Tatlı Küçük Yalancılar hem gerilim hem de romantizm dozu yüksek bir bölümle
geride kaldı. Açıkçası aşk ve gerilimin bölüme dağılımı açısından Tatlı Küçük Yalancılar gayet başarılı
bir uyarlama. Kime hitap edeceğini ve muhtemel izleyicisinin beklentilerini iyi
çözümlemiş bir yapım. Zaten uyarlama da bu demek, değil mi? Yoksa bu kadar zahmete girmez, Pretty Little Liars’ı
dublajlayıp yayınlarlardı.
Özellikle Hande bir sürü değişik çanta kullanıyor ama Aslı'nın siyah püsküllü çantasının sabit olması sizin de dikkatinizi çekiyor mu?
Gelelim bölüme. Gördük
ki Selin de olmazsa grubun liderliği Aslı’ya kalacakmış. Aslı’ya bir şey
olduğundaysa geriye ikisi kaldı gibi bir durum yok, tam bir and Then There Were None durumu! Çünkü
Ebru ve Hande bu gizemi çözmek için çok fazla korkaklar. Yani Ebru aslında
Cesur’a beslediği platonik aşkında DEV umutsuz ama, ihtiyacı olan şeyi, en
azından ismen tutturmuş durumda. Ancak her halükarda bu Ebru Hande ikilisinin,
diğerleri özellikle de Açelya olmasaydı arkadaş bile olmayacağını düşünüyorum.
Zaten hatırlarsanız ilk bölümde, Açelya’nın kaybolmasından sonraki ilk yıl
içinde hemen hiç görüşmediklerini belli etmişlerdi. Ay bu arada, kızları
tanıdıkça onları çekiştirebiliyor olmaktan mutluluk duyuyorum, we love gıybet!
Artık bir klasik olan duamızı bu hafta şu kare eşliğinde ediyoruz: Allah'ım, lütfen Toprak katil çıkmasın.
Bir insanın üzerine işlemediği suçlar kaç kez yıkılabilir? Sanırım bu sorunun cevabına “konu Toprak’sa”
diye başlayan bir şık daha eklememiz gerekiyor. Janset’in kazası, Açelya’nın
zanlısı derken şimdi Selin’in başına gelenler de Toprak’a kaldı. Selin gibi ben
de Toprak’ın –en azından şimdilik- masumiyetine inanıyorum. Belki de inanmak
istiyorum. Evet, Açelya’yla aynı fikirde olduğum tek konu Toprak’ın tatlılığı.
Sahi Açelya’cığım nedir bu Toprak takıntın? Bence senin için fazla nerd bir tip
Toprak. Ebru’nun annesinin de dediği gibi “o ayarsız kızın” Toprak takıntısının
altında bir şey yattığı kesin, ama ne?
Neyse, Açelya’nın yalanlarla dolu
dramalar kraliçesi tadında yaşamak istediği hayatı ona kalsın. Zaten erken
yaşta ölmek en büyük hayaliymiş. Kendisi için yapılan şu törenleri falan bulutların
üzerinden ya da her neredeyse oradan keyifle izliyordur muhakkak. Benim derdim
Toprak, neden güveniyorum ona? Bir defa şu yukarıdaki kare oldukça korkunç bir
sahneden olmasına rağmen, adamın gözünden psikopatlık değil, Selin’e karşı
hisleri okunuyor bence. Bir de Selin tatlım da güveniyor ona, ben de Selin’in
yargılarına güveniyorum. Ha bu arada Janset tabii ki başına gelenlerin
sorumlusunun Toprak olmadığını biliyor da, gerçek faillerden haberi var mı
acaba?
Melisa'nın annesinin kolunu ona destek olmak için tutuyor görünmesi < "boş ver Selin'i yaa gidelim buradan" demek için tutuyor görünmesi
A falan bir yana da şu geride
kalan üç bölümde benim sinirlerimi en çok bozan Melisa oldu. Yani Ilgaz’a bile
bu kadar gıcık olmuyorumdur herhalde. Sorsan kendini acayip zeki biri diye
tanımlar, her konuda otorite olduğunu iddia eder kesin. O sahte gülüşlerinin
bendeki yarattığı his; mermer tırmalayan kedi patisi. Hem daha giyinmekten bile
aciz. Gerçi Selin’in her konuda hastasıyız ama şimdi yalan yok, kızların
anneleri kadar zarif olamadıkları açık. Yaz günü pardösüyle dolaşmak nedir
Selin’ciğim? Sen ruh halini o pardösüyle saklanamayacağını bilecek kadar zeki
bir kızsın. Neyse, Melisa sonuçta çok sinir bozucu bir tip, moda ikonu olsaydı
bile bu düşüncem değişmezdi, evet!
İsim kısaltmalarında çığır açan bir birleşim: ASL-EN
Bu arada Aslı ile Eren
arasındaki çekime artık bu bölüm itibariyle tamamen inandım. Yok, o romantik
yağmurlu sahnede değil. Güzel bir görüntüydü tamam, ama beni asıl inandıran olmayacak
şeyler yapmaları. Selin kayboldu, morgdu karakoldu derken abiyelerle
sabahlamalarına rağmen, Aslı dönüşte Eren’in evine uğradı. Bu arada Aslı’nın
kolyesine bayıldığımı geçen hafta da söylemiştim ama balo kıyafetinin güzel
olup olmadığına bir türlü karar veremedim. Neyse, Aslı ve Eren birbirlerini
görmek için çok saçma bahaneler yaratıyorlar. Sonra da olmadık sebeplerden
kavga edip atarlanıyorlar ama birbirlerinin akıllarından da çıkmıyorlar. Mesela
kızlar Selinler’de Toprak hakkında teoriler üretirlerken, Aslı onlara katılmış
gibi görünse de onun kafası sürekli Eren’deydi. Çift karakterden falan
bahsetti. Hatırlarsanız geçen hafta Dr. Jeykıl muhabbeti Eren’in dersinde
açılmıştı. İşte, her şeye hoşlandığın kişiyi katmak ve bir çiftin uyumu budur.
Eren’in içinden her an bir
psikopat çıkabilecek bakışlarının farkındayız. Ama tabii Aslı’ya duygularında
samimi olduğu da belli. Belli olmayansa annesi! Kaybettiğin bir şey diye gönderdiği o
fotoğraf sanki Eren’in çocukluğuna ait bir kare? Peki bunca gizem niye?
"Hande'yi aşağılamak Açelya'yla ortak zevkimiz, Ebru'yu ise muhatap kabul etmiyorum."
Gizem demişken şurada bir de
Cesur’dan bahsedelim. Kız kardeşin kadar antipatik değilsin ama herkese bir
ayar verici bakışlar fırlatmalar, “seni ben parmağımda oynatırım” tadında
imalar nedir? Zaten Açelya’nın günlüğünü alıp sakladın. Demek ki kız kardeşinin
yediği haltları biliyorsun. O zaman neden ulu orta kızın arkasından
konuşuyorsun? Madem konuşuyorsun, bu ört bas çabası niye? Gel sen şu günlüğü kızlara
ver, hem o zaman Ebru sana o kadar minnet dolu bakacak ki, o bakış senin
kalbindeki buzları bile eritebilir.
Tatlı Küçük Yalancılar'da bir hayli kalabalık
olan“tekinsiz bakışlı erkekler” tayfasından olan Güven’in, A olabilme
ihtimalinin üzerine bu bölüm kocaman bir çizik attık. Güven, polis için çalışıyormuş. Kızların bunu kapı dinleyerek öğrenmeleri kalp ben de,Güven'in Janset'le münasebeti nereden geliyor? Bu arada şöyle bir düşündüm de,
hangi erkek karakterimizin bakışları tekin ki? Pardon, Barış! Önce
şu sahnedeki tatlılığına bir bayılalım:
Hande şok! 2015 yaz ekranının süründürmeden ilan-ı aşk eden tek erkeğine merhaba deyin! Tatlısın Barış'cığımn;)
Şimdi Hande bir Hanna değil
belki ama, tüm boşboğazlığına rağmen o kıvır kıvır sarı saçlarının da
kredisiyle çok sevimli. Barış’sa bir kadına armağan adeta. Öncelikle zeki. Hacker olmak için belli bir zekaya sahip olmak şarttır muhakkak. Sonra ne
istediğini biliyor. Özellikle şu an ekranda boy gösteren diğer yakışıklı kaslı
muadilleri gibi “ay acaba hoşlanıyor muyum” diye bölümler boyu sürüncemelerde
gezmeyecek, Hande’ye şak diye duygularını söyledi, hedefine de ilerliyor. Güzel
bakmayı biliyor, bir de bonus, ses tonu çok güzel. Sadace saçı biraz sorunlu,
onu da görmezden gelebiliriz. O zaman Hande’ciğim istersen çok nazlanma, ok?
"Her bölüm böyle bir ipucu yakalarsam 10 bölüme kalmaz bulurum ben bu A'yı" by June (BULAMADI!)
Son olarak buradan Sevgili A’ya
sesleniyorum. Geçen bölüm fütursuzca harcadığın cep mesaj paketin bitmek üzere
olmalı ki, koca bölümü tek mesajla geçirdin. Nys sn mşglsn glb, by! Tamam ay sonu, eh bayramda da sağa
sola tebrik yollamışsındır, anlıyorum. Ayrıca, Aslı’nın tatlış annesinin
yaptığı resmi, ne yalan söyleyeyim hiç beğenmemiştim, parçalamandan da şikayetçi
değilim. Ama Açelya’nın o görüntülerini polise verdin, videoda Açelya’nın
üstündeki hırka Toprak’ın evinden çıktı, Toprak’cığım biraz daha yandı ya, işte
orada beni kızdırdın. O yüzden açıklıyorum: Açelya’nın portresini parçalarken kollarını gördüm, o
kolların erkek kolu olduğuna da iddiaya girerim, fotoğrafını saklıyorum, peşindeyim,
ilk fırsatta ben de seni bitireceğim.
XOXO June
Bölüm içi kısa notlar:
*Aslı’ların evinin bahçeye
açılan mutfağı sizce de çogzel değil mi?
*Geçen hafta buraya yazılan
yorumlarda Selin’in evinin MedCezir
Eylül’ün evi olduğu yazılmıştı, işte gerçek dikkatli TKY izleyicisi budur,
tebrikler!
*İki bölümde de rujlardan şikâyet
etmiş biri olarak bu bölümün rujlarının hiç rahatsız etmediğini gönül
rahatlığıyla söyleyeyim. Melisa’nınki hariç. Ama zaten o kız top yekûn rahatsız
edici!
*Kızların anneleri hepsi ayrı
ayrı çok tatlı değil mi?
*Aslı’nın babası yavaş yavaş
konuşmasıyla tam bir üniversite hocası! Ha bir de bir ara Eren’e “eti senin
kemiği benim” diyecek sandım. ^-^
*Bensu Soral güzel kız, kesin bilgi.
*Hande'nin duygu geçişleri sizi de çok yoruyor mu?