Hayatta her
insanın içinde ‘iyi’ bir yerlerde vardır, işte Neriman da bunun kanıtı oldu.
Umarım onun bu değişimi, Defne ile Ömer’in aşkına duyduğu saygı biraz Türkan
teyzeyi de etkisi altına alır. Ailesinden uzak anneannesini deli gibi özleyen
Defne’nin yeni hayatını kurarken, çocuk sahip olma mutluluğunu onunla
paylaşması en mutlu anında bile gözlerine perde indiren hüznü yok edecektir.
Neyse ki Serdar’ın aklı başına geldi de, bu konuda mutlu sona yaklaşırken çözüm
yolu bulundu. Büyüklük yapmak her ne kadar aklına geç gelse de buna da şükür
diyorum. Ve kendisine Ömer’in başkasını sevme ya da Defne’yi bir daha terk etme
ihtimalinin yüzde 0’ın altında olduğunu hatırlatıyor, kardeşinin emin ellerde
olduğunu bilmesini istiyorum. Yalnız bu hatırlamamdan Defne de pay alsa süper
olur. Evet, her kız o videoyu izlese şüphe duyardı da bunca şey yaşandıktan
sonra Ömer’in başka bir kadını daha idare edebilme fikri nasıl aklına geldi
şaşırdım doğrusu. Geçmişten kalan o hala iyileşemeyen yaradandır deyip dağ
evine güzel bir veda edelim diye ortaya koyulmuş kısacık bir olay olduğunu
düşünerek bu konuya pek değinmiyorum.
Aşkları ilk kez
dağ evinde başlamıştı. Orada ilk tanışmışlardı. Defne’ye göre dağ evi şehirdeki
evin temsil ettiği soğuk Ömer’in aksine, onun tanıdığı sıcak Ömer’i temsil
ediyordu. Ayrıca Defne arkasından bir not bırakıp orayı terk ederek oyunun bir
parçası olamadığına dair ilk kez orada arkasından kanıt bırakmıştı. Şimdi ise
belki çocukları olacağı gerçeği ilk orada ortaya çıkmıştı, geri dönüp bırakmayı
unuttuğu doğum kontrol testiyle... Ya da Ömer rüyalarının gerçek olduğunu ilk
kez orada anlamıştı. Yeni hayatlarına bir daha hiçbir zaman birbirilerini terk
etmeyeceklerini orada anlayarak giriş yapacaklardı. Bir nevi bu yanlış
anlamayla veda etmişti her şeyi başladığı o sıcacık dağ evine, üstelik bu
vedayı yaparken artık şehirdeki evi temsil eden sert soğuk Ömer’den eser
kalmadığını da hepimiz görmüştük. Hayattaki tek amacı sevdiği kadını mutlu
etmek olan bir şahane adam vardı karşımızda...

Manu’da
tanıştıkları gün hayata karşı hep isyanda olan, bir yanı hep yaralı ve eksik
olan iki kalp, artık tek bir kalp haline gelmişti. Üstelik koskocaman bir
aileleri vardı. Acılar ile birlikte mutlulukları paylaşacakları. Dostları vardı
onları her daim koruyan, hatta yeri geldiğinde gizli ilişki yaşadıkları... Ne
önemli bir şey değil mi hayatta “kardeşim” diyebileceğimiz dostlarımızın
olması. Koray’ın hazırladığı videoda kısacık konuştuğu için “Biraz kendinden
ödün ver” diye ekran başında azarladığım Ömer’in sonra canlı canlı yaptığı
konuşma bu gerçeği bir kere daha hatırlatmıştı bana:
“Birine kardeşim diyebilmenin kıymetini, hatta ne
kadar gerekli olduğunu ben Sinan’dan öğrendim. Biz aynı yolda yürümeye
başladığımızdan beri birbirimizin yanında olduk ve ne zaman kafam bozulsa
reçetesi hep Sinan’daydı.”
Ne kadar güzel
anlatmıştı kardeşliğin, dostluğun anlamını… Tıpkı her hareketiyle bunu bizlere
hatırlatan İso gibi. Ömer’in dostu olmasına rağmen kardeşi kadar yakın gördüğü
Defo’nun yerini söylememesi de bu hareketlerinden biriydi. İşte böyle
dostlarımız olmalı hayatta. Böyle dostlarımız gibi bize ne yaparlarsa yapsın
göz yumacağız, affedeceğimiz ve olduğu gibi kabul edebileceğimiz ailemiz
olmalı. Ancak her şeyden öte herkes Defne ve Ömer gibi şanslı olup ruh eşini
bulmalı. Aile kurarak tatlı-ekşi upuzun yolda yürüyecekleri ve yuva dedikleri
yerde çoğalarak mutluluklarına mutluluk katacakları…
Ve yazıma Ömer’in
Seda ile Sinan’a tebrik ederken dile getirdiği sözlerle son vermek istiyorum
ancak ben bu sözleri Defne ile Ömer başta olmak üzere tüm Kiralık Aşk ailesine
söylüyorum:
“Dünya siz olduğunuz için çok daha güzel. O güzel
enerjiniz, güzel gülüşünüz, güzel yüzünüz hep mutlu olun işallah!”
Sonuçta sizler
sayesinde mucizeye inanmayı, zorlu yollardan geçilse bile ruh eşlerimize eninde
sonunda ulaşabildiğimizi, İso ve Sinan gibi dostlar olduğunu, Emine İplikçi
gibi anneler olduğunu ancak her şeyden öte hayatta koşulsuz sevgi olduğunu
öğrendik. Bu hikaye de bize kattıklarıyla görevini tamamladığına göre gelecek
hafta mutlu sonumuzu da yüzümüzde gülümsemeyle, gözümüzde yaşla izleyerek veda
etmeye hazırlanma zamanı…