Peki daha önce yazıyor
muydunuz? Tekinsiz kağıt üstü bir
çalışma mıydı yoksa sahnede mi şekillendi?
Amédée Bricolo adında çok değerli Fransız bir
yönetmen ve oyuncu var. Ben onunla zaten çalışmak istiyordum. Çapa Tıp
Fakültesi zamanından tanıdığım bir dostum, Fransız Kültür’de oynadığı zaman
tanışmıştık. Sonra hep gitti geldi, oyunlarını bizim sahnelerimizde oynadı,
workshoplar yaptı. Yıllardır tanıyorum Amédée’yi, hep haberleşiyoruz. Ona
oyunun fikrinden bahsettim ve beni çalıştırmasını istedim. Önce sadece fikir
vardı: Akıl hastanesinden kaçan bir kadın kendini tiyatro sahnesinde bulur. Amédée
gelmeden önce bu fikre hazırlandım, bir taslak hazırladım. O Fransa’da yaşadığı
için uzun uzun çalışma şansımız yoktu. Birkaç kez geldi buraya ve biz her
gelişinde iki ya da üç gün beraber çalışabildik. Çok kritik noktalarda
yönlendirdi beni. Ben clown çalışmak istiyordum. Önce biraz sözsüz gittik,
doğaçlamalar yaptık.
Clown
dediğiniz fiziksel tiyatroyla benzer bir şey mi?
Fiziksel tiyatro Jacques Lecoq’un yöntem haline
getirdiği bir pedagoji. Mask, clown, bufon, commedia Dell’arte gibi bir çok
beceriyi içinde barındıran kapsamlı bir yaklaşım. Ben clown’u bir araç olarak
kullandım. O yüzden fiziksel tiyatro kavramına tam anlamıyla oturtamayız. Clown’u
kullanıp tiyatroya malzeme yaptım diyebiliriz. Kendi içinde başka bir bütünlüğü
var.
Oyunu
izleyince bir masada oturup yazılmaktan çok sahnede konuşurken yazılmış,
hareketler sözleri çıkarmış gibi geldi bana.
Evet, biraz öyle oldu. Amédée’yle çalıştığımız
süreçte sürekli yazmaya devam ettim. Amédée İstanbul’a gelince ona gösterdim,
çalıştık, sonra tekrar yazdım. Birkaç ön gösterim yaptım Studio Oyuncuları’nda.
Öyle şekillendi ve bu sene Studio Oyuncuları’nda prömiyer yaptık. Yaklaşık 20
temsil oynadık. Bu proje Studio Oyuncuları Genç Yönetmenler Programı’ndan
çıktı, çok da keyifli bir çalışma süreci oldu. Uzun bir süre Studio
Oyuncuları’nda oynadık; şimdi bağımsız olarak farklı sahnelere gideceğiz.
İlk
yönetmenlik deneyiminiz mi?
Ben ilk mezun olduğumda bir Genç Projeler yapmıştım
yine Studio Oyuncuları’nda. Onu da sayarsak bu ikinci oluyor. Bütün tasarımı
bana ait olan ilk oyun.
Akıl
hastası bir kadını tiyatro sahnesine sokarken motivasyonunuz neydi peki?
Aslında ben bütün bu delilik halinden biraz
faydalanmak istedim. Clown dediğimiz şeyin de bir deli tarafı vardır. Sarayın
soytarısı denilen adam bir delidir aslında. Deli olduğu için de rahatça
konuşur. Kral çıplak diyen bilgedir soytarı. Aykırı duruşlarının sebebi de
budur. Gerçeği görüp onu komik bir şekilde ifade edebilme gücüne sahiptirler.
Ben de bundan faydalanmak istedim. Clown’u araç etmemin sebebi buydu. Çünkü o
delilik hali bize her şeyi söyletebilme şansı veriyor.
Neleri
söylediniz?
Aslında bunu konsept olarak ele alırsanız; o
rahatlık, o özgürlük, o cesaret… Bu kadın sahneye düşüyor ve oynamaya karar
veriyor. Hangimiz yapabiliriz bunu? Neleri söylediğinden bağımsız olarak benim
naçizane işaret etmek istediğim şey bu: cesaret etmek. Düşüncelerini özgürce
ifade edebilmek, özgürce kahkaha atabilmek… Seyirci açısından da bu oyunun
böyle bir motivasyonu olsun istiyorum; izlerken özgürce tepki verebilsinler.
Ki
onun da önünü açıyorsunuz zaten. Seyirciyle iç içesiniz, kapalı bir ilişkiniz
yok. Siz sahnedeyken bir şey söylesek cevabını alırmışız gibi bir hissi var.
Evet, öyle. Bu oyunun seyirciyle karşılaşması
enerjiyi değiştiriyor. Oyunun gerçek anlamda tamamlanması seyirciyle oluyor.
Şu
anda Play ve Tekinsiz’le sahnedesiniz. Televizyonda iş yapmayı düşünüyor
musunuz?
İçime sinen bir iş olursa kesinlikle yapmak
istiyorum
Sezon
bitiyor. Tekinsiz’e seneye devam
edecek misiniz?
Hiç Anadolu Yakası’nda oynamadım. Nisan’da
Kadıköy’de oynayacağım. Avrupa Yakası’nda da oynamaya devam edeceğiz. Haziran’da
Tekinsiz’i Londra’ya götürüyoruz. Seneye
de devam edeceğiz.
Nisan ayı programını hemen şuracığa bırakıyorum. Ben
oyunu bir kez de küçük bir sahnede izlemeye kararlıyım, siz de gidip görün
derim. İyi seyirler ^^
5 Nisan Cuma 20.30 / Kadıköy Boa Sahne
18 Nisan Perşembe 20.30 / Kadıköy Theatron
22 Nisan Pazartesi 20.30 / NoAct Sahne
29 Nisan Pazartesi 20.30 / NoAct Sahne