Ayşegül Cengiz Akman: "Delilik hali bize her şeyi söyletebilme şansı veriyor."

Ayşegül Cengiz Akman:
Ayşegül Cengiz Akman, doktorluğa devam ederken bir yandan da tiyatro yapıyor.
Studio Oyuncuları’ndansınız. Şahika Tekand’ın nasıl bir etkisi oldu oyunculuğunuza? 
Ben tiyatroya Çapa Tıp Fakültesi’nde başladım, doktorum esasen. İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu vardır; geleneği çok güçlü bir tiyatro topluluğudur. Fakülteye girdiğimde tiyatro yapmayı çok istiyordum zaten. Bir baktım fakültemde çok acayip bir tiyatro var. Hemen girdim tabii oraya. Giriş o giriş; ben orada altı sene tiyatro yaptım. Okuldan mezun olurken tiyatro topluluğundan da mezun oldum.

İkisini birden yapmak çok büyük bir başarı. Tıptan bahsediyoruz sonuçta…
Benim hayatım hep öyle geçti. Tiyatro ve tıp hep yan yana gitti. Bir tek asistanlık dönemimde, uzmanlığımı yaparken tiyatro yapamadım; o çok karışık bir dönem oluyor. O üç dört yıl dışında, 1993’ten beri aktif olarak tiyatro yapıyorum.  
Üniversiteden sonra tekrar tiyatro yapmak istediğim zaman, profesyonel eğitim almak istedim ve Studio Oyuncuları’na başladım. 2004-2006 arası eğitim aldım sonra da tiyatro yapmaya Studio Oyuncuları’nda devam ettim.

Şahika Tekand’ın öyle bir kadrosu var zaten. Konservatuvar okumayan ama bu işe gönül vermiş insanları toplamanın çok değerli olduğunu söylediğini okumuştum.
Kendi yetiştirdiği öğrencileri, oyuncuları ile oyunlarını sahneliyor. Şahika Tekand’ın oyunlarında yer almak benzersiz bir deneyim ve ayrıcalıktır.

Devam ediyor mu doktorluğunuz?
Tabii ki. Özel bir hastanede doktorluğa da devam ediyorum.

Sahnedeki deli kadının baş düşmanı ‘doktor’ kişisi; kadını oynayan oyuncunun kendisi doktor.
(gülüyor)

Bir an bırakmayı düşünmediniz mi hiç? İki meslekten birinin daha baskın çıktığı olmadı mı?
Her iki meslek de bırakmayı düşünemeyeceğiniz çok güzel meslekler. Bu anlamda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bazen insan yorulduğu zaman yükü hafiflesin istiyor ama oyunculuk ve doktorluk birbirini besleyen işler. İkisini birlikte yapabildiğime göre bırakmayı düşünmüyorum. Çünkü sanılanın aksine ikisi birbiriyle ilintili işler. İki mesleği birden icra etmek tabii ki zor ama iyi bir deneyim. Bunu siz de yapabilirsiniz. Bir mühendis, mimar, eczacı, gazeteci ya da herhangi biri, mesleğinin yanında oyunculuk da yapmak istiyorsa kesinlikle yapabilir. Tabii ki gönül vermesi ve bu alanda eğitim alması şart.

Oyunculuk disiplini kişiyi de besliyor bence. Bana ruhsal bir spormuş gibi geliyor. Kişinin hayata bakışına da çok katkı sağlıyor.
Sanat insanı çok besliyor. O yüzden insanın hayatında bir şekilde yer almalı. Hatta bence iki meslek iyi bir şey; asıl söylemek istediğim bu. Benim de bazen birini daha iyi yapabilir miyim, diğeri kötü mü olur diye ikileme düştüğüm oldu ama hayır, ikisi de iyi yapılabilir. Elimizden geldiğince tabii ki… Bu yüzden elinizi korkak alıştırmayın; başka bir mesleğe ya da sanat alanına merak salıyorsanız ikisini de yapın.

Bence oyunculuk zaten biraz da hayat tecrübesiyle ilgili bir şey. Ne kadar hayata dalarsan o kadar besleniyorsun.
Zaten doktorluk o yüzden besliyor oyunculuğu. Binlerce insan tanıyorsun. 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER