Gündelik olanın telaşına kapılıp koştururken bir
şeyler ters gitmeye başlar bazen. ''Sırası mı ulan şimdi'' demeye kalmadan
tepetaklak olur her şey. Bu belki sinek ısırığı kadar hafif bir meseledir. Ama
insan beyni acıyı mutluluktan daha baskın hissetmeye programlanmış bir kere. İşler
o kritik noktaya gelince yapılacak iki şey var. Ya kendini gri depresyon
hırkasının kollarına bırakacaksın ya da içini sıkan meselenin totosuna en
afilisinden bir döner tekme yapıştıracaksın.

Selim'in biberonu bile benden daha çok işe yarıyor..
Zeynep kısa ama çarpıcı iş deneyimine içine düştüğü
bunalımla veda etti. Holding işi zaten ağır, bir de ağır salça olan zampara
üstüne tüy dikti malum. Meryem aslanlar gibi dikildi sorunun karşısına ve sahiden ikna oldum analığına da, iş kadınlığına da. Zaten hikayeye sonradan
dahil olup böylesine etkili olan karakteri yalnızca heyecanla izlemek düşer
bizlere. Evlilik yalanının ortaya çıkma meselesi ise konsolosluk bahanesiyle
çok güzel savuşturuldu. Şimdilik..

Fadik gibi arkadaş dostlar başına
Zeynep peşine ruh emiciler takılmış gibi mutsuz
gezdi bölüm boyunca. Depresyon nedenleri iyi hoş da, Fadik'i sürekli terslemesi bir parça rahatsız ediyor. Fadik'in yaklaşımı ''Zeynepçim, güzelim,
bebekim'' ama Zeynep sürekli ''Ya bi' sus, o tipinle milleti eleştirme''
şeklinde tepkiler veriyor. Bu arkadaşlığın köklü olmasına hayret ediyorum
bazen. Yine Zeynep'in Fatih'e en ufak konuşmada ''Ver çocuğumu'' demeleri,
terslemeleri filan beni iten detaylar.. Çünkü bir detayı 10 küsür bölüm
izleyince, detay olmayı aşıp bariz gözümüze giren çubuk haline geliyor.

Fatih is the last depresyon bükücü!
Fatih'in bir minik gülümseme için pervane olmasına ise fazlasıyla alıştık. (Bir minik buse mi desek?) Bu adam senin şansınken 1 milyon dolarlık zarar nedir ki Zeynep? Şaziment'i göremeyecek olma fikrini ise kabullendim
artık. Her bölüme onu göremeyeceğimi bilerek başlıyorum ve her bölümü onun
nasıl biri olduğunu hayal ederek bitiriyorum. Sadece Cevat mı hayallerinde Şaziment'i
yaşatıyor sanmıştınız? Çıldırttınız beni sonunda! Benim anlamadığım Cevat'taki
bu anlamsız mektup ısrarı. İlk deneme zaten facia olmuşken bir de mektubu
taşla atıp kafa kırmak mıdır niyetin? Hadi kafa kırılmadı pekmez akıtılmadı da,
I-Fer'in kırılan serçe kalbi ne olacak biri bunun hesabını versin. Bak Cevat,
gelmişiz 2015 yılına. Ömrünü bilgisayar başında fotosentez yaparak geçiren bir
kıza ulaşmanın en iyi yolu ona mail atmak, hadi bilemedin dürtmektir. Acilinden
bir laptop şart o tekneye şart!

Acun Abi pizza getirdin mi bize?
Ada sahnesi ise dizinin gelmiş geçmiş en dinamik
anlarından birini yaşattı. Bir an için sahiden zombilerle burun buruna
geldik sandım. Aşırı doz The Walking Dead izlemenin yan etkilerini yaşıyorum. Korku
filmlerine yapılan göndermeler, Fatih'in şapşirikliği ve grubun toplu enerjisi
beni kendime getirdi. İşte Aşk Yeniden tam da böyle bir şey olmalı! Fragmanda
gördük ki haftaya yine sorgu lambaları inecek tepemize, hem de ne sorgu! Sen
misin Ertan'ı mültecilerle paket yapıp postalayan? Bak işte karma döndü dolaştı
yine mülteci meselesinden yapıştı yakanıza.
Kısa kısa hoşlandığım ve anlamadığım noktalara
gelirsek:
- Orhan'ın anlattığı filme bayıldım. Aşk Yeniden
demek hmmm.. İzleyelim onu bir ara eheh.
- Zeynep'in Fatih'i bıçakla uyandırması renkli
anlardan biriydi. Bir de en ciddi sahnede konuşmanın ortasında jiyyuuuvvt diye
komediye geçiyorlar ya, işte ona bitiyorum.
- Zeynep ve Fatih'e bir zamanlar bir çift yüzük
alınmıştı ama o yüzüklere daha sonra rastlamadım ben. Dikkatimden kaçtıysa
uyarın lütfen.
- Şaziment sahiden sezon finalinin kilit noktası mı
olacak? Çok epik bir karşılaşma bekliyorum artık, bilginize..
- Fatih'in Zeynep'i öpebilmek için bunca çabasından
sonra o öpüşme sahnesi bize çok zorlama gelmeyecek mi? Hani artık akışına
bırakılsa, daha fazla sömürülmese bu konu?
- Şevket'in kızını yüreklendirmesi ne güzeldi öyle.
Bir de yeğeninin gönlü olsun diye kolye yapmaya çalışması.. Sen güzel adamsın
reis.
- İrem'in etkisiz eleman olma durumu daha ne kadar
sürecek? Varsa spa yoksa moda günleri. Artık ya korkalım ya gülelim bu kızcağıza,
ama bir şey olsun işte.
- Ertan'a ne oldu? Ama hayal filan istemem, sahiden
ne oldu? Tek hamlede kestiler adamın sesini ama önümüzdeki hafta bunun da
cevabı bulunacak gibi görünüyor.

Güneş görmüş dondurma gibi eridin be Fatih
Yerli dizinin yersiz uzunluğu tüm ekip için çok yorucu
olsa da, soru işaretleri zihnimizi bulandırsa da Aşk Yeniden artık çizgisine
oturmaya başladı. Bu bölüm fazlasıyla keyif aldım. Artık soruların yanıtlarını almaya
başlamamız da cabası oldu. Gerisini hep birlikte göreceğiz.
Güzel günler.