İstinye kıyısına yaslanmış duran devasa bir arazinin içinde nam-ı diğer Aslanlı Köşk. Bir zamandır dizilere ev sahipliği yapıyor. Ancak yine de çok sık kullanılmıyor. Neden derseniz, sanırım mekanı görünce anladım. Gerçekten çok büyük bir mekan. Köşkün kapısından ana binaya gitmek için dolmuşa binseniz fuzuli durmaz, öyle diyeyim. Yemyeşil bir arazinin içine konuçlanmış birden çok müştemilat da var. Adeta küçük bir mahalle gibi..
Sete vardığımızda ekip elbette çekim yapıyordu. Tonlarca basamak çıkarak ana binaya vardığımda soluklanmak için bir süre manzaraya bakıyormuş numarası da yaptım. Her gün defalarca ve kilolarca aleti, kabloyu, kamerayı, yüklenip o yolu çıkıp inen emekçilere Allah yardım etsin, neyse ki havalar ısındı. Dizi mekanı olması için kiralanan yerler bazen eşyalı bazen de eşyasızdır. Yapım ekibi eşyasız mekanları "giydirme" dediğimiz yöntemle doldurur. Doldurur dedim çünkü Aslanlı Köşk'ü giydirmenin zorluğunuda anlamanızı istedim. Sanat Grubu'na Allah kolaylık versin; Pastel'in de kesesine bereket. Can dayanmaz ^.^
Ana mekan olarak kullanılan evden içeri girdiğinizde sizi sol tarafta bir piyano karşılıyor. Sami ve Emel Gökdemir çiftinin yaşam tarzı hakkında ilk bilgiyi bu piyanoya bakarak alabilirsiniz. Gökdemir Familyası sadece "parayı bulmuş" zenginlerden değiller, seçkin zevkleri de var aynı zamanda.. Mekanı, dekoru ve aksesuarları böyle okumluyorum..