Hayattaki önceliklerimize dair!
Biz çıkalım mı? ^^ <3
Fikri’nin öncelik sırası ise sınırsız bira ve para. Para elbette lazım. Ancak hiçbir para birimi hasta ve yaşlı kadından ya da hastalığını fırsat bildiği kadını sömürmekten ya da evde onu bekleyen çocuklarından daha önemli değil. İzlediğimiz hikâye “Elibolların trajikomik hikayesi” tabii ki ama Fikri’yi izlerken bazen cidden Filiz gibi vicdanımla yüzleşip kızdığımı fark ediyorum. Yani Fikri’nin hayata olan hıncı altı güzel çocuktan çıkarıyor ya… Çıkarmasın. Zaten Fikri’nin belasını bulacak yakında. Şeyma’yı iyileştireceğim diye, kadının evine yerleş. Oh ekmek elden su gölden. Sonra Haşim neden agresif? Senin miden Şeyma’cığımın güzel yemeklerine hazır olabilir ama Haşim ve toplum senin “dur bir kadının evine girip çıkmana” alışık değil Fikri.Ama Fikri'nin her sahnesinde de gülmeden edemiyorum. Ne koyuyorsunuz siz bu diziye ya? ^^

Hayata tutundum ahahahahaha :))

Fikri’nin hemen ardından söze Kiraz ile devam etmek istiyorum.

Elibollara baktığınızda anne figürü olarak kimi görüyorsunuz? Filiz mi? Açıkça söylemeliyim ki bana göre Elibolların anne figürü net bir şekilde Kiraz. Konuşmaları, hareketleri, davranışları, etrafına karşı tutumu… Her şeyiyle toplumumuza uygun bir anne figürü. Sakin, kollamacı, sorumluluk bilinci en yüksek halleri. Önceliği hayata dair her şey. 

Kiraz'a ülke verin, yönetir. 

Hayata, aşka, aile ait merakları, sınırları, görüşleri… Çok akıllıca. Bazı çocuklar vardır, bilirsiniz işte. Büyümüşte küçülmüş gibi. Anladığım kadarıyla Kiraz böyle bir arkadaşımız değil. Bir yanı içinde bulunduğu zorluklarla ister istemez olgunlaşmış. Diğer yanı ise boşluklarla dolu. Bunu nasıl mı anladım? Şöyle; Fikri kartı ATM’de kaptırmasaydı, Zeliha Hala konusu ortaya çıkmayacaktı. Zeliha Hala’nın kar konusu ortaya çıkmasaydı, eve huzurevinden yardımcı bir hala gelmeyecekti. Ve o hala gelmeseydi Kiraz’in içindeki boşluğu görmeyecektik.

Rahmet ve Müjde ikilisine gelirsek… İkisinin Hikmet’e iyilik mi yapıyorlar, kötülük mü yapıyorlar anlam veremedim. Yaptıklarının Hikmet’e sopa, dayak, yumruk olarak dönmesi… Ya da şöyle anlatayım. Hak edeni dövelim. Ama Fikret evde, havayı yumruklayınca “Bu çocuk neden böyle hava yumrukluyor?” diye ona da kızmayalım. Bu çocuk mantar gibi yerden bitmedi ya, abilerinden öğreniyor işte!

Bu hafta Tülay’dan çok fazla bahsedemedim. Ama kendisine iki çift lafm var ki söylemeden geçemeyeceğim. Nezaket Hala tezgahındaki üstün fikrin ve soğuk kanlı duruşunla tüm on puanlar sana tatlım. (Bölümler ilerledikçe, Tülay karakteri oturdukça bende bir sevinç bir sevinç. :) Çünkü Tülay gönlü güzel bir kadın. Onu çok çok çok sevmek istiyorum, amin! ^^ )

***

Bu yorum bol bol önceliklerimizden ve aşktan konuştum. Ne kadar da ciddi konular. E hiç mi eğlenmedim? Ya eğlenmez, gülmez olur muyum? Yaşasın en sıkıntılı halleri bile ponçik bir dille anlatan ekipler. Her gün bin tane şeyle uğraşıyoruz. Yok trafikti, yok haberlerdi derken… Dünya ve hayat bu kadar acımasızken sıkıntılarla alay etme, onlara nanik çekme gücünü bize gönderen Bizim Hikaye ekibinin ellerine, kollarına, emeklerine sağlık. İyi ki varlar. <3







BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER