Güzel yanları da yok muydu hiç, derseniz darılmayın ama pek yoktu. Yaz dizisi benim için uçuşan kurdeledir; renkli, benekli rüzgar gülleridir. Bir teras sahnesinin görselliği, bir İstanbul manzarası bir de BMW vardı güzelim oyuncularımız dışında. Bige Hanım sizi müsait bir zamanda uzun uzun övmek, güzelliğiniz karşısında size bir şarkı okumak isterim.
Ve sıra geldi kafa radyomuzda listelerin bir numarasına, Kylie Minogue söylüyor; I just can't get you out of my head...
Ekrandaki sıcak ve canlı renkleri sevsem de hikayeye bağlanamadım, içeriğinden bir gram zevk almadım. Çekenin, yazanın, oynayanın harcadığı emeği küçümsemiyorum, emek veren herkesin eline sağlık tabii ama keşke olmasaydı sonumuz böyle be dizicim.
Yaz dizisi diye kof, hiçbir hikaye anlatmayan işler izlemek zorunda değilizdir diye düşünmek istiyorum. İlla ki sabun köpüğü olacak bu diziler diyorsanız da bize tutunacak bir dal lütfen... Sonuçta mevsim yaz diye tezgahta içi geçmiş sebze meyveler görmek istemiyorsak ekranda da yaz dizisi diye anlamsız şeyler izlemek zorunda olmamalıyız, bence.
Güzel ve çekici çiftler dışında da hikayenin anlattıkları olsun istiyorum. Ama maalesef karakterlerin peşine düşesim yok hiç. Benden geçti, desem bir sezon önceki uçuş uçuş dizilere düşmezdim; sizden geçti desem, ekranlar yine yaz dizisi kaynıyor. Nası yapalım?
Dünya üzerinde en sevdiğim şeyler listesi yapsam ilk onda kendine alnının akıyla yer bulacak olan yaz dizilerinden buz gibi soğudum ve maalesef bu sıcak havalarda bu soğukluk hiç hayra alamet değil.
Bir sonraki hafta bambaşka bir bölüm olsun, bütün bu laflarımı seve seve yiyeyim.
Pilavdan dönenin kaşığının başına da birtakım talihsiz olaylar gelsin ama bizi bu fotoğraf karesiyken hoş duran, hareket ve sesle birleşince hiçbir anlam ifade etmeyen şeylerle baş başa bırakmayın.
Serzenişim aşağıdaki gibidir.
Yar bana bir yaz dizisi medet!