Azad'ın Yeter'e yaklaşmaya çalışmasını nasıl değerlendireceğim konusunda biraz kararsızım. "Sana yardım etmeme izin verirsen esas sen bana yardım etmiş olacaksın" cümlesi çok fazla şey söylüyor. Azad'ın Yeter'le ilgili bir meselesi var, az çok anladık. Ama harekete geçmek için neden Yeter'in yardıma ihtiyaç duymasını bekliyor, onu tam çözemedim. Yeter içinse bu çok yeni bir hikâye. O yüzden "Kimsiniz, ne istiyorsunuz" deyip durdu. Ama nikahtan sonra Gülsümlerle ya da Yiğitlerle gitmemesi dikkatimden kaçmadı. Azad'ın uzattığı eli tutacağını düşünüyorum. Belki intikam için, belki yeni bir hikâyesi olsun diye. Ama onun da kendisine uzanan bir ele ihtiyacı vardı ve bence o eli tutacak.
 
Namık hakkındaki ihbarını bizzat Yiğit'e ulaştıran Azad Baba, Namık'ın evinden Cem tarafından alındığını ve Yiğit'in karşısında el pençe durduğunu görmemizi de sağladı. Şimdilik Namık'a bir şey olmadı ama bunun devamı gelecektir, zira "Bunlar bu işin raconudur" diyerek suçlamayı kabul etmekle kalmayıp üzerine tüy de dikti Namık. Seni Sevdik Azad Baba, Yeter'e ve Ferhat'a yardım edip bizi sevindirirken Ayhan'ın gözündeki hüznü görmezden gelme, olur mu?
 

 
Ayhan'a gönderilen ve Ayhan'ı darmadağın eden küçük bir not görmüştük geçen hafta. Babasına soramadı bunu ama oluşan mesafeyi görmemek imkânsızdı. Kırıldı Ayhan, nedenini bile bilmeden. Gördüğümüz kadarıyla ne yapacağını da bilmiyor, çay eşliğinde uzun uzun düşünüyor şimdilik. Sadece Azad'la beraber hikâyeye giren ve AsFer'e bir şekilde yardımcı olan bir karakterdense olayların ortasında yer alan bir Ayhan göreceğimizi hissettiğim için mutlu oldum, işte şimdi merak ediyorum Ayhan'ın ve annesinin hikâyesini.
 
İdil'in Namık'a yönelik planlarının olduğu belli ve harekete geçeceği günleri görmeyi çok istiyorum fakat bu aralar İdil'i görünce ben de ağzıma geleni sayıyorum. Ece Dizdar'ı izlemek ne kadar keyifliyse İdil'e tahammül etmek de o kadar zor. Gülsüm'ün çocuk doğurmuş olmasından ya da Abidin'le Gülsüm'ün evlenmesinden İdil'e ne? Bir de bunlar üzerinden Namık'ı kışkırtmaya çalışıyor. İdil'den beklediğim bu değil. Bebeğimi öldürdü diye triplere girip Yeter'i gönderdi evden, hem Namık'ın canını acıtıp hem kendini masum bir yerde konumlandırarak bir cephe de kazandı. Artık gerçek bir hamle yapmasını bekliyorum, evde kaynayan kazanın altına odun atmasını değil. O işi yapan bir Handan'ımız var zaten, İdil kendi entrikalarının peşine düşsün.
 

 
Bu arada evdeki en aklı başında kişinin Vildan olması beni hem şaşırttı hem de umutlandırdı. İdil'in hezeyanlarına ve annesinin durumu körüklemelerine rağmen Vildan, hem Yeter'in İdil'i ittiğine ikna olmadı, hem de evdeki şer ittifakına katılmayarak şüpheli bakışlar attı sürekli. İdil'in yalanını ortaya çıkarmayı becerebilir mi bilemiyorum ama becerirse şahane olur. Zira Vildan, kendisine kimseden fayda gelmeyeceğini anladı, bundan sonra ne yaparsa kendisi yapacak. Bu da onun harekete geçmesi için ilk adım, ilk deneme olabilir, sonra belki kendisi için adımlar atabilir.
 
Hülya ve Dilsiz'in sahneleri ve diyalogları hâlâ çok keyifli. Başkalarının yanında Dilsiz Bey Abi ve Hülya Hanım Bacı'ya dönüşmeye çalışsalar da aralarındaki elektrik artık saklanabilir durumda değil. Fakat Dilsiz de tıpkı Ferhat gibi adım atmaya korkanlardan. O yüzden Hülya'nın da Aslı gibi işi ele alması lazım. Ama ikisinin de bir yere kaçmaya niyeti olmadığı için bir süre daha böyle kalırlar, bize de ufak gülümsemeler bırakırlar muhtemelen.
 
Konuyu Abidin'e bir türlü getiremiyorum çünkü ben de onun gibi aynı birkaç cümleye takılmış durumdayım. Abidin, istisnasız herkese, altını kalınca çize çize bu evliliğin formalite olduğunu söyleyip durdu. Bunda, yakınlaşmayı ilk sezdiğinde Abidin'e ayar vermeye çalışan Handan'ın gazıyla Gülsüm'le konuşmaya çalışması ve Gülsüm'ün "öyle bir şey yok" demesinin payı büyük, benim gördüğüm kadarıyla. Bir de şimdi Gülsüm Abidin'i tek çare gibi görüyor, e haliyle bunu Abidin de görüyor. Bu yüzden aşkını kalbine gömmesi gerektiğini düşünüyor ve sürekli formaliteden bahsederek herkesten çok kendini ikna etmeye, kendine kaçacak alan bırakmamaya çalışıyor. Çok üzülüyorum. Üzülüyorum çünkü çok güzel bir şeyin önü kesiliyor böyle ve önü kesilemez olduğunda bu insanların hepsini değilse de çoğunu karşılarında bulacaklar yeniden. Bir de, Abidin'le Gülsüm'ün yüzükleri takışını da görebilseydik keşke diye düşünmeden edemiyorum.


 
Her konuda olduğu gibi bu konuda da en aklıselim davranan kişi Suna oldu. Karşısına dikilen Abidin'e ne diyeceğini bilemeyen Yiğit'i ikna etti yine en doğru sözleri söyleyerek. "Koskoca insanlar 'biz evlendik' diye çıkıp gelseler ne yapabilecektin?" diye sordu, ki zaten herkesin öncelikle düşünmesi gereken şey de buydu. İstemiyor, uygun bulmuyor olabilirsiniz ama yetişkin insanların kendi rızaları ile yapacaklarına müdahale edemezsiniz. Keşke Suna, ara sıra Handan ve Namık'la da konuşabilse...
 
Yiğit'in elinden tutup Gülsüm'ün arkasından koşturması Suna'nın, Yiğit Gülsüm'ün arkasından bakarken seslenenin Küçük Yiğit olması ve yetişkin Yiğit'in ağzından zor da olsa çıkan  "abine sarılmadan mı gideceksin" cümlesi ne güzeldi.
 
Bu hafta üçüncü yönetmenimizle tanıştık hep birlikte. Benim gözümde en büyük sıkıntı, sahnelerin çoğunluğunun dar çekimlere hapsedilmesiydi, çok şükür yeter miktarda geniş açı gördüm bu hafta. Seher Abla'nın evinde, dağ evindeki mutfak sahnelerinde, şömine önünde rengiyle, ışığıyla ve duygusuyla dopdolu görüntüler izledik. Bir de, başka dizilerde insanlar duvar köşelerinde, kapı arkalarında öpüşüyormuş gibi yaparken AsFer'in banyo keyfi yaptığını izledik biz, şahane görüntüler eşliğinde. Altan Dönmez'in ellerini öpmeyelim de ne yapalım?
 
Ufak fragmanı da görmüşken bölüm sonuyla ilgili teorimi de şuraya bırakayım: Dışarıdaki adamlar ateş edecekken Suna'nın telefonu gelir, AsFer hareketlendiği için ateş edemezler. Telefonu kapatıp birbirlerine yaklaşan çiftimiz pencerede bir siluet görür ve böylece tehlikede olduklarını anlarlar diye düşünüyorum. O kadar adamdan silahsız halde nasıl kurtulabileceklerini çok da sorgulamıyorum, Ferhat'ın Şahin'i vurduktan sonra evden nasıl çıktığını da, Aslı'nın gerektiğinde bir küreği kapıp yüzünü bile görmediği bir adamın kafasına geçirdiğini de gördü bu gözler. AsFer kendini kurtarır, tasalanmayın. Bu vesileyle Cüneyt'e bir şeyler olsun artık, tek dileğim bu.

* Son Feci Bisiklet - Bu Kız
**Redd - Falan Filan

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER