Son Yaz: Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır, yarım kalan bir şiir belki de*

Canan Ev, Dış/Gün. Son defa.

Selam Son Yaz’cı!

Sen de 21. bölümü geride bırakırken nasıl oldu da bir dizi evrenine bu kadar bağlanabildik diyenlerden misin? Öyleyse devam…

Açık söyleyeyim, uzun zamandır bir yerli dizinin sezon finalinde böyle yoğun duygu geçişleri yaşamamıştım. Poyraz Karayel’in finalinden beri de televizyondan ‘up to date’ dizi izlemiyorum sanırım, o yüzden Son Yaz’ın bu haftaki sezon finali herkes gibi beni de sarstı, üstümden çeşitli kamyonlar geçirdi, hatta yetmedi, dizi ekibi keyifle story’ler paylaşırken benim gece uykularımı kaçırdı. O nedenle senaryoya biraz kırgınım ve size birtakım laflar hazırladım.

Bölümün ismi, ‘Si Sorti’yle beraber beni en çok heyecanlandıranlardan biriydi: ‘Anahtar Saksının Altında.’ Kulağa çok sıradan ve huzurlu geldiği için, bölüm sonunda beklediğimiz ‘Canan Kara’nın başına türlü felaketler gelmesi’ olayına nasıl bağlanacağını merak ederek başladım bölümü izlemeye. Sahne ve konu geçişleri yine hızlıydı ama bölüm çok daha oturaklıydı, o nedenle hemen hemen hiç kopmadım hikâyeden. Önceki bölümün finalinden kalan çatışma sahnesinin çok uzatılmaması, üzerine Arif Pişkin ve Olgun Toker’in muazzam oyunculuğunun keyfine varabilmemiz, daha ilk sekanslarda Gökhan ve Semiha’yla ilgili önemli bir sırrı öğrenmemiz geçen bölüm için yaptığım eleştirileri bir nebze unutturdu.


“Anahtar saksının altında”

Hâlâ çeşitli tutarsızlıklar ve mantık hataları canımı sıkıyor ama onlardan kısaca burada bahsedip yeniden konusunu açmamayı planlıyorum. Halil Sadi’nin birinci bölümden beri görülmesi gereken bir davası var mesela, 21. bölüme geldik, dava hâlâ görülmedi. Halil Sadi’yle ilgili öyle ya da böyle elimizde neredeyse hiç ipucu yok. Gökhan’ın Akgün’ün gerçekten abisi olduğuna bile ikna olmamıştım ben; Gökhan öldü. Soner ve Canan’ın karakoldaki bakışmasının anlamını çözemedik, Soner hain mi değil mi bilmiyoruz, Selçuk Taşkın’la ilgili bir şeyler öğrendik, onu da zaten az çok tahmin edebiliyorduk. Fatih’in geçirdiği inanılmaz değişime, Canan’a saplantılı bir şekilde aşıkken Serap’a vurulmasına, birden çok iyi bir insan olmaya karar vermesine, Bedri’nin tamamen unutulmasına zaten değinmiyorum bile. Kaan’ın yirmi dört saatte iyileşip düğünde herkesten çok eğlenmesi de bir diğer problemli nokta; ama bu çok komik olduğu için ‘hmmm absürt’ deyip geçebiliyoruz.

Bölümü şahlandıran güzel detaylar ise hayli fazlaydı. Öncelikle, bölüm boyunca karakterlere giydirilen kıyafetlere bayıldım.

Hastane odası sahnesinde başlayıp arabadaki son sahneye kadar her kostüm detayı şahaneydi, gözümüz gönlümüz açıldı sevgili ekip, teşekkürler. Dizinin başından beri, Canan Kara muhteşem şık giyinirken Yağmur’u yer yer korkunç giydiriyordunuz, bu bölüm düğün sahnesi dahil tüm karakterler efsane güzel görünüyordu. Değinmeden geçemedim. <3


Outfit'ler <3

Düğün sahnesi hakkında ise ne desem bilemiyorum. Canan ve Selim ilişkisi, daha doğrusu Funda Eryiğit ve Ali Atay’ın varlığı bu diziye başlamamın tek sebebiydi. Yer yer çok güzel diyaloglar, çok güzel sahneler izledik. Farkında olmadan da birkaç ayda gerçekliklerine inandık, Twitter’da Son Yaz evreninin gerçek olduğuna dair sayısız paylaşım yapıldı. Ekibin samimiyeti, Çeşme’de sürekli birlikte vakit geçirmeleri de izleyicinin bu duygusunu perçinledi. Ben Canan ve Selim ilişkisinin, daha doğrusu bu evliliğin aceleye geldiğini düşünenlerdendim aslında; ama bölümün daha başındaki konuşmalarına o kadar hak verdim ki, herkesin bu gizli görüşmelerin farkında olmasına içerlemedim. İki buçuk saate bir evlilik teklifi, göremediğimiz bir sevişme sahnesi, bir düğün, birkaç çok güzel diyalog, bir de kurşunlanan araba sığdırmışsınız. Saygı duyduk.

Değinmek istediğim bir diğer nokta, bir önceki bölümden bu yana istemsizce maruz kaldığımız sayısız spoiler. İnsanların izlenmemiş bölümlerle ilgili bilgi almak istemesini son derece normal karşılıyorum. Setten fotoğraflar, oyuncuların paylaşımları, bölüm özetleri, oradan buradan yayılan ayrılık haberleri… Ben ki yerli dizi izlerken fragman bile görmek istemeyen biriyim, Son Yaz’ın akıbeti hakkında merak ettiklerimi öğrenebilmek için sosyal medyadaki gelişmeleri çok yakından takip ettim. Olgun Toker’in diziden ayrılacağını, dolayısıyla Gökhan’ın öleceğini set ekibinden birinin paylaşımıyla öğrendik. Bana sorarsanız, bir izleyici olarak tadımı kaçıran bir durumdu. Düğün sahnesinde o kadar çok beyaz elbise vardı ki, burada kan olmaması imkânsız dedik; ama bölümü iki vurulmayla atlattık – ki ben yine set ekibinden birinin elinde ketçapla paylaşım yaptığını çok net hatırlıyorum. Üstüne, canlı yayınlardan birinde Funda’yla ilgili bir soruya “Öldürdük biz onu” şeklinde cevap verildiği, ardından alelacele yayının kapatıldığı fanlar arasında çok kısa sürede yayıldı. Hatta bu ayrılık spekülasyonları öyle bir noktaya geldi ki, ben bölümde baştan sona ne izleyeceğimizi bilir duruma geldim. Yeniden söylüyorum, bir izleyici olarak canımı çok sıkan bir durumdu bu. Kime, nasıl kızmam gerektiğini de bilmiyorum açıkçası; ama bu konudaki hayal kırıklığımı belirtmezsem içimde kalacaktı. Zira bu sansasyonel haberler yüzünden bir hafta bir ay gibi geçti; üstelik ters köşeye uğrarız diye beklediğimiz halde ters köşeye de uğramadık. Tahmin etmediğimiz hiçbir şey olmadı.


"Sen benim şarkılarımsın"

Bölümün başından itibaren her detay Canan’ın öleceğini adeta gözümüze sokuyordu. Her şey inanılmaz iyi giderken Yağmur’la Canan’ın düğün, gelinlik ve annelik üzerine konuşması, Canan’ın düğününde annesinin yanında olmadığı vurgusu, Yağmur’un kendisi evlenirken annesinin mutlaka yanında olmasını istemesi… YouTube’daki Son Yaz admininin ikinci fragman için “Kurşun Canan’ın olduğu taraftan mı geldi?” yorumunu yazması… Yine setten paylaşılan fotoğraflar içinde Canan ve Altay’ın arabadaki mankenlerinin olması… Yani ciddi misiniz? Her şey o kadar aleni şekilde Canan Kara’nın öleceğini söylüyordu ki yalnızca AB izleyicisi değil, total de olacakları pekâlâ tahmin edebilirdi. Gerçi bölüm sonrasında konuştuğum birkaç arkadaşımın Canan’ın vurulmasına çok şaşırdığını fark ettim ama fragman izleyen ya da en azından oyunculardan birini sosyal medyadan takip eden bir izleyici için şaşırılacak hiçbir şey yoktu. Sırf bu yüzden son ana kadar ters köşe bekledim.

Funda Eryiğit’in diziden ayrılmak isteyebileceğini tahmin ediyordum (ve iddialar da bunu doğruluyordu) ama tüm bunlara rağmen her şeyin bu kadar göze sokularak gerçekleşmesine şaşırdım.

Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER