Cem’in aşkına zamanla nasıl inanıyorsam Kemal’in
aşkından da o kadar düşüyorum. Kemal ne rahat adam ya? Pes doğrusu! “Resmi
nikah bendedir!” diyen Seçil geliyor, hamileyim diyor. Yetmiyor, evine kadar
gelip bunu bir de Gül’ün gözlerinin içine baka baka bir daha söylüyor. Adam
hala kahve peşinde. Acaba “Battı balık, yan gider.” diye mi düşünüyor? Yalnız Seçil eve geldiğinde Kemal çok ofsayt
yakalandı. Duştan çıkmış en ponçik haliyle ortada gezerken Seçil’in o sırada
evde olması, Kemal’i ıslak ıslak görmesi… İzahı yok. Aslında bunun Seçil için
kötü bir durum olması lazım. Ama yok. Kapıdan kovsan, Noel Baba gibi kapıdan
giriyor. Ne yapalım, Seçil’i de böyle sevdik.
Kafanda böc...
Ay bu arada Nermin’ciğim fabrika ayarlarına geri
döndü. Biz Nermin’inin yazılımını güncellemiştik ama bu sefer hem çok şarj yemeye
başladı hem de Ayten daha hızlı ısınmaya başlamıştı. Cihaz patlamadan,
çatlamadan hemen fabrika ayarlarına geri döndü. Hem de sihirli bir kelimeyle “botoks”.
Valla Nermin’ciğimin her türlü başımın üstüne yeri var ama bu halini de
özlemişim doğrusu. Hadi doğru söyleyin: Nermin’in normale dönmesiyle ojeyle
karışık filtre kahve kokusunu siz de aldınız değil mi?
"Civanlar Pansiyon: Gülümsemenin tek adresi"
Bazen misafirden çok bunalıp “Yeter artık, gelmeyin!”
dediğim zamanlar olur ki misafir çok severim. Ben böyle dedikçe annem cevap gelir:
Allah yokluklarını göstermesin. Göstermesin de benimki de can. Ayten’ininki de
can. Tepesinde zaten üç tane kocaman insan vardı. Üzerine Özdemirler de
eklenince bu kadıncağız yemeğine mi yetişsin, çamaşırına mı, bulaşığına mı? Hayır,
bir de Özdemirler yani! Bu bölüm bir de Zonguldaklardan Hüsniye Halamız (Parla
Şenol) geldi. Hasan Dede’nin kız kardeşi. Hasan Dede’nin ellere vermeye
kıyamadığı, açılmamış goncası. Zaten Erdal Özyağcılar’ı ekranda izlemek ayrı
keyif, ayrı güzel. Bir de yanına İncilay Şahin ile Parla Şenol eklenince insan
içinden “Keşke biraz daha erken doğsaydım!” diye geçiriyor. Ama çok değil, 3-4
senecik. ^^
Fazla nazar boncuğu emojisi olaaan?
Yalnız ben Hasan Dede’yi hiç böyle bilmezdim. Kim
derdi ki bizim Civanlar’ın Hasan, kız kardeşini sevdiğine vermeyecek diye! İşin
şakası bir yana Hasan Civan ne zaman bir şeye şiddetle karşı çıkıyorsa vardır
bir bildiği diyoruz ya geçmişte de durum böyleymiş, gönlü kız kardeşinin
hayırsızın birine varmasına razı olmamış. Herkes, bir yuva kursun, çoluğa
çocuğa karışsın, evinde bir nefes olsun, gece tüm kötülükleri dışarda bırakıp
sevgilinin omzuna huzurla başını yaslasın ister. Ama olmayınca olmuyor demek ki…
Ya zamanı vardır ya da daha iyisi olacağı içindir! Demem o ki Hüsniye Civan ya
zamanı var ya da daha iyisi olacağı için. Mesela Hasan Dede, Hüsniye’yi
evlendirseydi abi-kardeş nasıl helalleşeceklerdi? Hüsniye Hala’cığım bana
kalırsa internette çok zaman harcamasın. Neriman ve Nermin ikilisiyle gıybetin
dibine vursun. Çünkü evlilik geçici; gıybet kalıcıdır!
Dedeliğin ayrı güzel Hasan Civan, babalığın ayrı, abiliğin ayrı. <3
Şimdi Civanların evinde hala kimler kalmadı bir
bakalım: Kemal, Seçil, Yunus, Cem. Hala şansları varken bir akşam gelip
Civanlar’a misafir olsunlar. Çünkü "Civanlar Pansiyon: Gülümsemenin tek adresi!"
***
2016’da hayata dair birçok şey öğrendim,
öğrendiklerimi pekiştirdim. Öğrendiğim en anlamlı şey hayatın her şeye rağmen
yaşamaya değer olduğuydu. Bunun yanında bu kısa hayatta ise insana yakışan en
güzel aksesuarın gülmek, gülümsemek olduğunu gördüm.
“Gülümse Yeter”
Çoğu zaman gülümsedim ve yetti…
Pekiştirdiğim şeylerin başında ise emeğe saydı duymak
vardı. Yaz-kış, gece-gündüz canla başla çalışan, bize yaşam enerjisini veren
yazan, çeken, oynayan herkesin ellerine, kollarına, emeklerine sağlık.Emeğiniz karşısında size yerlere kadar selam verdim, kabul ediniz efenim. ^^
Seneye görüşaslşkdlaşsda. (Tamam, tamam yapmadım o
şakayı. ^^)