Adı Mutluluk'a toplu bakış: Olur olur, bal gibi olur!

“Özgürlüktür mutluluk!”
Duygu Tombak

Ulan İstanbul… Tam 1 sene önce bugün, sadece benim değil, Kaan Yıldırım’ın da hayatını değiştiren iş olarak yayın hayatına başlamıştı. En kısa haliyle “bir hırsızlık çetesinin” hikâyesini 39 bölüm boyunca keyifle takip ettik. Bittiği günden itibaren ise içselleştirdiğimiz Nevizadeler’i hangi rolde göreceğiz diye meraklanıyorduk. O gün, bugünmüş. Aynı tarihte, aynı saatte Adı Mutluluk dizisi ve Ferdi ve Ada ile… Aman, ne Ferdi’si ne Ada’sı ne diyorsun Duygu, pardon, Batu ve Kumsal ile tanıştık.

Jeneriğin dönmeye başladığı ilk andan itibaren burnuma buram buram yaz kokusu geldi. Yaz, deniz, gençlik, aşk... Daha güzel, daha “fresh” bir hikâye olamazdı herhalde. Bu durumun “Adı Mutluluk” resmen!  Benim de beklentim, elbette, Kumsal (Ezgi Eyüboğlu) ve Batu’nun (Kaan Yıldırım) hikâyesiyle zihnimi özgür bırakmak, mutlu olmaktı. Nitekim oldum da!

O halde ilk önce yaratılan dünya ile başlamak istiyorum. Oyuncular için hazırlanan kostümler, aksesuarlar yaratılan dünyalar için uygundu. Çantalar, şapkalar, makyajlar ne çok abartılı ne çok silik, tam olması gibiydi. Tembel gözlerim hiç yorulmadı. Sanat ekibiyle iyi anlaşacağız. ^.^ Aynı şekilde yaratılan dünyalarda kullanılan dili de çok başarılı buldum. Kumsal gibi naif, kırılgan bir kızın “erkete” kelimesini bilmemesine şaşırmadım yani. Komik, daha komik olma adına yapılan hareketler de çok rahatsız edici değildi. Güldük mü? Evet! Abartılı mıydı? Evet! Rahatsız olduk mu? Hayır! O halde problem yok. Bu da cepte. Çekimleri de beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Özellikle Batu’nun kayalıklardan denize atladığı sahneye bayıldım.

Gelelim oyunculara…  Kaan Yıldırım ve Ezgi Eyüboğlu hem bireysel performansları hem de çift olarak uyumlarıyla ekranda muhteşem görünüyorlardı. Dizilerimizde görmeyi özlediğimiz, uyumlu, cıvıl cıvıl, mutlu çift açığımızı bundan sonra Batu ve Kumsal karakteriyle kapatacağımızı umuyorum. Kızının dünyasının patronu haline gelmiş baba rolünde Levent Özdilek’ten daha iyi bir seçenek olamazdı. Ceyhun Mengirlioğlu (Eren), Aslı Bekiroğlu (Sera) ve Orçun İynemli (Tatlı) rolünde harikalar yaratacak gibi duruyorlar. Duruyorlar dedim zira yaklaşık iki saat süren bölümün neredeyse bir saati “Kumsal ve Batu’nun İki Gün Süren Maceraları” ile geçtiği için diğer karakterleri çok fazla tanıyamadım, dertlerini anlayamadım. Ama özellikle Tatlı ve Eren’den hikâyenin altını üstüne getirecek bir enerji aldım.

Ekranın karşında olduğum iki saat boyunca mutlu olmadım desem yalan olur, mutlu oldum. Ama Kumsal ve Batu’nun uzun süren maceraları dışında aklıma minik bir soru takıldı. Batu’nun bir yanı Ulan İstanbul’dan Ferdi, bir yanı da Medcezir’den Yaman mıydı acaba? Nevizadeler’den Ferdi gibi geldi çünkü hiç garipsemedim Batu’yu bir senedir tanıyordum sanki. Bizim atik, çevik, peşinde silahlı adamlar olan, hırsız ama bir yanı da tatlı romantik Ferdi’ydi adeta. Karlos ve Yaren nerede diye düşünmeden edemedim. Batu’nun diğer yanı ise Tozludereli Yaman’a benzettim. Öyle ki Batu da, Yaman gibi, hiçbir kahramanlık fırsatını kaçırmayan,  üstün zekâlı, babasından problemli bir tip. Yoksa ben bunların hepsini kafamda mı kuruyordum? Bu sorunun cevabını ilerleyen bölümlerde daha net alacağıma hiç şüphe yok. Ama bir yandan da oturup düşündüğümde ise oyuncu seçimi için Kaan Yıldırım’dan daha iyi bir alternatif olamayacağını da gördüm. Aksi halde Batu’ya bu kadar çabuk inanamazdım. Belki de amaç buydu, kim bilir?

Özetle; Adı Mutluluk, nereye ve nasıl gideceğini kestiremediğim hikâyesiyle bende inanılmaz bir merak uyandırdı ve önümüzde Salı akşamı ekran karşısında yerimi ayırttı. Kaan Yıldırım’ı bir süre daha Ferdi olarak anıp, o sayfayı kapatmak ise Batu’nun hikâyesinin yönlendiği yere ve elbette performansına bağlı olacak.

Senaristler Aksel Bonfil, Hakan Bonomo ve yönetmen Erol Özlevi nezdinde tüm ekibe bol şanslar, bol reytingler dilerken ilk bölüm duamı ediyorum: Tanrı onları reyting canavarından korusun, emeklerini boşa çıkartmasın!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER