Bodrum Masalı: Anlatamam görmen lazım, bu masalı izlemen lazım!

Dilan Çiçek Deniz.. Güzel. Güzel olduğu kadar da sıcak. Sıcak olduğu kadar da tatlı. Yolun en başında duruyor. Hep bir öğrenci hevesiyle karakterlerine yapışıp, yaşatıyor. Tanısanız, sevmemek mümkün değil. Sohbete geçmeden önce Kanal D kameralarına verdiği röportajı izliyorum. Dinlerken içinizde çiçekler açıyor. Saatlerdir röportaj veriyor. Yorulmuş, acıkmış. Tahta, piknik masasında karşılıklı oturup kaşarlı tost yiyoruz, çay içiyoruz.

Dilan, Bodrum Masalı'ndaki karakteri için çok heyecanlı. Yapı itibarıyla "arızası" olan karakterleri seviyor çünkü mesleğe adımı arızalı bir karakteri canlandırma riskine girerek başladı. "Yeni bir karakter, yeni bir yolculuk, yeni heyecanlar. Bodrum. Şahane oyuncu arkadaşlar. Deneyimli oyuncu abilerimiz, ablalarımızla sahne paylaşma heyecanı. Daha ne olsun.. Yayın gününü bekliyoruz.. İnşallah her şey çok güzel olacak." diyor. Keman dersleri almış. Oyunculuk dışında da sanata yatkın genç bir kız Dilan. Şiirler yazdığını hatta bir şiir kitabı olduğunu da biliyorsunuzdur elbette.

Su Ergüven'i soruyorum Dilan'a, "Yıldız ve Evren'in biricik kızı. Ateş'in kıymetlisi, kız kardeşi.. Zengin bir hayattan tepe taklak yoksunluğun içine düşüyor. Sarsılıyor haliyle. Kırılıp dökülüyor ama yıkıcı bir isyankar ve kırılma değil yaşadıkları." diyor. Dizinin fragmanında Su'yu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum bugün bu yazıyı kaleme alırken.  Dededen miras o harap evin kapısında durup, "Nasıl yaşayacağız biz burada?" diye soran kızın yolculuğunu fena halde merak ediyorum. Korunaklı fanusundan, okyanusa bırakılan balıkların çırpınışlarını izlemek zevkli olacak..


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER