Acı
da sevinç de hep birlikte!
Merve
Yıldırım
Shameless’ın
en sevdiğim yanı en trajik anları bile bir tutam kahkahayla harmanlamasıydı.
Ülkenin uyarlanması en çok ses getiren ve itiraz edilen işi Bizim Hikaye’nin
uyarlanacağını öğrendiğimde de beklediğim tek şey bu eğlence dozuydu. Eksik
kalan tarafların, yoksulluğun ve daha nicesinin acılara gark edilerek değil de
gözyaşlarına karışan kahkahalarla anlatılmasıydı tek beklediğim. Geri kalan her
şey ise senaristlerin hayal gücü…
Orijinalinin birebir aynısı olan, bir dizi değil de
çeviri konferans izliyormuş hissi veren işler ne kadar bana uzaksa, senaristinin
hayallerinde gezindiğim işler o kadar yakın. Hele bir de hikâyeyi çalmak
yerine, özünün telifini alıyor olmak bir adım önde başlatıyor o işi. Saygı
duyuyorum. Bizim Hikâye de hem saygı
duyduğum hem de büyük beklentilerle başına oturduğum bir işti. Bölümün sonunda
kalbimde kelebekler uçuşarak ayrıldım ekran başından.
Birkaç yerde hikâyenin ritmi aksayıp rejinin enerjisi
düşse de genel olarak enerjisi yüksek, duygusu sağlam, dünyasına kolayca alan
bir ilk bölüm izledik. Gelecek haftayı iple çekecek kadar sevdim.
Hazal Kaya, kimi işlerini kesintisiz takip ettiğim,
kimi işlerine geçerken uğradığım bir isim. Zaman zaman ‘olmamış’ dediğim
sahnelerini izlesem de Bizim Hikâye’de
başından sonuna kadar Filiz’di. Babasının elini alıp yanağını okşattığı, dimdik
ayakta durmaya çalışan genç kadının içindeki çocuğun çıktığı sahneye ise
bayıldım!
Hazal Kaya’nın Burak Deniz’le enerjisi de o kadar
güzel tutmuş ki, sanki yıllardır tanışıyoruz ikiliyle. Ve Fikri’yle Filiz’in
yani Reha Özcan’la Hazal Kaya’nın diyaloglarını da heyecanla bekliyorum.
Müzikleri, sahnelerle sağladığı katkıyı, sanat
yönetimini çok beğendim. Banu Kiremitçi Bozkurt ve Hatice Meryem oldukça
keyifli bir uyarlama yapmış, Serdar Gözelekli tertemiz çekmiş; bana düşen de
keyifle izlemek olmuş. Takıldığım birkaç nokta olmadı mı? Oldu. Nesrin
Cavadzade’nin Tülay’ı çok demode geldi, partneri ise itici. Bir de Müjde’ye
kanım hiç ısınmadı. Müjde’nin annesi Şeyda karakteriyle karşımıza çıkan Evrim
Doğan’a ise kalp! Bazen Gülümse Yeter’deki sahnelerine denk gelip, “Keşke uzun
uzun izlesem.” derdim, artık uzun uzun izleyeceğim. Bir tırnak da Nejat Uygur'a açmalıyım. Televizyondan bana geçen enerjisini çok beğendim, bundan sonra kendisini daha da dikkatli izleyeceğim. Zira favori genç oyuncularım arasına girmeye aday.
Sadede gelirsek; bundan sonra perşembeleri
bizimkilerin hikayesinde bir kenara ilişeceğim. Emeği geçen herkesin emeklerine
sağlık; Bizim Hikaye’nin yolu açık, reyting yarışında şansı bol olsun!
Yazı devam ediyor...