Gelelim Cihan’ın iyileşme
sürecine. Doğrusunu söylemek gerekirse Cihan’ı komada bulmayı bekliyordum. O
bisikletin pedallarını çevirirken, ben de içimden “şükürler olsun” diyordum.
Saçlarını kestirmiş – ameliyatın sebep olduğu bir sonuç olarak düşünüyorum. En
önemlisi de yıllar önce ablası Gülfem’in kıskançlık eseri sonucunda O’na miras
kalan hipoksik şok hastalığının düzelmesi. Kekemeliği gitmiş, kendine güveni
gelmiş. Düşünecek olursak “Bu değişim birden nasıl olur?” diye kendimize soruyoruz.
Bir tıpçı değilim. Sadece kendi eğitimimin el verdiğince ve Google’dan
edindiğim araştırmalar sonucundaki verilere göre bir yorum yapmak istiyorum.
Cihan, hiposik şok adı altında bir hastalığa sahip. Daha çok retina, miyokard
ve merkezi sinir sistemine etkisi söz konusudur. Bunun nedeni solunum
havasındaki oksijen azlığıdır. Her şey buraya kadar güzel… İyi de, Cihan niye
düzeldi? Hah, işte mermi beyninin sağ lobuna denk geldiği için, tetiği çektiği
konuma göre, oradaki nöron (sinir hücresi)ların tahribatına sebep olmuş
olabilir. Böylece konuşmasındaki, psikolojik durumu ve davranışındaki
değişimlere yol açabilir. Aslında şöyle de düşünebilirsiniz; Nasıl kalp
ameliyatına giren kişilerin huyu – suyu ameliyattan sonra değişiyorsa
Cihan’ınki de o şekilde değişebilir. En nihayetinde kafatasını deliyorlar ve
beyine ulaşıyorlar. Doktor yanlışlıkla dahi bir nörona dokusa anında felç
kalabilir ve hattâ ölebilir.
Bizim bin yıllık mandala oldu sana hobi oyuncağı. Taşırmadan devam et Gülfem'ciğim.
Baksana satılık ilanı bile dünyanın parası tuttu. Kim bilir tapu masrafı ne kadar çıkar? İlana da yazık olacak. Satmayalım biz bunu.
Gülfem de Cihan ile birlikte
perişan oldu. Burada bir abladan çok annenin üzüntüsünü çekiyordu. Galiba en
çok Cihan’ıın kekemeliğinin sona ermesi, iyileşme sürecinin hızlı olması
Gülfem’i sevindirdi. Cihan’dan sonra köşkü satılığa çıkarması kendince
manidardı. Ta ki Cihan’ın “O köşk sadece benim evim değildi. Dünyam, tek
dünyamdı.” demesine kadar. Cihan haklıydı. O, bu zamana kadar normal insanlar
gibi hareket etmedi. Gençliğini yaşamak istiyor. Bundan daha önemli ne
olabilir? Yıllarını köşkte geçirmek istemesi en doğal hakkıydı. Bu yüzden
Gülfem, kardeşinin isteğini memnuniyetle karşıladı.