KISA... KISA...
 
- Neriman’a ne oldu? Hayatının en büyük kabusundan kurtulmanın verdiği rahatlamayla şoka mı girdi? Anlayan, anlatsan. Sıkıcıydı sahneleri, bu çocuksu halleri diğer halinden bile beter durumda. Komedisi kalmadı işin. Tamam iyi bir insan oldu, teşekkür ederim. Ömer’e Defne’yi seçenin kendi olduğunu söyledi, iyi bir insan olacağına söz verdi ve gidip Pamir ile de konuştu. Biraz onu sakin görseydik, böyle saçmalamalar yerine.
 
- İso ile Ayşegül olayına her hafta daha da üzülüyorum. Nereye gidecek bu hikaye? Daha doğrusu gidecek bir yanı var mı? Kardeşinin de gelmesiyle birlikte Ayşegül belli ki hareket geçti. Hayatında kurban rolü oynamaktan vazgeçerek, ilk kez isyanı bastı. İso’yu Narin’e ayarlama düşüncesi bile onun adım atması için işe yaradı. Artık o cephede bir atraksiyon lazım. Hem Ayşegül gibi kadınların çaresiz kalmayıp bu içinde bulundukları hapisten kurtulabildiğini görmek, hem de İso’nun yüzünün gülmesi için istiyorum bunu...


 
- Seda tipik bir boşanmış anne sendromu yaşıyor. Haklı da... Çocuk sahibi olduktan sonra belli işi ve Lara hayatının önceliği olmuş. Belki de boşanmaya kadar ilişkilerinin gitmesinin nedeni budur. Şimdi ilk kez anne olduğunu unutup telefonu açmamak üzdü onu. Ama hayat da tek başına geçmez be Seda’cım! Hele Sinan gibi çocuk delisi, arkadaşlarının çocuklarını bile düşünerek evinin bahçesine park yapan bir adam zor bulunur benden söylemesi. Neyse şimdi hastalık mahmurluğu var, düzeleceksin eminim. Aklın başına gelir, gelmese de yeni dert ortağın Pamir getirir.
 
- Yaşadığı ufak bir tutulmayla hayatı sorgulayan Pamir. İşte onun gibi erkekler yüzünden kaç kadın gözü yaşlı kalıyor. Erkekler gönül eğlenirken kadınların tutulduğunu fark edemiyorlar, sonra bir anda gidiyorlar. Pamir gibi daldan dala atlayan birinin bunu görüp sorgulaması hoşuma gitti. Yani orada konuşsaydı yine Defne ile olamazdı ama doğrusunu yapıp susması güzel hareket. Özellikle de Sinan’ın eski günleri yad ettikten sonra Ömer ile gidip konuşması da. Bu dizide dostluk hep önemli oldu. Bu kadar ayrılmaz iki kişinin bir kadın uğruna böyle anlamsız bir rekabete girmesi yakışmıyordu. Hele kazanan belliyken...  Daha önce Sinan da bu topa girecekti azla ama Defne’nin seçim yaptığını görünce hemen köşesinde döndü. Şimdi sıra Pamir’de. Bu hayali aşk üçgeni sona erdiği için çok mutluyum. Şimdilik o küçük kızlara masal anlata dursun; belki ona da yeni bir kısmet gelir, kimbilir. Derya olmayacağı kesin =)


 
- Son bir ufak notla yazımı bitiriyorum. İkinci sezonun başından beri bir ‘yemek’ konusu gündemde. Önce Ömer gittikten sonra yemek yemeyip deri kemik kalan Defne’yi duyduk. Ardından Defne, Ömer’in evine gelip kahve makinesini görmeyip buzdolabını boş bulmasıyla Ömer’in de aslında çelik olmadığını ve yemeden içmeden kesildiğini öğrendik. Bunu gören Defne’nin de el emeği pazı sarmalarıyla iştahımız kabardı. Yeniden başlamalarıyla önümüze birçok farklı yemek sahneleri koymaları çok hoşuma gitti. Uzun bir süredir ayrılık acısıyla yemekten uzak duran Defne ile Ömer’in önce kendilerine Ömer usulü sağlıklı bir ziyafet çektiler, ardından da ikisinin birlikte hazırladığı sofrada sevdiklerini ağırladılar. Aç kalma dönemi bitti, ziyafet günleri başladı. Kahve makinesi de cabası tabi. Ancak Defne’nin kurallarıyla: “Yemekten önce kahve içilmez, sonrasında BİRLİKTE içeceğiz!"
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER