Kalbim ile beynim arasında bir yerdeyim!
Duygu Tombak
Bazı durumların, bazı
yerlerin dili ortaktır. Aşk gibi, hastane gibi, hastalık gibi. Bu sebepledir ki
Doctors dizisi de benim için, içinde
çok güzel hayat ilhamları barındıran farklı bir diziydi. Bitmesin diye gıdım
gıdım izlediğim, darlandıkça “Bak burada da böyle bir şey diyordu. Açayım da
gücüm/neşem yerine gelsin.” dediğim çok özel bir iş. Gelgelelim Doctors dizisinin uyarlandığını duyunca
beni de bir heyecan sardı. Taa ki tanıtımları görene kadar. (Ayrıca belirtmeliyim ki lezzetli kalemlerden uyarlama izlemeye de bayılırım.)
● Söze Gökhan Alkan ve Kalp Atışı dizisindeki “yeni imaji” ile
başlamak istiyorum. Kocamın Ailesi’ndeki
Tarık, Seviyor Sevmiyor’daki Yiğit
Balcı ve Kalp Atışı’ndaki Ali Asaf’a
baktığımda farklı karakterler, farklı hikayeler göremiyorum, üzgünüm. Hepsinde
saçlarını aynı tarayan, aynı bakan, yakışıklı Gökhan Alkan var. E hikâye?
Farklı karakterler? Ben sadece Gökhan Alkan’a bakıp seyirlere dalmak istesem
YouTube’a Gökhan Alkan yazar, tüm videolarını izlerim. En azından karaktere inanana kadar oyuncularda radikal değişiklikler görmek istiyorum, sanırım. Roller değişiyor, isimler,
partnerler, ekipler, senaryolar değişiyor. Ama aynı kıyafet, aynı saç, aynı makyaj. Karşımızdaki oyuncuyu, en
azından kendi beğeni kriterlerimize göre ölçüp değerlendirebilmemiz için ille dönem
dizisi mi olması gerekiyor? (Burada Gökhan Alkan'ı hedef göstermiş gibi oldum ama genel fikrim de çok farklı değil.)
● Öykü Karayel ise
izlemelere doyamadığım yetenekte ve güzellikte bir oyuncu. Eylül karakterini
çok iyi anladığı belli. Ancak orada da Öykü Karayel’den kaynaklanmadığına
inandığım (inanmak istediğim) bir duygu sıkıntısı var. Bunun orijinalinin ilk
dört bölümünün parça pinçik edip tek bölümde ve iki saati aşan bir sürede sunmakla bir alakası olmalı!
● Ve Ege Kökenli… Kim
olduğunu, nereden gelip nereye gitmek istediğini kısacası derdini en iyi
anlatabilen karakter, fikrimce, Bahar oldu! Duruşuyla, bakışıyla, ses tonuyla
Ege Kökenli’nin canlandırdığı Bahar, benim için tamamdır. (Amacım sosyolojik
çıkarım yapmak değil ama iyilik, güzellik kalbimizin o kadar ücra bir köşesinde
kalmış ki iyiliği göstermek yerine kötülüğü parlatıp cilalamayı, onu anlatmayı daha iyi
biliyoruz.)
Neyse…
Gönül isterdi ki iki
saati aşan bölümde hepsi olmasa da kilit karakterleri ucundan kenarından tanıyabilelim. Ama kısmet
değilmiş. O halde biz de işin reji kısmına bakarız.
İzleyicinin dilinden
anlayan iyi kalemlerimiz var. Çok iyi reji ekiplerimiz var. Dünyada olup da biz
de olmayan eksik bir teknolojimiz de yok. Yediğimiz önümüzde; yemediğimiz arkamızda desem, yeridir. Bunun yanında bir Ranini atasözü de der ki “İlk bölümün günahı
olur.” Oturup hepsini teker teker yazamayacağım ama üzgünüm ki dublajdan devamlılığa
kadar birçok reji sıkıntısı vardı. En çok göze ve kulağa çarpan örnek olarak Eylül’ün
babaannesine “anne” diye seslenmesi. (Eğer Eylül babaannesine en başından bu
yana anne diyorsa ve bunu ben kaçırdıysam yazdıklarım için özür diliyorum.) Tempodaki
aşırı düşüş ve yükseliş de izlerken birçok kez dikkatimin dağılmasına neden
oldu.
İşin tekniğinin yanında
hisleri, duyguyu geçirme konusunda da ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. İlk
bölüm için bunu söylemek acımasız olsa da Eylül’ün hayatında çok önemli bir role
sahip olan babaannesinin bu kadar “hafif” işlenmesini garipsedim. Belki güçlü işlenmiştir
ama ekrandan taşıp benim gönlüme giremedi, “Kalp Atışı”mı değiştiremedi. Böyle, tek bölüme sıkıştırılmış konsantre bir "flashback" izlemektense devam eden bölümlere daha orantılı olarak serpiştirilmiş "babaanne ile flashback" serisi izlemeyi tercih ederdim.
***
Özetle; Doctors, benim gibi iflah olmaz
hayalperestlere ilham veren, bardağın hep dolu tarafını görmemi ve düştüğümde
bıkmadan ve çalışarak kalkabileceğimi öğütleyen çok güzel bir hikayeydi. Ancak Kalp Atışı dizisinden ilk bölüm
itibariyle aynı enerjiyi aldığımı söyleyemeyeceğim. Vadettiğin şeyin bol acılı
dramdan öteye geçemeyeceği izlenimi daha ilk bölümde beni diziden
soğuttu. Bu sebepledir ki haftaya kendimi, Kalp
Atışı’nı izlerken bulur muyum, bilemiyorum. Kalbim, Doctors’ın güzel
hatırına izle derken; beynim bir kere daha düşün diyor. Bu sebeple
devam edecek bölümler için şimdiden tüm ekibin emeklerinin karşılığını
alabilecekleri güzel bölümler diliyorum.
Yazı devam ediyor...