Mutluluk paylaştıkça çoğalır
Aylarca başlamasını heyecanla beklediğim, fragmanlarına vurulduğum, “başladı başlayacak” diye gün saydığım Adı Mutluluk dizisi Salı günü ilk bölümüyle ekran macerasına başladı. Karanlığa doğan bir güneş misali aydınlattı etrafımızı. Hem sıcak ve samimi hem de neşeli hikayesiyle yüzümde büyük bir tebessüme, midemde kelebeklerin uçuşmasına neden oldu. 


"Uyum" dediğin...

Öncelikle şunu söylemeliyim ki başrolleri paylaşan Kaan Yıldırım ve Ezgi Eyüboğlu’nun özel hayatlarında da sevgili olmaları, -ki seyircinin bir kısmının bu konuda endişesi vardı-, dizideki hikayelerine artı puanla başlamalarını sağladı. Bir dizinin seyirciyi tutabilmesi için hikayesine inandırması gerektiğini düşünüyorum. Ezgi ve Kaan’ı birlikte görmeye alışık olduğumuz için Kumsal&Batu çiftine ilk dakikalardan ısındık. Onların aşklarına inanmak bizim için çok daha kolay olacaktır. Özel hayatlarında bir beraberlik söz konusu olmasa bile eminim ki bu çifte yine ısınırdık (çünkü beraber çok iyi duruyorlar) ama bu ilk bölümden olmayabilirdi.

Kumsal’ın naif yapısı, Batu’nun serseri ama iyi niyetli halleri birleşince ister istemez çok tutkulu ve fırtınalı bir aşk izleyeceğimiz kanısına varıyorum. Tabii Kaan Yıldırım, Batu karakterini oynarken hala Ferdi’den (Ulan İstanbul) bazı izler taşıyor ama birkaç bölüm sonra bu izlerin de silineceğini ve onu sadece Batu olarak göreceğimizi düşünüyorum. Ferdi ve Batu’nun da benzer yanları olduğunu düşünürsek çok üzerinde durulacak bir durum değil sanırım.


Dolunay'ın pabuç dama :(

Bölümün başlarında tam aksini düşünmüş olsam da (uzunca bir süre aile dramı izleyeceğimi sandım) Kumsal ve Batu’nun İstanbul’a kaçışından sonra hikayeye dahil olan karakterlerden anladığım kadarıyla hikaye daha çok gençler üzerine kurgulanacak. Açıkçası ben İzmir’de geçen sürenin daha az tutulmasını isterdim çünkü dizinin diğer genç karakterlerini çok merak ediyorum. Az çok anladık ki Dolunay kötü kız, Sera yakın arkadaş, Eren ise Kumsal ve Batu arasına girecek pek yakışıklı (e değil mi ama?) üçüncü kişi olacak (Kumsal’ın oda arkadaşını ben de henüz pek anlayamadım).

Yalnız dizilerdeki bütün aşk üçgeninde üçüncü kişiler hep kötü, hep kötü. Eren’in ilk bölüm çizdiği saygılı, yardımsever, düşünceli imajı lütfen hiç bozulmasın. İyi bir aşık olsun. Dolunay kötü kontenjanını tek başına dolduracak gibi görünüyor zaten. Kumsal’a (kızımız zaten saf) neler yapacağını düşünmek bile istemiyorum. Halbuki Eren’le zaten “olmayan” ilişkisini Kumsal’ın bozduğunu düşünecek olması (illa ki öyle olacak) nasıl bir zihnin ürünü bilemiyorum. Elbette fark ediyordur Eren’in ona karşı bir şey hissetmediğini de, hırs insanın gözünü karartınca akıl falan kalmıyor devrede...


Dizideki baba karakterlerine toplu bakışımız

Gençleri bir yana bırakıp yetişkin tarafına geçecek olursak tüm babaların sorunlu tipler olduğunu söyleyebiliriz. Kumsal’ın babası “mimar babanın mimar kızı” triplerinde onu anladık. Batu ve Eren’in babaları neyin derdinde onu henüz bilemiyoruz ama öğrensek fena olmaz. Dizideki genç karakterler arasında neler gelişecek az çok bir tahminim var ama bu yetişkin tayfası da beni pek meraklandırıyor doğrusu.


üff ne demek bölüm bitti yeaaa

İlk bölümün sonunda Adı Mutluluk dizisi “nasıl yani bitti mi, hangi ara bitti” cümlelerinin kurulmasına neden olduysa (beraber izlediğim herkes istisnasız aynı cümleyi kurdu) demek ki hikayesiyle insanların kalbine dokunabilen bir iş olmuş. Bize de her Salı hikayesine ortak olmak kalmış.
 
 

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER