"Bu elleri artık birine teslim etmenin zamanı geldi."
Fikret’in hâlâ bu evliliğe “libido” sığlığında bakması canımı sıksa da, en azından Faruk’un aklıselim davranarak nikah öncesinde hem Garip’le hem annesiyle yaptığı konuşmalar ve Osman’ın içten içe çok istemese de annesinin mutluluğundan dolayı durumu kabullenmeye başlaması yüreğime su serpti. Demek ki bunları yoldan çıkartan, huysuzluk edip ortamı bozan hep Fikret’ti. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim, Süreyyacığımın düğünde giydiği kıyafeti de, taktığı küpeyi de hiç beğenmedim. Osman’ın düğününde de benzer bir imajı vardı ve ben o zaman da beğenmemiştim. Günlük hayatındaki kostümlerini çok seviyorum ama düğünlerde bu işi pek beceremiyor. Esma’nın gelinliğini de daha farklı hayal etmiştim fakat bu haliyle de çok asil görünüyordu. Genç Esma’nın, etek boyuna kadar dönemin moda anlayışına uygun gelinliğine ise bayıldım.

Bölümü Süreyya’nın tatlı sesiyle söylediği şarkılar eşliğinde dans eden insanların mutluluğuyla kapatmayı isterdim tabii ama Boran kardeşlerin de annelerinin hastalığını öğrenme vakitleri gelmişti. Yine de düğünden sonra Esma’nın hastalığını çocuklarına, böyle ayaküstü küt diye söylemesini de beklemiyordum. Esma’nın, bu hastalığa teslim olmama, direnme azmine çok sevindim. Her ne kadar bu durumu bilmek çocukları için sahiden duygusal bir yük olacaksa da, onların desteği ve çabası Esma için gerekli. Artık bu mücadelede onlar da var. Haliyle evden gitme planları da rafa kalktı ki Garip Bey'le beraber konakta yaşayacak olan Faruk ve Fikret kardeşlerin nasıl tavır alacağını merakla bekliyorum. Esma’nın hastalığı olmasa muhtemelen beni oldukça sinir ederlerdi ama bu koşullarda en azından görünürde Garip Bey’e iyi davranmak zorundalar.


Sanırım bir türlü birbirinizden kopamıyorsunuz.

Her ne kadar Esma’nın düğününde görmeyi tercih etmeyeceği biri olsa da, Fikret’in Adem’e davetiye getirmesi güzel bir adımdı. Keşke Boranlar Adem’i daha evvel arayıp sorsaydı, sağlığıyla daha yakından ilgilenselerdi. Boran kardeşler ve Emir birlikte fotoğraf çektirirken, onun bir başına onları izlemesi de beni bir parça üzdü. Adem de, Fikret onun yürüyebildiğini görüp de vicdan azabı çekmesin diye gelmiş ama bilmiyor ki Fikret’in Adem adına hissettiği pek bir vicdan azabı yoktu. En azından biz görmedik. Aslında Adem bu nikahta, nikah şahidi olsa yeridir. Yıllar sonra ikisini karşı karşıya getirerek bir yangının külünü yeniden yakıp geçen o oldu neticede. Hedefi bu olmasa da bu mutluluğun temelindeki katkısını inkar edemeyiz.

Adem ve Dilara’nın hikayesi de -en azından çift olarak- buraya kadarmış. Düğünde yaptıkları konuşma neticesinde Adem’in Dilara’yı eş olarak kafasında bitirdiğine ikna oldum. Sırf bir çocukları olacak diye bir türlü oturtulamayan, hep ince bir buzun üstünde yürümek gibi dikkat isteyen, yorucu ve yıpratıcı bir ilişkiyi koptuğu yerden yapıştırmaya çalışmanın bir sonuç vermeyeceğine inanıyordum. Çocuk ilişkilerin yara bandı olamaz, onlara “mucize kurtarıcı” gözüyle bakmak romantik olsa da gerçekçi değil. İster hormonlar yüzünden deyin, ister kendi yaptığı hataların da biraz farkına vardığı için deyin, Dilara’nın biraz bencilce de olsa, kulağa biraz şımarıkça da gelse, son zamanlarda Adem’le geleceklerine dair umutları olması anlaşılabilir bir şeydi. Fakat benim gözümde artık oluru yoktu. Sanırım Adem en büyük kırılmayı kendi adına Dilara ona çocuğunu aldırdığına dair yalan söylediğinde yaşadı. Bunun gerçek olmadığını öğrendiği anda elbette ki çok da sevindi ama Dilara konusunda yaşadığı büyük hayal kırıklığı ve annesiyle Dilara arasında kurduğu benzerlik neticesinde, ilişkileri açısından içinde bir şeyleri tamir edemeyeceğini fark etti. Adem Güneş’le daha huzurlu, daha sakin. Dilerim Dilara da, bu kadar hüzünlü ve bol ağlamalı geçen hamileliğinin ardından huzuru ve mutluluğu bulur.

Bundan sonrası hem biraz daha aşk dolu, hem de daha hüzünlü ve zor bir mücadele içinde geçecek gibi duruyor. Süreyya Esma’ya “Valla acımayacak hiç!” dedi ya, bu söze güvenmek istiyorum. Fazla canımızı acıtmayın olur mu?

*Hoş geldin kadınım, Nazım Hikmet Ran
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER