Uzaydaki
mavi gözlü çocuk ve koca gözlü kız. Atarcan ve süslü. Ali’nin Selin’i. Selin’in
Ali’si. Bildiğimiz Alsel işte! Her pazartesi akşamı pür dikkat "bu sefer ne
gelecek başlarına, bu sefer nasıl bir duygusal buhrana sokacaklar bizi, yine
yeni yeniden kalbimiz kaç bin parçaya bölünecek" diyerek izlediğimiz kavuşamayan
ikilimiz diyeyim, daha iyi anlarsınız. Evet efendim, kavuşamıyorlar
evet. Aman ha, böyle normal kavuşamayan çiftlerden sanmayın bizim ikiliyi. Hayal
dünyanızı biraz daha genişletin ve şöyle düşünün. Bir çift ki aralarındaki bütün
ilişki oyunlar, bedeller, intikamlar, kavgalar, küslükler, öpücükler ve en önemlisi
de bitmek bilmeyen acılar üzerine kurulmuş. Evet acılar, yanlış duymadınız. Ama
öyle böyle değil! Üf ki ne üf.
Ha, bir de biz varız işte. Nam-ı diğer Alselzedeler. Tamam,
öyle çok da havalı bir ismimiz yok kabul ediyorum. Ama biz de fena değiliz
ya. Memleketi uzay olan, acı çekme bağımlısı olmuş, her şeyi
istemsizce dalgaya vurmak gibi bir refleks geliştirmiş, aklı hür fikri hür
insanlar. "Bildiğin fan işte" dediğinizi duyar gibiyim.Yok efendim yok. Biz
fandomların Küçük Emrah'ı Alselzedeleriz. Heyooo!!! O zaman hep beraber Alselzede
el kılavuzuna bir göz atalım da anlayalım, tanıyalım bu cefakar fandomu. Gerçi
anlatsaydık herkes anlardı ama neyse bu seferlik böyle olsun anlamak
istemeyenlere inat.
PAZARTESİLERİ
MİLLİ YAS
Evet,
yas efendim yas. Zira her pazartesi, hayran olduğu çiftinin 3647585. kez olmayan sevgililiklerinin
bittiği kaç tane fandom tanıyorsunuz? Ben size söyleyeyim BİR. Evet, türünün tek
örneği olan fandom için bir dakikalık saygı duruşu. Hani derler ya, pazartesileri
sendromludur diye. Pazartesi sendromu halt etmiş bunun yanında. Zira üç saatlik
diziyi izlerken hayatınızın en azından on yılına elveda edin. Başınız sağ
olsun! Allah geride kalan yıllarınıza uzun ömür versin. Ha, tabii bir de potansiyel hasta olma riski de ortaya çıkacak zira çiftiniz birbirine yaklaşıp
yaklaşıp uzaklaştığı için bir süre sonra bünye ister istemez semptomlar
gösterecektir. En önemli semptom dengesiz ruh hali. Bir gülecek bir
ağlayacaksınız.
Ama
gülünecek sahnede ağlayıp ağlanacak sahnede gülmek gibi minnacık bir sorununuz
olacak. Sizin anlayacağınız pazartesileri kepenkler kapanacak, siyahlar
giyilecek, kocaman güneş gözlükleri takılacak. Yas is coming.
ASLA
AMA ASLA HAYAL KURMA
Mesela
fragmanı izledin, bölüm fotolarını da gördün. Her şey gayet güzel görünüyor. Her
şey efso(!) duruyor. "Ay acaba böyle mi olacak yoksa şöyle mi olacak" diye asla
ama asla hayal kurma. Gerçekleşmediği gibi tüm olayı yanlış anlamış olacaksın. Bir de bu yüzden çakıldığın zeminden sekecek tekrar çakılacaksın. Yapma gerek
yok, zaten bölümü izlerken bir kez çakılacaksın aksiyona girme. Kalene bir gol de
sen atma. Azıcık uslu duruver yahu.
SAKİN
KALMAYA ÇALIŞ
Biliyorum,
evet biliyorum olmuyor, yapamıyorsun. Her Alsel sahnesinden sonra aşırı acıdan
altın vuruş evresine girecek gibi oluyorsun ama sakin kalmalısın. Duvarları
yumruklayıp da kendini sakatlayayım deme. Televizyona fırlatmak üzere eline
aldığın cismi hemen yere bırak. Şu yastığı da çek ağzından. Yastığı ağzına
kapatıp böğürmenin de bir faydası olmayacak. Sinirden seğiren gözün için de git
bir yüzünü falan yıka belki iyi gelir. Ağlayacaksan da kimsenin olmadığı bir
yerde ağla bari evdekiler sana potansiyel ruh hastası muamelesi
yapmasın. Geçecek geçecek.
İYİ
TARAFINDAN BAK
Sürekli
ama sürekli. Mesela Selin Ali’ye ‘Senle ben artık yokuz.’ mu dedi. Amaaan hiç
değilse olmayan ilişkilerini bitirdi ya olan ilişkilerini
bitirseydi. Yaşasın(!) Ali Selin’e ‘Bugün her şeyin bittiği gün.’ mü dedi. Ay ne
zaman başladı ki zaten?Yani başlamayan bir şey bitemeyeceği için teknik olarak
bitmiş sayılmaz. Heyooo(!) Evet ve daha niceleri. O kadar pozitif ol ki Polyanna
gelsin böyle sana bir selam çaksın önünü iliklesin. Yaşasın pozitivizm!
HER
ZAMAN DAHA KÖTÜSÜ OLUR
Bak,
bu kırmızı çizgi. "Ay ekranın başına geçeyim yayılayım amaaaaan daha kötü ne
olabilir ki Alsel arasında" mı dedin? Şimdi sen bu cümleyi kurdun ya neler olmaz ki? Mesela
Ali Bey sırf kan kardeşi (!) Emre üzülmesin diye bölümün son 5 dakikasında Selin
tam da Ali’nin sarhoşken edip de unuttuğu ilan-ı aşkı konuşmak için Ali’nin
yanına gelmişken ‘Emre’ye geri dön.’ gibi ufak çaplı şok yaşamana sebep olacak
bir cümle kurabilir. Hani olmaz ya, her şeyin gayet güzel gittiği bir bölümde
direk sevdalısı bir kişi yüzünden Alsel'in arası bilmem kaç yüzüncü kez
araları açılabilir. Ya da en olmadı, tam Ali artık duygularını itiraf edecekken Selin
daha önceden çektiği CD'yi şak diye Ali’ye verip her şeyi mahvedebilir. O
yüzden sen sen ol, sakın "daha ne olabilir ki" gibi bir cümle kurma. Asla!
ÖPÜCÜKLERE
ALDANMA
Çiftin
öpüştü diye sevindin değil mi? Hay sevinmez olaydın. Hala anlamadın mı her öpüşme
yeni bir bedel, yeni bir acı, yeni bir mesafeyi de beraberinde getiriyor. Nasıl
mı? İstersen örneklerle anlatayım. Esas oğlan esas kızı sahilde tutkulu bir
şekilde öper. Ay ne kadar romantik ama. İnşallah canım ya. Bunun hemen peşinden gelen bölümde oğlan ‘Senin yüzünü görmek istemiyorum.’ diye bir cümle
kurabilir esas kıza. Neden, nasıl, niçin diye sorma. Bunlar olabilir sen hazırlıklı
ol. Dur daha devam edeyim. Esas oğlan esas kızın tahrikleri sonucu kızı öpüp
ağzının ortasına tokadı yiyebilir. Yok burası normal. Sonra bir bakarsın esas kız
her şeyi videoya kaydetmiş. Ve böylelikle hiç bitmeyecek bir CD meselesi baş
gösterir. Kız oğlana CD'yi izletir. Oğlan şok, oğlan iptal, oğlan vefat! Tabii ki
onunla birlikte seyirci de! Gel şimdi çık işin içinden. Dur dur en harikası geliyor
şimdi. Bir motelin terasında oğlan ve kız belki de tüm zamanların en tutkulu
öpüşmelerinden birini yaparlar. Hop ertesi bölüm oğlan birden mutasyona uğrayıp
‘Sevgili olmazsak bu saçmalığa son verelim. Hayatımı yaşayacağım. Seni sürekli
aklımda taşıyamam.’ gibi cümleler kurabilir. Ben söyleyeyim de sana. O yüzden sen
sen ol, "ay çiftim öpüşsün, yok efendim çiftim öpüştü yaşasın" falan deme. Girme
asla o toplara.
ACIYI
SEVMEK OLUR
Şimdi
normal bir fan değilsin sen. Acı senin yol arkadaşın, her şeyin .Eğer Alselci olacaksan
bir gerçeği kabullenmen gerek: Acıyı sevmek olur. İlk acını çektiğinde önce bir
sızı duyacaksın derinlerde. Ama bu ilk acın o yüzden bir şey
hissetmeyeceksin. 1. evredesin çünkü. Zaman geçtikçe önce artacak artacak ve
dayanılmaz hale gelecek ve bir pik yapacak. O pikten sağ çıkarsan önün otoban. Öyle
bir hale geleceksin ki çiftinin acı çekmediği ender dakikalarda neden acı
çekmiyor bunlar gibi kafalarda olacaksın. Zira sen alışmışsın bölümler boyunca
Alsel'inin kavuşamamasına, bedel ödeyip ödetmesine, intikam almasına.
PARONOYAK
BİR İNSANSIN SEN
Evet,
sen gerçekten de paronoyak birisi oldun. Hayırlı olsun kardeşim. Çiftini mutlu
gördüğün zaman sürekli kafanda ‘bu da kesin oyun, acaba hangisi oyun
yapıyor, intikam mı alacak ikisinden biri’ ve daha nice düşünce dönecek. Çünkü
beynine işlenmiş bir düşünce var: Benim çiftim mutlu olamaz. Olamayacak da zaten
olsa da sen paronoyak bir insana dönüştüğün için anlayıp keyfini
süremeyeceksin. Üzgünüm kardeş bununla yaşamak zorundasın.
KURTARAMIYORUM
KENDİMİ
Bu
böyle. Kendini bu çiftten asla ama asla
kurtaramayacaksın. Evde, okulda, işte, dersanede, sinemada, dolmuş durağında… Aklına
neresi gelirse gelsin aklında çiftin olacak. Acaba ne olacak Alsel’in hali? Bu
sefer mutlu olacaklar mı? İnan bana biliyorum. Belki de 6 aydır en çok sorduğun sorular
bunlar olacak kendine. Ama cevapsız sorular bunlar. Asla da
cevaplanamayacak. İyisi mi sen oluruna bırak.
UMUT
ETMESE ALSELCİ ÖLÜR
Şimdi
bana diyebilirsin, "ya madem böyle bir çiftin var daha neyin umudu bu? Belli ki bu
hikayenin sonu mutlu bitmiyor, bitmeyecek." Ama biz mutlu sonlara uyan tipler
değiliz ki. Evet çevrendeki insanların çifti sevgili olmuş belki de
537832930. kez mutlu olurken senin çiftin acı çekiyor olabilir. 6 aydır sevgili
olamamış olabilir. Sürekli bir ileri iki geri yapıyor olabilir. Ama Alselci umut
etmeyi asla ama asla bırakmaz. Bir çift koca gözle bir çift mavi göz yeter ki
umut etmene. Birbirine yanlışlıkla çarpan elleri bile umudunu tetikler. Hele bir
kez birbirlerine bakarak gülsünler bak o zaman kelebekler midende yuva
yapar. Böyle bir insan olursun sen işte. Bazen aynı ülkede, aynı gezegende
yaşamaları bile umut etmeye devam etmen için yeter. Neden? Umut etmese ölür ki
Alselci.
İLGİNÇ
TOTEMLER YAP
Bak
bu kısım önemli. De ki mesela, "bu bölüm çiftim mutlu olursa evin ortasınsa eşşek
gibi anıracağım." 10 bölümdür mutsuz olan çiftin birden bire mutlu olursa hem de
ev misafir doluyken artık o da senin şanssızlığın arkadaşım. Laf ağızdan bir kez
çıkar anıracaksın. Başta bayağı yadırgayacaktır herkes hatta ufak çapta bir
dışlanma da yaşayabilirsin ama boşver totemin tuttu Alsel mutlu oldu. Her şey
Alsel için.
DERDİNİ
REPLİKLERLE ANLAT
Evet,
belki de böyle bir çifte sahip olmanın en harika yanı bu. Her duruma her olaya
her derde uygun bir replik muhakkak var.
-Sınavın
nasıl geçti ya?
-Anlatsaydım herkes anlardı.
-Nasıl
hissediyorsun kendini?
-Ben yok olmak istiyorum.
-Ay
bence bugün burslar kesin yatar ne dersin?
-Hayalperestler sonunda hep üzülür.
-Kızım
istediğin ruju almayı unutmuşum.
-Bu yaptığın unutulur anne ama içimde açtığın
yara asla.
-Ay
Halime Hanım'ın kızının bir sevdiği varmış ama annesi istemiyor o çocuğu o iş
olmaz ya.
-Onlar birbirlerine aşıklarsa eğer olmaz olanı da oldururlar.
-Akşam
sinema yapalım mı?
-Bir bak oluru varsa.
-Ay
midem bulanıyor ya.
-Sarılırsam geçer mi?
-Uf
elimi yaktım canım çok acıyor ya.
-Canını yakan şeyleri rüzgara fısılda,bırak
diğer acıların yanına gitsin.
Ve
daha niceleri. Burda çok ufak bir sıkıntı var o da karşındaki kişi. Sen bu
cevapları verdikten sonra ufacık bir süre şok ifadesiyle bakacaktır sana ama
alışır o da zamanla alışır.
SONUNDA
ALSELCİLER HEP ÜZÜLÜR
Dizinin
ana teması gibi bir şey bu. O yüzden hani bölüm başında her şey harika giderken
bile bunu asla ama asla unutma. İhale her zaman Alsel’e kitlenir. Zaman,mekan hiç
fark etmez. Mutluluk senin için sadece 8 harfli bir kelime. Her şeyin harika
gittiği bir doğum günü partisi de olabilir bu, esas kız ve esas oğlan birbirine
ilan-ı aşk ettikten sonra da. O bomba muhakkak senin çiftine patlayacak. Kaçışın
yok. Ha, bu duygu alışılabilecek de bir duygu değil. Zira dizideki diğer tüm
çiftler -Peri’nin köpeği ve köpeğin yeni manitası da dahil- mutluyken sen o
bölümü kesinlikle mutsuz bitireceksin. Kaçarı yok. İsyan etsen ama yeter artık
biz de mutlu olalım desen falan geç onları geç kimsenin seni umursayacağını
sanma. Zira Alsel'e ve Alselciler'e çektirilen acıdan besleniyor bu dizi. Senin ve
çiftinin misyonu bu.
ALSEL
Mİ? ALSEL DE NE, YENİYOR MU BU?
Şimdi
çok trajikomik bir şeye geliyoruz. Sen hani göğsünü gere gere ‘Ben Alselciyim.’
diyorsun ya deme zira aslında öyle bir çift yok. Ali ve Selin isimli birbirine
aşık bir ikili var ama bunlar asla kavuşup da Alsel olamıyor. Güven bana 6 ay
oldu. Yaz çifti olur diye bekledik. Olmadı. Sonbahar çifti olsun bari dedik. E o da
olmadı.A man en iyisi kış bizimkiler kış çifti olsun dedik. Valla onun da pek
oluru yok gibi. Olmayan bir çifti destekleyecek kadar koca yüreklisin sen. Heyt
yavrum heyt (!) Bu gurur hepimizin hepimizin (!) O zaman fandomların Küçük Emrah’ı
için destur!!!
ÜÇÜN
BEŞİN LAFINI YAPMA
Bir
konuda anlaşalım. 3 saatlik dizide senin çiftini izleme imkanın 10-15 dakikayı
geçmez. O da hani şanslıysan. Ortalama olarak 5 dakika falan olacak zaten
sahneleri. Onu da pür dikkat izle. Geriye kalan 175 dakika x çiftinin derdi, y
kişisinin sorunu, a amcanın torunu, b teyzenin altın günü, bunlarla geçecek. Aman
boşver canım sen beklersin bir hafta daha ne olacak sabır canım sabır (!). Az
sabırlı ol. Hani böyle markette kuyruğa girersin. Beklersin beklersin sıra sana
gelsin diye. Önüne hep birileri kaynar. Görürsün söylersin ama benim sıram
diye. Kasiyer hemen ordan ay ne olacak sıra size de gelecek der. Bir de bakmışsın
dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar olmuş… Demem o ki aza tamah etmeyi
bil. Sırf dizide 5 dakika göreceğim diye 3 saatlik diziyi izle. Yap bunu. Yapmayıp
isyan edersen kovulursun senaristinin cennetinden.
BEN
YOK OLMAK İSTİYORUM
Evet
geldik en çok kullanılan cümleler listesine. Her bölüm birinci sıradan giren
cümleye: Ben yok olmak istiyorum. E ama abartma diyebilirsin. Ama inan bana
isteyeceksin. Aynı bölüm içinde belki de binlerce defa. Zira sürekli hayal kırıklığı
yaşamaktan, sürekli umut edip ters köşe olmaktan, sürekli acı çekmekten öyle bir
hale geleceksin ki yok olmak isteyeceksin kardeşim özür dilerim. Gerçi yok olsan
da Alselzedeler'den başka kimsenin umrunda olacağını sanmıyorum o yüzden çok da
takılma bu duruma. Şöyle anlatayım, sen sanki ölmüşsün bir tabutun içindesin. Her
bölüm tabuttan çıkarıyorlar seni. Bölümü izliyorsun. Sonra tekrar daha da derine
gömülüyorsun o tabutla. Alselci'ye hakkımız helal olsun mu? Olsun. Helal olsun
mu? Olsun. Helal olsun mu? Olsun be.
KAN
DAVASI
Kan
mı davası? Evet canım kan davası. Ama silahlar patlamıyor -gerçi patlaması için
dua edeceksin de neyse- rahat olabilirsin. Burada yalnız taraflar iki aile
değil. Taraflar Ali ve Selin isimli iki aşık. Mottomuz şu: Benim canımı yakanın
canını bin kat beter yakarım. Dın dın. Zilin sesini duydun oyun başladı. Bir onun
canı yanacak, bir onun bir onun bir onun. Böyle bir paradoks. Önce Ali hamle
yapacak mesela kızı getirecek bir partiye. Orada kız giyinirken videosu
çekilecek. Sonra bu videoyu herkes izleyip kızla dalga geçecek. Kızın kalbi
paramparça olacak. Video olayından haberi olmayan Ali isimli genç ne kadar maviş
maviş bakıp sırf kızın canı yandı diye acı çekse de olan oldu. Geçmiş olsun Ali
Bey. O kan bir kez döküldü. Sıra Selin’de. Selin ise bu sefer pusuya
yatacak. Hiçbir şey olmamış gibi davranıp oğlanı en zayıf anında kanatacak. Odada
tahrik edip oğlana kendisini öptürüp sonra bunu CD'letip oğlanı tehdit etmek
gibi mi? Evet evet bunun gibi. Evet durum 1-1 oldu. Yalnız çok ufacık minnacık bir
sıkıntı var. O da tüm bunlar olurken sen hem kız hem oğlan tarafı olduğun için
onlardan bir kan akıyorsa senden bin kan akacak. Ama ölmediğin sürece sıkıntı
yok. Bunun adı kaza kurşunu. Senin ne hissettiğinin ne yaşadığının bir önemi yok. Ama
ben seyirciyim bir günahım yok dediğini duyar gibiyim. Geçiniz bunları geçiniz. Seni
umursayan kim? Alselci olmayaydın biz mi dedik ha biz mi dedik?!
Bu maddelere göz atarsak eğer Alselzede olmak nedir, ne değildir diye ana hatlarıyla
bunlar işte efendim. Pavlov’un köpeği misali bölümün jeneriğini duyduğu an
televizyon karşısına geçen, acı çekeceğini, yine yeniden olmayan çiftinin
olmayan ilişkilerini bitireceğini, diğer herkes mutluyken mutsuz olacağını bilen
yine de her şey Alsel için diyen tüm Alselzedelere gelsin bu kılavuz. "Kılavuzu
Alsel olanın burnu acıdan kurtulmazmış" der sözlerime son veririm.
Not: Bir
yerlerde acı çekilecekse, bedel ödenecekse, 6 ay boyunca mutluluğa hasret
kalınacaksa hemen bir Alselci'yle irtibata geçiniz. Zira bu konularda
kıtalararası dereceyi bırak uzay derecesi bulunmaktadır.