Gizem Karaca'yı ekranda ilk gördüğüm andan beri beğeniyorum. Çok sıcak bir ekran figürü olduğunu düşünüyorum. Maskında hem nadir rastlanan seçkin bir masumiyet, hem de ölesiye Total havası taşıyan genç bir oyuncu. Ne yana çekseniz orada durur. Suna da Gizem Karaca için biçilmiş kaftan. Bugün Gökdemir familyasının "seçkin" tohumlarını geleceğe taşıyacak narin bir prenses gibi ortalıkta salınırken, yarın yokluğun en dibine düşse hayatta kalmayı başarır. Yürü be Suna!
Hani demem o ki Suna bugün gözünüze "acımasız bir savaşçı" gibi görünmeyebilir (gerçi annesiyle ilişkisinde karakterinin ipuçlarını biraz koklatmıştı) ancak damarına basarsanız hayatta kalmak için meydana inip göğüs göğüse çarpışabileceğini de bakışlarında görebiliyorum. Entrika da yapar, saçınızdan tutup sizi yerlerde de sürükler Suna, yeter ki kırmızı çizgisine basmayın.