. İçindeki çocuk yönü hep kalacak ama biraz daha kendinin farkına varıp Ömer’in desteğiyle büyüyecek bir Defne’miz var. Değişmeye çalışsa da içindeki kötülüğü nasıl halledecek diye beklediğimiz bir Sude, ne olursa olsun hiç kimsenin tam olarak değişmeyeceğini anladığımız bir Yasemin ve bombalar patlatmaya hazır bir Deniz var. Hadi hayırlısı!

Not1: Ömer’in Sude ile konuşmasında Defne’yi nasıl koruduğunu görmüş olduk. “Defne’nin acısıyla empati kur diye yaptım.” dedi ve acınız eşit değildi diye de ekledi. Senin annen, baban yanında; kuzenin şirketin sahibi… Ömer’e sevdiğini sahiplenmiyor, korumuyor diyenlere gelsin o zaman bu sözler :) Defne’nin de bunu öğrenmesi iyi oldu. Kendisi için yapılan bu adaletli duruştan haberi olması gerekiyordu.

Not2: Bir ara Salih Usta’nın oğlunun düğünü olacaktı n’oldu o ya? Defne ve Ömer daha hiç Sadri Ustayla bir araya gelmediler bunu da çok merak ediyorum. Ömer’le Defne’sini beraber görsün artık. Ee, tabii biz de..

Söylemeden edemeyeceğim, Salih Bademci oyunculuğu, doğallığı ve enerjisi o kadar tamamlıyor ki her şeyi! O olmasa eksik olurmuş. Bu arada Ömer ve Koray sahneleri kadar Sinan Ömer sahnelerini de çok seviyorum. Çok doğal ve sahici geliyor bana. Ayrıca Elçin Sangu da geri dönmüş Defne’yle beraber, bu da iyi! Enerjisini, güzelliğini bu bölümde esirgemediği için teşekkürler! Bu bölüm Defne’nin bu enerjisi beni rahatsız etmedi. Geçen haftayı direkt silmek istedim ve sileceğim umarım… Ömeer Ömerr! Bir insana âşık olmak, aşkı hissettirmek, muzip haller bu kadar yakışır. Bunu en iyi şekilde yansıtan Barış Arduç’a da tebriklerr! Ekibinde ellerine sağlık ve teşekkürler bu bölüm için. Ayy Koray gibi herkese çookk teşekkür ettim madem bitireyim... Tutkusuyla, duygusuyla, ufak sürprizleriyle, bölüme uyan şarkısıyla özlemişiz izlemeyi dizimizi. Daha da bombeli bölümlerde görüşmek dileğiyle…

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER