Su ve Ateş, babaları Evren Ergüven'in hırsı ve o hırsın getirdiği iflasla bilmedikleri sularda yüzmek zorunda kalıyorlar ama peşlerinden gelmeye çekinmeyen Cenk (Bora Cengiz) ve Alara'yı (Serel Yereli) da unutmamak lazım. Aslı (Ezgi Şenler) ve Uzay'ı (Serhan Onat) da.. Uzay, Serhan Onat'ın tanımıyla hikayemizin "bad boy"u. Hikayenin yan aksını heyecanlı kılan karakterlerden dördü ile set ziyaretimizin ikinci günü Ergüven Ailesi'nin Bodrum'daki evlerinin hemen karşısındaki mekanda buluşup konuşuyoruz. Galiba burası, Evren beyimizin metresinin evi. ^^ İki kadının komşuluğu nasıl kaoslara gebe kim bilir?

Neyse konuyu dağıtmayayım.. Gençler çok enerjikler. Çok kaynaşmışlar. Set sonrasında hep birlikte zaman geçirdikleri için bu dört genç oyuncunun o proje için bir araya geldiklerine ve o sette tanıştıklarına inanmak biraz zor. Ortak bir dil, ortak şakalar oluşturmuşlar. Sohbet esnasında sadece kendilerinin anladığı özel şakalar yapıp, kıkırdıyorlar. Enerjileri tavan, işe gösterdikleri sevgi ve heyecan da..



Serhan Onat ve Bora Cengiz'e televizyon seyircisi o kadar da yabancı değil. Onat'a Muhteşem Yüzyıl'dan ve Mayıs Kraliçesi'nden aşinayız. 94 doğumlu ve okullu. Bora Cengiz ise oyunculuğun dışında da renkli bir karakter. Aynı zamanda müzisyen, fotoğraf çekiyor ve reji merakı var. Hikayede Su'nun sevgilisini oynuyor. O sohbette Cenk'in annesi rolü için Aşkın Nur Yengi'nin konuk oyuncu olduğunu öğreniyorum. Bu haberi koşarak tweetlemek, bilgiyi sizinle paylaşmak isterdim ama ne yazık ki bazı sırları seyir keyfi kaçmasın diye saklamak zorundayız. Laf buraya gelmişken, Bodrum Masalı'nın ekran yolculuğu sürdükçe ekip bize daha ne sürprizler hazırlıyor, ah bir bilseniz. ^^

Çekim yapılan yere o kadar yakınız ki röportaj "Arkadaşlar biraz sessiz" uyarısıyla sık sık kesiliyor

Babasının biricik prensesi Alara, bakalım hikayenin sonunda ne halde olacak?

Serel Yeleli odaya girdiği andan neşesi ve enerjisiyle itibaren dikkatleri üzerine toplayacak kadar pırıltılı. Özgüvenli. Attığı her adımı planlı yapan, her deneyimden kendine olumlu katkılar sağlamayı hedefleyen inançlı ama bir o kadar da "Hayat şimdi bunu getirdi yarın ne getirir bilinmez." diyenlerden. En azından öyle bir izlenim veriyor. Umarım ekran yolu uzun olur.

Ekibin de hikayenin de en küçüğü olan Ezgi Şenler (Aslı) bu dörtlünün en sessiz sakin parçası. "Aslı da sosyal durumu olarak değil ama ruh hali olarak yer yer bana benziyor." diyor karakterinden bahsederken. "Geçim derdi nedeniyle günde 24 saat çalışmaya programlı çalışkan ve yaratıcı aynı zamanda da savaşçı bir kız." diyor. Bu arada yemek molası veriliyor. Ben de gençlerle vedalaşıp Mehmet Ada Öztekin'in yanına gitmek üzere aşağıya iniyorum.


Yazı devam ediyor...