Gülmeye halimizin kalmadığı şu günlerde Gülümse Yeter’in ekranlarda olması ne
büyük bir nimet! Çöldeki bir damla su gibi. “Son Dakika” haberi görmekten
ürkerken Nermin Özdemir ile yine hayata tutundum. Canım benim ya! <3
***
Aslında uzun uzun size Yasemin’in Sarp’ı
çıldırtma rutinini anlatabilirdim. Ya da Gül ile Kemal arasında yaşanan gizli
romantik durumları. Tamam, tamam onları da anlatacağım da Nermin bölümün
yıldızı değil miydi gerçekten de? (Şu aklımdaki bir boşaltayım bari. Sonra
rahat rahat Nermin Özdemir’i sevelim. ^^)
Hayaldi, gerçek olmasın.
Hatırlayacak olursak bir önceki bölümde
Yasemin, her zaman olduğu gibi bizi şaşırtmamış ve ani anlık atarlarından
birinde Sarp’ın ona evlenme teklifi ederken verdiği yüzüğü Sarp’ın eline
tutuşturmuştu. Neden Yasemin, neden, neden? Fark ettiniz mi bilmiyorum ama tam
burada Sarp çok önemli bir şey söyledi. “Ben sana bu yüzüğü bu kadar kolay
çıkarıp at diye vermedim.” Alt tarafı bir yüzük. Ama anlamı bağlılık.
Yasemin’in Sarp’a karşı olan hisleri pamuk ipliğine bağlıysa cidden sıkıntı
var. Üstelik böyle yaparak Sarp’ı
Alara’ya altın tepside sunuyor. Aferin kızım! İşin kötüsü de ne biliyor
musunuz? Yasemin de ne yaptığının farkında. Mutluluğun acemisiyim diyor. İlk
elin günahı olmaz mı diyelim? Ne diyelim?
Cem'in her şeyin başladığı ve bittiği yere dönmesi... Ne anlamlı... Ne kıymetli...
Bazen cidden oturup Yasemin’e karşı neden
bu kadar tepkiliyim, gidip gelip gömüyorum düşünüyorum. Şu ana kadar kendi
içimde bulabildiğim en mantıklı cevap: Yasemin mutluyken de üzgünken de fazla…
Hareketli… Mutluyken olan hareketliliğini anlıyorum da sinir ya da üzüntü
halindeki aşırı tavırlarından hoşlanmıyorum. Bunun üzerine hem Sarp’a hem de
Cem’e karşı bir öyle bir böyle tavırları eklenince gözlerim direkt bizim Japon
Gül’ü arıyor. Cınımız Gül.
Bu öpücüğün adı "Güç öpücüğü" olsun mu?
Gül demişken… Aslında Gül ve Kemal’in
kendilerine yepyeni, kalpleri kadar temiz bir sayfa açmalarına çok sevinmiştim.
Üstelik Kemal, Gül’e karşı “ciddi” düşündüğünü de evlenme teklif ederek
göstermiş oldu. (Kemal’in eski defterlerini açmayacağım. Hihihihi.) Yazık ya,
tam mutlu olacaklar derken… Zaten bazı insanlar için mutluluk sabunlarla
yapılan baloncuklar gibi bir şey değil mi? Su, biraz sabun. Azıcık
karıştırırsın. Şişirmek için biraz üflersin. Parlak, tatlış bir baloncuk olur.
Bu baloncuğu elinde de taşımak istersin. Tam eline alacakken pıt diye patlar o
baloncuk. Gül ile Kemal’in hikayesi de öyle işte. Mutluluğu ellerine alacakları
zaman bir bakıyorlar ki Seçil. 21. Bölümün fragmanını izlediyseniz
görmüşsünüzdür zaten. Seçil, bu sefer Gül ve Kemal’in “pıt” diye değil “bommm”
diye patlatmaya geliyor. Allah hışmından korusun! (Ama var ya o fotoğraflı gecenin
öyle sakin sessiz bitmeyeceği belliydi. Ay ben bunları haftaya yazacağım. Kafa
karıştırmayayım.)
Kötülerin başına hiçbir zaman kötü bir şey
gelmiyor olmasına ne diyorsunuz? Neden kötülükler hep iyilerin başına geliyor?
Zıt kutupların birbirini çekmesi mi? (Çok sevmediğim bir ifadedir ama) İt, iti
ısırmaz da derler. Her neyse işte! Lafı, Hasan Dede’nin başına gelenlere
bağlamak istiyorum, anlayın. Hasan Dede’nin tek derdi, varı yoğu ailesi.
Üstelik hala sapasağlam ve hala yı-kı-lı-yor.
Ahmet+Lütfü+Sarp+Cem < Hasan Dede'nin saçının teli
Çalışıyorum diyeni onbinyüzkez cebinden
çıkarır. Gel gelelim son olarak başına gelenleri kendime, yaşıma başıma
yediremedim. Oğlum siz kimsiniz ya? Tek derdi ailesinin yanında olmak olan
Hasan Dede’nin yolunu kesiyorsunuz? Yetmiyor bir de darp ediyorsunuz! Siz
nerenin manyağısınız? Getirmeyin beni oraya! Eşkâlinizi tam anlamadım ama
dövmeyi takip edip sizi döveceğim.
Aslında Hasan Dede’nin başına gelenlerin
tek suçlusu o şehir magandaları değil. İstanbul gibi bir şehirde, o kadar para,
çanta içinde, gecenin bir saati taşınır mı Bahar Hanım? Anladık, Hasan Dede’ye
güveniniz tam. Bizim de tam. Biz zaten Hasan Dede’ye güveniyoruz, çevreye
güvenmiyoruz. Şu an için Hasan Dede ile ilgili tek dileğim, bu hadiseden en az
hasarla kurtulması. Sağlığına, gücüne kuvvetine zarar gelmeden, “Paraları sen
mi aldın?” muhabbetine girmeden. Çünkü adam cidden
Namuslu. ^^
Yazı devam ediyor...