Artık onlar doğru
zamanda, doğru yerdeydiler. Sara’nın “Eğer
kaderimiz bir ise yeniden mutlaka rastlaşırız, bu hikaye burada bitmez” ya
da İso ile dertleşen Ömer’in “Doğruysa
gelir seni bulur, böyle dağları aşar yine de bulur. Sen engelleri düşünme.
Çağır. O kadar iste ki, gelsin.” sözlerinde olduğu gibi Defne ile Ömer de
onca olay yaşayıp sonra da dünyanın iki farklı ucuna dağıldıktan sonra
kaderleri bir olduğu için yeniden birbirlerini buldular. Yaşanan tüm olaylar
Defne’nin kendi masalında anlattığı gibi Ömer’i daha yakından tanımasını
sağladı. Bu kadar rahatlıkla ne olursa olsun ayrılamayacaklarını anlamasını...
Diğer yandan prensipleriyle yaşayan Ömer ise hayatta nelerin öncelikli olduğunu
görme şansına sahip oldu. Kader önce onları bir araya getirdi, daha sonra ise
ileriki bir zamanda daha sağlam bir başlangıç yapmak adına ayırdı. Şimdi ise
başlarına ne gelirse gelsin karakterlerinden, iyi niyetlerinden bir an bile
ödün vermeyen Defne ile Ömer’in zorlu dağları aştıktan sonra o muhteşem
manzaralı yolda gitme zamanları geldi. Bir nevi 62 bölümdür hayatımızın tam
ortasında yer alan Kiralık Aşk oyununa veda ediyoruz. Bıraktığı izleri yok
ediyor, borçları sıfırlıyor, gereken hesaplaşmaları gerçekleştiriyoruz. Bunun
için de Pamir Maden’e teşekkür ediyoruz.
Kısa süren ve
hemen ortaya çıkan ikinci bir Kiralık Aşk oyunu olmasaydı eğer Defne hiçbir
zaman tam olarak hak verse de Ömer’in gidişini anlayıp içten içe affedemeyecek
bir yerlerde küçük bir sızı olarak kalacaktı. Evet, kendisinin belirttiği gibi
Pamir ile onun yaşadıklarının Ömer ile yaşadıklarıyla alakası yok ama yine de
bir şekilde aldatılmış ve kandırılmış hissetmek Defne’nin düğünden sonra yarım
bıraktığı hesaplaşmayı tamamlamasını sağlamıştı. Neriman’a içindekileri dökmüş
ve Hulusi beye de yaşananları anlatarak rahatlamıştı. Ve bankta Ömer ile bir
araya gelerek belki de o acı dolu günleri ve oyunu çok detaylı anlatmadan
sadece özet geçerek yeniden başlama kararı almışlardı. Türkan teyzenin ve tüm
ailenin buna karşı çıkacağını bile bile atlamıştı o uçurumdan aşağı... Tıpkı
Roma’da aşkın her şeyden öte olduğunu anlayan Ömer gibi. Artık Neriman bir
şekilde dersini almış, Hulusi bey de insanları parayla satın almaması
gerektiğini öğrenmişti. Pamir ise bu bölümde yaşananlarla birlikte ne kadar
dalavere çevirirse çevirsin kader ağlarını örmüşse eğer iki aşkın arasına
giremeyeceğini anlamış oldu. Bir şekilde oyuna Defne cephesinde veda etmiş
olduk. Hatta onun arkasından çevirdikleri onca şeye rağmen tüm ailesini ve
sevdiklerini evinde toplayıp onları yüzünde çok içten bir gülümsemeyle izleyen
Ömer’in cephesinde de bir veda gerçekleşti. Ehlileşen kral, biraz da Pamir’in
basketbol oynarken dile getirdiği “Son
zamanlarda ben çok sorguluyorum kendimi. Neredeyim, ne yapıyorum, nereye
gidiyorum? Sen mesela çok doğru davrandın bence. Dümdüz durarak, dürüst
kalarak, hiçbir hileye hurdaya sapmadın. Kaybediyor gibi gözüküyordun ama bak görüyorsun
işte Defne de senin, aile de, arkadaşların da... Kazandın yani.” sözlerinin
etkisi kaçınılmazdı.

Bir zamanların
Ömer’in odasına girip “Aşkta ve savaşta her şey mubahtır” diyen ve elini
kirletmesi gerektiğini söyleyen Pamir hayatta yolunun dümdüz olmasını
istiyorsa, senin de dümdüz olman gerektiğini bu yaşananlarla öğrenmişti. Bugüne
kadar düzlükten şaşmayan Ömer ile Defne bu hikayede en çok mutlu olmayı
hakkeden iki kişi. Ve şimdi bu Kiralık Aşk hikayesindeki “Kiralık” sözcüğüne
veda ererek aşka yelken açmaya başladılar. Ama bu değildir ki; pespembe bir toz
bulutu içerisinde yaşanan bir hayat onları bekliyor. İçimden bir his o son
sahnede önümüze koyulan o kaza ile bu toz bulutuna dalmadan önce ayrı
geçirdikleri bir yılda Defne’nin hastanelik olduğunu nasıl öğrendiysek Ömer’in
de bu süre içerisinde yaşadıklarını ucundan köşesinden öğreneceğimizi söylüyor.
Ayrılık acısının Defne’de yarattığı izleri gördük sekiz bölümdür. Korkularını,
isyanını vs. Yeni bir başlangıç yaparken bu acının Ömer’de bıraktığı izlere de
denk gelecekmişiz gibi görünüyor. Ama bugüne kadar her acısına ve kötü
hatırasına merhem olan Defne, Leprikon cinlerini eve getirerek su yüzüne
çıkardığı bu yarayı yine kendisi tedavi edecektir. Hani Koray geçenlerde
Pamir’e “Bir olay olduğunda bunlar
birbirine kenetlenirler. Hiç şaşmaz. Hep birbirlerinin tarafını tutarlar,
istisnasız.” demişti ya yine o misal ortaya çıkan bir anı ya da hatırlanan
bir acı onların şu anda popcorn tadında yaşadıkları anlara derin duygular
katarak ilişkilerinde yine büyük adımlar atmalarını sağlayacak gibi.