Ömer geçen haftaki Koray’ın “Çok büyük bir hata yapıyorsun, çok! Çok katısın. Kimseyi affetmiyorsun, herkesin hayatını zorlaştırıyorsun. Ne olur biraz esnek olsan, hayat çok daha güzel olur. Ama yok Ömer İplikçi prensip kumkuması, dik başının derdini çekiyorsun hep öyle.” sözlerine inat bizlere hiç durmadan bu bölüm değiştiğini gösteriyordu. Kim derdi ki restlere karşı duramayan Ömer İplikçi’nin Türkan teyze karşısında kendini açıklamaya çalışacağını, sevdiği kadını hiç çekinmeden kaçıracağını, sonra o çekip gittiğinde kapısının önünde “seni seviyorum” diye bağıracağını, iş günü çimenlerde sevdiği kadını “Gerilme! Hepsi geçecek merak etme. Sonunda kapımızı kapatınca yine iki kişi kalacağız, ikili hayatımıza devam edeceğiz. Belki de üç...” diyerek teselli edeceğini, bir geceliğine bile olsa Defne’nin sevdiği perdeleri evine astıracağını hatta bununla da kalmayıp bir dakikada anlamsız düğün sorunlarını çözüp asıl beğendiği gelinliği hemen düğün salonuna getirebileceğini... İşte aşk değiştirir. Ömer İplikçi de değişiyor. Şimdilik bunu tepkilerinde tam olarak göremesek bile genel hareketlerinde bu değişim kendisini ele veriyordu. Sıra Defne’ye olan aşkına karşı nasıl duracağını göstermesinde. Ama sanki yine bölümün içerisindeki konuşmalarla her şeye rağmen evleneceğinin sinyali verilmişti. Ne dersiniz?
 
Ömer’in bekarlığa veda gecesi Sinan’a söylediği “Evleniyoruz işte. Önce ben, sonra sen. Bence bundan sonra daha hareketli olacak. Şahane fikirlerim var... Aşık enerjisi. Tamamladık, bütünledik kendimizi asıl şimdi başlıyoruz.” sözleri bize seneye iddialı bir Ömer İplikçi’nin ortaya çıkacağını söylerken koleksiyonu anlatırken kullandığı “Aşk ve öbür cinler” tanımlaması aşkın oyunu kuran tüm cinlere karşı dimdik duracağını da sanki ifşa etmişti. Ama ben en çok Necmi’nin Ömer kaçtı sandığında herkesin “Olur mu, olur. Görmediniz mi? Kaç kere ayrıldılar, ettiler. Yüzükleri attılar, kökleri yıktılar.” sözlerine karşı “Ömer öyle şey yapmaz, en azından Defne’yi ortada bırakmaz.” demesinden umutlandım. Nişanı terk etmeyen Ömer İplikçi’nin yüzlerce misafirin olduğu ve nikah masasına kadar yürüdüğü düğünde Defne’sini oracıkta terk edeceğini hiç sanmıyorum.


 
Tüm peri masallarında olduğu gibi bizim hikayemizin de iki masum karakteri varsa: Biri Ömer, diğeri de Defne... Defne de Kiralık Aşk oyununu anlatırken kullandığı cümlelerle oyunun tüm kurucularını ifşa ederken, en çok kendisini temize çıkarmıştı. Zaten o yetenekli, akıllı ve muhteşem sinyor İplikçi’nin 52 bölüm boyunca sevdiği kadının arkasından ipucu niyetine bıraktığı ekmek kırıntılarını toplayarak onu kendi kafasında kurduğu mahkemede hızlıca temize çıkaracağına eminim. Yoksa biz boşuna mı izledik bu kadar Defne’nin kaçışlarını, tamamlanmayan cümleleri, sürekli yarım kalan anları, akan göz yaşlarını... Onlar kendilerine düşen ayrılığı bence bu hikayede peşinen yaşamışlardı, sırada onların acı çektiğini gördükleri halde susanlarındı. Alp’in düğününde gerçeği öğrenen Ömer her şeyi açıklarken, kendi dostları ve yakınlarından da bunu beklediğini dile getirmişti. Defne geç de olsa kendisine düşeni yapmış, gerçeği bu aşka yakışır bir şekilde kendi söylemişti. Sadri usta olayından da anladığımız gibi Ömer acı da olsa gerçeği duymak ve bu gerçeği kişinin ta kendisinin söylemesini tercih ediyordu. Defne bu hareketiyle kendi hanesine bir artı puanı daha eklemişti ne dersiniz?
 
Hem sonuçta nikah şahitleri de sürekli bölüm boyunca gerçeği açıklamanın önemli olduğunu dile getiren ve düğün öncesi kendisini “Eros’un elçisi” olarak ilan eden Koray değil miydi? Necmi’nin yanında düğündeki aurası en yüksek kişinin de nikah şahitleri arasına katılması, Ömer’in odasının önündeki o tablonun artık tamamlanması ve bölüm boyunca size bahsettiğim tüm bu diyaloglar ama en çok da Ömer İplikçi’nin o şahane aşkı bu evliliğin her şekilde olacağını gösteriyordu. Ömer ne tepki verecekse versin tüm sorunlar artık aynı çatının altında aşılmalı, aksi takdirde hikaye bir kısır döngüye girer ki bunu kimse istemez. Bir şey daha itiraf edeyim mi? Ben Ömer’in yerinde olsam rahatlarım. Kafasındaki soru işaretleri de artık sona erdi. En azından acı da olsa gerçekleri biliyor ve bence gerçekler o kadar da kötü değil. Alt tarafı sevdiği kadın hayatına direkt özgeçmişine göndererek değil, Neriman’ın torpiliyle girdi. Sonuçta Ömer aşık da olmayabilirdi. Hikayeyi başlatan Neriman olsa da, Defne’ye aşkını ilan ederek devam ettiren Ömer’in kendisidir. Aynen Defne’nin hep kendisini canlandırdığı gibi...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER