Jonathan Pryce: High Sparrow karakterine objektif bakamıyorum

Jonathan Pryce: High Sparrow karakterine objektif bakamıyorum
HBO’da yayınlanan Game of Thrones altıncı sezonuyla devam ediyor. Yeni bölümlerin en fazla ilgi çeken karakterlerinden biri de Jonathan Pryce’nin hayat verdiği High Sparrow. Amacının tam olarak ne olduğuna dair şüphe uyandıran bu karakteri bir de onu canlandıran oyuncunun ağzından dinliyoruz. Buyurun…


High Sparrow altıncı sezonun önemli karakterlerinden...

High Sparrow altıncı sezona nasıl başlıyor?
●  Onu son gördüğümüzde Cersei'nin utanç yürüyüşü yapması gerektiği talimatını vermişti. Bu onun suratını gördüğümüz son andı. Bu şahaneydi çünkü izleyicilerin daha da meraklanmasını sağladı. Akıllarda Cersei'ye ne olacak, High Sparrow başka ne yapacak sorularını yarattı. Cersei başka cezalandırmalara maruz kalacak mı? Sanırım izleyicilerin beklediği tam olarak da bu. Cersei için işler burada bitmeyecek. Ayrıca Margaery de hapiste. Ona neler olacak? Aynı utanca maruz kalacak mı? Tommen bu durumu ne kadar anlıyor? İşte tüm bunlar altıncı sezona başlamak için şahane bir noktaydı. Elbette ben de herkes gibi beşinci sezonu işlerin nasıl ilerleyeceğini bilmeden sonlandırdım. Neler olacağı kitaplarda olsa bile bilemezdim, çünkü seriyi okumadım. Bu yüzden işler ilginç bir noktada kalmıştı. Altıncı sezon senaryosunu okumaya başladığımda işlerin nereye geldiğine inanamadım.

●  Sence High Sparrow, Cersei'nin düşüşünden keyif alıyor mu?
Gazeteciler son sahnemde yüzümde bir gülüş hatta sırıtma olduğunu yazmışlar. "Gerçekten mi?" diye düşünmeden edemedim çünkü o kadar gülümsediğimi hatırlamıyorum. Dan ve David, High Sparrow'un her şeyi nazikçe ve yüzünde ufak bir gülümsemeyle yapmasını sağlıyor. Bu cezalandırmayı o yapıyor, insanları şaşkına çeviren şeyler söylüyor ve gülümsemeye devam ediyor. Bu insanların daha da kızmasına neden oluyor. Bunun Olenna Tyrrell gibi birinde yarattığı öfkeyi düşünebiliyor musunuz? Onunla en son karşılaşmalarında "Biz kalabalığız, siz azsınız." mesajı vermişti. Kısacası "Ölümünüzü erteliyorum" demeye getirmişti.

●  High Sparrow'un geçmişine dair bir şeyler öğrenecek miyiz?
Onun nereden geldiğini, inanca sürüklenmesine nelerin neden olduğunu keşfedeceğiz. Dışlanmış ancak zengin bir hayatı varken bir gün uyanıp "Tüm bunlar yanlış!" diye düşünüyor. Ayakkabılarını bile giymeden olduğu yeri terk ediyor. O günden beri de çıplak ayakla dolaşıyor. Benim karakteri devralmam ile Papa Francis'in seçilmesi aşağı yukarı aynı zamana denk geliyor. Papa'nın da çıplak ayakla dolaşmak dışında benzer şeyler yaptığını düşünüyorum. Fakirlerle konuşuyor, onları yönlendiriyor. Tüm bunlar High Sparrow'un da yaptığı şeyler. Kısacası onun amacı temelde iyi. Ancak sonradan dinin aşırı tutucu kısmı devralıyor. Cezalar, ordular, gaddarlık gün yüzüne çıkıyor. Tüm bunlar dünyayı devralma isteğinden kaynaklanıyor.

●  Buna rağmen kendisini kötü bir adam olarak görmüyor.
Yaptıklarının yanlış ya da çok ekstrem olduğunu düşünmeye kapalı değil. O hala doğruluk yolunda ilerliyor.

●  Peki sence o iyilerden mi kötülerden mi?
Bir oyuncu olarak şimdiye kadar iyi adamları da, kötü adamlarına canlandırdım. Tüm bu karakterlerin hepsi temelde aynı inanca sahip. Hiçbir zaman bir sadiste yani yaptıklarının kötülüğünün farkında olan birine hayat vermedim. High Sparrow'u da onların arasında sayıyorum. Yaptıklarının bilincinde değiller. İnsanlar bana "High Sparrow'dan nefret ediyorum. O kötü biri." dediğinde "Neden böyle düşünüyorsun? O kötü adamları ayıklıyor ve daha iyi hale getiriyor." diyorum.

●  Geçtiğimiz sene Wolf Hall'da Kardinal Wolsey'yi canlandırıyordun. İki karakter arasında paralellikler var mı?
Evet. George Martin, Game of Thrones için kaynak materyali olarak Wars of the Roses'i kullanıyor. Bu da iki aile arasındaki güç savaşını konu ediyor. Wolsey, Henry'ye bağlılığını ilan etti. Ardından güç dengesinde bir değişim yaşandı ve Wolsey de kaçtı. High Sparrow'a neler olacağını birlikte göreceğiz.


Farklı rollerle de karşımıza çıkmıştı...

●  360 derecelik bir sette çalışmak nasıldı?
Terry Gilliam ile yaptığımız Brazil’e benzerdi. Terry büyük setler hazırlıyor ve hepsi inanılmaz derecede etkileyici oluyor. Ardından cam çekimi denen bir şey yapılıyor. Böylece çekim genişletiliyor. Game of Thrones’ta yapılan da benzer bir şeydi. Yeşil bir perde yerine kocaman bir sette yürümek şahane bir his. Statüyü yükseltiyor. Açılış sahnesinde buradaki merdivenleri yıkıyorum ancak en azından onlar benim basamaklarım.

●  Bize sezonun nasıl zirveye ulaştığını anlatabilir misin?
İnsanlar Cersei’nin davasının görülmesini bekliyor. Herkes orada. Cersei’nin geleceğinden herkes emin ancak öğreniyoruz ki evden bile çıkmamış. Oysa ki ben gelmek zorunda olduğuna inanıyordum. Tüm bu komplo ve entrikalar bizim üstümüzdekilerle, altımızdakilerle bağlantılı ilerliyor. İnsanlar kocaman bir alanda bir araya geliyor. Her şeyin olması gerektiği gibi gideceğinden eminler. Herkesi şaşırtacak şeyler oluyor.

●  Game of Thrones’ta kendi amaçları uğruna kötü olanlar ve başkalarının günahlarına dahil olanlar var. Sence High Sparrow bunlardan hangisi?
Oynadığım karakterin iyi olduğuna inanmam lazım. Ona objektif bir şekilde bakmayı oldukça zor buluyorum. High Sparrow’un yaptıklarına gönülden inandığını düşünmem gerekiyor. Çektiğimiz bir sahne var. Dua ederken Margaery geliyor. Onun gelmesini bekliyorum. Çekimlerden birinde gözlerimi bu beklentiyle birlikte açtığımda yönetmen bunu fark etti. “Hiçbir şeyi belli etme. Sadece gözlerini aç ve sahneyi oyna.” dedi. Bu karakterimle ilgili çok şey söylüyor. Daha sonra olacakları düşünüp, planlayarak ilerlemiyor. Ya da en azından izleyiciye planladığını belli etmiyor. Hala kötü bir karakter olarak anılıyor ancak umarım ki izleyicileri cezbetmeyi başarır.

●  Sence onun motivasyonu nedir?
Yönetici sınıfındaki herkesten nefret ediyor ve bir devrim yapmak istiyor.

●  Çekimleri İrlanda’da yapıyorsunuz. Sen sadece çuval bezi giyerek çekim yapıyorsun.
Ve çıplak ayakla. En kötü kısmı da bu. Şanslıyım ki kıyafetle ilgilenenler sıcak su dolu şişeler getiriyorlar. Çekim aralarında ayaklarımı koyup oturabiliyorum. Genellikle üç ya da dört kamerayla çekim yapıyoruz. Bu yüzden de çekilen karenin içine nelerin girdiğini bilmek zorlaşıyor. Bu da bir sahnede ayakkabı giyip bunu çaktırmamayı imkansızlaştırıyor. Uzaktan çekim yapan bir kamera “Kusura bakma Jon ama ayakların çekimde görünüyor.” diyebilir.

●  High Sparrow’un inanç dövmesi var mı? Yoksa, neden?
O dövmeden yok. Bu gerçekten güzel bir soru. Onun damgalandığını sanmıyorum.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER