Bu proje, Pelin Diştaş Yaşaroğlu'nun Kanal D'deki görevinden ayrılmadan
önce yanına 4 yıldız koyup bıraktığı son iş. Yeni ekibin de canla başla sahiplendiği, güvendiği bir proje. Misafirliğimizin son
akşamında organize edilen akşam yemeğinde Başar ve Emre ile sohbet
ederken öğreniyorum ki "Bodrum Masalı" yaklaşık bir yıl önce Cannes'da düzenlenen,
dünyanın en önemli televizyon içeriği fuarlarından biri olan MIPCOM'da
gündeme gelmiş.
Başar projenin yolculuğunu anlatırken, "Masamızda birden
çok iş vardı. Pelin Diştaş Yaşaroğlu bize "Buna yönelin" dedi. Yerli
The O.C. havası gördü hikayede. Biz de yazmaya başladık. Gençlik işinden ziyade bir aile draması olarak kodluyoruz. Geçiyordum, uğradım diyen tek bir karakterimiz yok." diyor. Önce Bir İstanbul Masalı şimdi Bodrum Masalı, artık TMC kısmetse bütün vilayetlerin masalını anlatır diyorum. Bu sıradan şakaya tek başıma gülüyorum.
Körfez'de Mustafa Doğan için organize edilen doğum günü pastası: Hepi börtdey! Dizinin
4 ve 5'inci bölümleri iç içe çekiliyor, Başar ve Emre de o günlerde 6.
bölümü yazıyorlardı. Yayına çıkana kadar 10 bölüm çekmeyi
planlıyorlar. Bodrum, tatilcilerin istilasına uğrayınca şimdiki kadar
rahat çekim yapmayacakları için seti tatil edip, kısmetse eylülde
yeniden geri dönecekler. Başar ve Emre Bodrum Masalı'nın hemen
her aşamasına hakimler. Sadece yazar değil, bir tür proje tasarımcısı
gibiler. Bodrum'da ekibin yakınında olup aynı zamanda da yazmaya devam
ediyorlar.
O akşam sohbet ederken dizideki karakterlerden birinin adının "Yıldız" olduğunu
öğreniyorum. "Ama benim göbek adım Yıldız!" şakası yaparken, hikayede
bir de "Rana" olduğunu öğreniyorum. Elbette adaşımla hemen tanışmak
istiyorum. İstanbul'dan gelen gazeteci ekip ertesi gün Bodrum'dan
ayrılacak, ben ise pazartesi sabah dönmeye karar veriyorum.
Akşam yemeği yiyeceğimiz mekanın hemen dibinde olan ve hikayenin ana çatışmasına ev sahipliği yapan Yıldızlı Otel'i de geziyoruz. Karış karış. Merak ettiyseniz,
Yıldızlı Motel, Kelebek'in odası ve diğer görselleri için tıklayınız